Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Grup Başkan vekili Mustafa Elitaş, " Türkiye'nin bekası için terör belasıyla uğraşan en önemli istihbarat teşkilatının üzerine böylesine gidilmesinin, anlamlı olduğunu" söyledi.
Elitaş, parlamentoda gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin sorularını yanıtladı.
Savcıların, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu bazı MİT görevlileri için Başbakan'dan izin istediğine yönelik haberlerin sorulması üzerine Elitaş, "Türkiye'nin bekası için terör belasıyla uğraşan en önemli istihbarat teşkilatımızın üzerine böylesine gidilmesinin biraz anlamlı olduğunu düşünüyorum" dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkan vekili Muharrem İnce'nin, "Savcı, Türkiye'de kendisine yer beğensin" yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Elitaş, muhalefetin ağzında fermuar olmadığını, sorumluluk taşımadığı için istediği gibi konuştuğunu söyledi.
Elitaş'a, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın; milletvekilliğinin, yeminle değil mazbatanın alınmasından sonra başlayacağına yönelik açıklamaları da soruldu. Elitaş, göreve başlanabilmesi için Maclis'te uygun şartlarda yemin edilmesi gerektiğini belirterek "Milletvekili mazbatası almak başka, göreve devam etmek başka" dedi.
"YAVUZ HIRSIZ, EV SAHİBİNİ BASTIRIR"
TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonun dünkü görüşmelerinde "yumrukların havada uçuştuğunu" söyleyen gazeteciye Elitaş, "Olay biraz fazla büyütüldü gibi. İstanbul milletvekilimiz Hakan Şükür'ün, TBMM Genel Kurulunda kadın milletvekillerimize verdiği gülle jest yapmasından milletvekili arkadaşlarımız rahatsız oldu. Şükür, komisyonda Dünya Kadınlar Günü nedeniyle danışmanıyla gül dağıtma işini, kendileri düşünemediğinden dolayı biraz psikolojik baskının sonucunda sayın Şükür'e yapamadıkları saldırıyı, danışmanına yaptılar. Yavuz hırsız, ev sahibini bastırır misali...Hem görüntülere baktığınızda hem de olayı izleyenleri dinlediğinizde CHP milletvekillerinin danışmana saldırısı varken CHP'lilerin, bir danışmanın, milletvekillerine saldırdığı şeklinde gerçek olmayan ifadeleri söylemeleri milletvekilliğine yakışmayan bir tarz" karşılığını verdi.
CHP'nin, TBMM Başkanlığı'ndan Şükür'ün danışmanının hizmet sözleşmesinin iptalini istediğinin hatırlatılması üzerine Elitaş, "CHP uğraşacak başka bir şey bulmadı. Türkiye'nin gündeminde o kadar önemli meseleler var ki... CHP eğer böyle şeylerle uğraşıyorsa vay Türkiye'min haline! Vay ana muhalefetin haline!" dedi.
"KENDİNİ ARENADA ZANNEDİYOR"
Elitaş, CHP Grup başkan vekili İnce'nin, AK Parti grup başkan vekillerini, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran kanun teklifine ilişkin kendisiyle tartışmaya çağırdığının hatırlatılması üzerine bazılarının kendilerini "çağlar ötesinde, arenada zannettiğini" söyledi. Elitaş, bir meselenin, ringe davet edilerek "Kim, ne biliyorsa gelsin karşıma" demenin, zayıflık göstergesi olduğunu ifade etti.
Elitaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sadece tahammülsüzlükten dolayı, CHP'de işgal kültürü egemen olmaya başladı. Kendi kurultaylarında kendi milletvekillerine karşı bir saldırı düzenlendi. Aynı şey TBMM İçtüzüğü'nün değiştirilmesinde kürsü işgali, komisyonda kürsü işgalini gündeme getirmeye başladılar. CHP, artık herhalde işgal kültürünü içtüzüğüne yerleştirmiş diye tahmin ediyorum. Doğru bir yaklaşım değil. Komisyon Başkanı, aşırı müsamahakâr davranmasına rağmen hazımsızlıkla karşı karşıya kalmak... Muhalefet, direnmek; bu şekilde, kaba kuvvetle olmaz; fikirle olur. Ana muhalefet partisi olarak kaba kuvveti TBMM'de öne çıkarmaya çalışırsanız onları takip edenlerin hangi noktaya doğru gideceklerini düşünmek bile istemiyorum"
"RÖVANŞ DEĞİL"
Elitaş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 28 Şubat'a yönelik açıklamalarının sorulması üzerine, Gül ile Erdoğan'ın söylediklerinin karşı karşıya olmadığını, üst üste oturtulduğu zaman anlamlı bir sonuç ortaya çıkacağını kaydetti.
28 Şubat'ın, 15 yıllık süre içinde toplumda bıraktığı izleri silmenin; iktidarın, siyasetin görevi olduğunu dile getiren Elitaş, şöyle konuştu:
"İzleri silerken rövanş almak anlamında değerlendirirseniz yanlış noktaya gidersiniz. 28 Şubat olup bitmiştir. Türkiye'nin geleceğiyle, eğitim sistemiyle ilgili en önemli konularda 'onlar böyle yapmıştır, rövanş hissi doğmasın' diye düzeltme yoluna gitmediğimiz takdirde bu, millete karşı yapılan haksızlık olmuş demektir. Milletin size verdiği görevi yerine getirememişsiniz anlamına gelir. Rövanş hissiyle ortaya çıkan bir konu değil 28 Şubat'ın hatalarını düzeltmek olarak bakmak gerekiyor. Kimse bunu rövanş olarak, intikam alma duygusuyla yapılan bir hareket olarak değerlendirmemeli. Yapılan anketlerde de 4 artı 4 artı 4 ile ilgili olumlu sonuç var. Gerçi sayın Kılıçdaroğlu bunu kabul etmese de... İşine geleni kabul ediyor, işine gelmeyeni kabul etmiyor. Bilimsel sonuçların çok etken olduğu bir çağda, ana muhalefet partisinin bilimsel gerçeklerden bu kadar uzak durması da şaşırtıcı"
Son Dakika › Politika › 'MİT'in Üzerine Gidilmesi Anlamlı' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?