AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk, savaş ve kriz bölgelerinde sadece savaş muhabirliği sertifika programını alan muhabirlerin görev yapacağını bildirdi.
Öztürk, Anadolu Ajansı ile Polis Akademisi Başkanlığı'nın işbirliğiyle düzenlenen "Savaş Muhabirliği Sertifika Programı"nın açılış töreninde yaptığı konuşmada, AA'nın 100. yıl vizyonu çerçevesinde önemli projelerinden bir tanesinin hayata geçmesinden dolayı mutluluğunu dile getirdi.
Yaklaşık 5-6 aydır Anadolu Ajansı ve Polis Akademisi çalışanlarının proje için ter döktüğünü söyleyen Öztürk, göreve geldiği dönemden beri AA'nın kriz bölgelerindeki haber faaliyetlerinin çok arttığını belirtti.
Arap Baharını çok yakından takip eden ve bölgedeki savaş, çatışma, kriz ortamlarında bulunan AA muhabirlerinin bazılarının rehin alınma tehlikesi geçirdiğini, bazılarının ise yaralandığını anlatan Öztürk, "Bu dönemde, muhabirlerimize yaralandığında ya da savaş ortamında kaldığında ne yapacağına dair bir eğitim vermemiz gerektiğini düşündük. Bu eğitimin İngiltere'de bir şirketin verdiğini söylediler. Bu şirkete arkadaşlarımızı eğitim için gönderdik" diye konuştu.
-"Bütün Ortadoğu ve Batı Avrupa'da ilk defa gerçekleştiriliyor"-
İngiltere'de eğitim alan muhabirlerin böyle bir eğitimin Türkiye'de uzmanlardan destek alarak daha iyi verilebileceğini söylediklerini açıklayan Öztürk, bunun üzerine dünyanın en saygın akademilerden biri olan Polis Akademisi ve bölgenin en büyük ordusu olan TSK ile irtibata geçtiklerini ve ortak projenin böylelikle doğduğunu belirtti.
Öztürk, "Şimdi çalışmalarımız bu sertifika programını uluslararası nitelikte yapmaktır. Hazırlıklarımızı tamamladık ve sertifika programlarımızı İngilizce, Arapça ve Türkçe olarak bitirdik ve aynı zamanda web sitemizi de tasarladık" dedi.
Körfez bölgesindeki dört ülkeye son günlerde yaptığı ziyarette hem AA'nın 100. Yıl vizyonunu anlatma, hem de savaş muhabirliği eğitimimini tanıtma fırsatı bulduklarını söyleyen Öztürk, orada çok büyük ilgi gördüklerini ifade etti. Öztürk, şöyle devam etti:
"Onlar da savaş muhabirliği eğitim almak istiyorlar. Başta El Cezire olmak üzere birçok televizyon ve yayın kuruluşu eğitime katılma isteklerini bize ilettiler. Şimdi bu birinci dönem çalışmasıyla nerede olduğumuzu görüp bir kendimizi yoklayacağız. Çünkü ilk defa gerçekleştiriyoruz.
Savaş muhabirliği sertifika programı sadece Türkiye'de değil bütün Ortadoğu ve Batı Avrupa'da ilk defa gerçekleştiriliyor. Allah nasip ederse, bunu uluslar arası bir boyutta gerçekleştirerek kriz bölgesinin en önemli merkezi olan Ortadoğu, Kuzey Afrika ve kriz bölgelerinden sayılabilecek Orta Afrika bölgelerinde özellikle gazetecilerin eğitimi için büyük bir çalışma yapacağız."
-"Biz habercilerimizin hayatına önem veriyoruz"-
Türkiye'den iki gazetecinin Suriye'de kaçırıldığını hatırlatan Öztürk, bu muhabirlerin eğitimsiz oldukları için yaralandığında, rehin alındığında ne yapacağını bilmediklerini vurguladı. Öztürk, bu gazetecilerin durumunun da savaş muhabirliği eğitimi çalışmalarını hızlandırdığını kaydetti.
AA'nın artık savaş muhabirliği eğitimi almamış hiçbir habercisini kriz bölgesine göndermeyeceğinin altını çizen Öztürk, şunları söyledi:
"Bu prensip kararımızdır. Bundan sonraki dönemde bunu uygulayacağız. Bu programda bizim kendi çalışanlarımızı da eğitimden geçireceğiz. Suriye gibi savaş ve Kuzey Afrika gibi kriz bölgelerinde sadece sertifika programını almış muhabirlerimiz gidecek. Çünkü biz habercilerimizin hayatına önem veriyoruz. Onların yaşam koşullarına en iyi şekilde destek vermek için varız.
Bu, aynı zamanda bir iş güvenliği meselesidir. İş güvenliği yasasıyla ilgili arkadaşlarımız, Meclis'te komisyon düzeyindeyse, orada temaslarda bulunacağız. ve gazeteci arkadaşlarımızın iş güvenliği konusuna kanunla bir şekilde müdahil olmaya çalışacağız."
- Pazaryeri Katliamı'nda şok oldum -
Kemal Öztürk, savaş devam ederken Bosna'ya gazeteci olarak gittiğini, ve Saraybosna'ya dağların arasından girerken ateş altında kaldıklarını anlattı. Silah ve patlayan bombaların sesini ilk kez orada duyduğunu belirten Öztürk, bir askerin yardımıyla ateş altından kurtulabildiklerini dile getirdi. Öztürk, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"O şoku hiç unutmuyorum. İkinci şok, Saraybosna'ya girdikten 5 gün sonra yine kentin açık hedef haline gelmiş bölgesinin tam ortasında kaldık ve BM'in zırhlı bir aracı kurtardı bizi.
Şehir merkezine bırakıldığımız anda Pazar Katliamı'nın ortasında kaldık ve ben o şoku ömrüm boyunca unutamadım. Gazetecilik yapamadım, insanlara doğru düzgün yardım edemedim, ne yaptığımı bilemedim, o panikle 70 kişinin öldüğü bir katliamın ortasında kaldım. Şimdi benim gibi onlarca arkadaşım, meslektaşım bu kriz ortamlarındaki olağanüstü olayları yaşadılar ve hiçbirimiz maalesef bu eğitimi almadık."
-"Muhabirine değer verdiğinin bir göstergesidir"-
Bu tür olayları çok sayıda gazetecinin yaşadığını, bu tür kriz ortamlarında kalındığını ifade eden Öztürk, "Hiçbirimiz bu eğitimleri maalesef almadık. Çelik yeleğimiz yok, kaskımız yok, nasıl davranacağımızı bilmiyoruz. Bunların yaşanmaması için bu sertifika programını yapıyoruz. Programa diğer medya kuruluşları ve meslek örgütlerinin de daha fazla hassasiyet göstermelerini istiyoruz" dedi.
Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim kanaatimize göre bu sertifika programına muhabirini göndermek o muhabirine değer verdiğinin bir göstergesidir. Bu sadece kanunla, kuralla yaptırılacak bir olay değil, bu aynı zamanda etik bir davranıştır. Siz muhabirinizin yaşamını, mesleğini gerçekleştirmesine çok kıymet veriyorsanız ona gerekli donanımı da vermelisiniz. Bu sadece iyi bir kamera, iyi bir fotoğraf değildir. Aynı zamanda iyi bir eğitim demektir."
-"Ortadoğu ve Batı Avrupa'nın en büyük haber ajansı Anadolu Ajansı"
İngiltere'de düzenlenen savaş muhabirliği eğitimine katılan AA muhabirlerinin bir haftalık süre içinde olaylara bakış açısının değiştiğine dikkati çeken Öztürk, düzenlenen programın gelecek dönemde çok faydalı olacağına inandığını söyledi.
"Ortadoğu ve Batı Avrupa'nın en büyük haber ajansı Anadolu Ajansı'dır" diyen Öztürk, Polis Akademisi'nin de bölgenin en büyük akademisi olduğuna işaret etti.
Bölgenin en büyük iki kuruluşunun işbirliğine Türk Silahlı Kuvvetleri'nin verdiği uzman desteğiyle çok yüksek kalitede bir programın başlatıldığını anlatan Öztürk, çalışmanın etkisinin gelecek dönemlerde ortaya çıkacağını belirtti.
Batı Avrupa'da, muhabirlerin risk bölgesinde çalışmasına yönelik belli kuralların olduğunu vurgulayan Öztürk, bunun için sadece muhabir olmanın yeterli olmadığını, gördüğü eğitimin ve kişisel özelliklerinin de dikkate alındığını ifade etti.
- "Savaşın taraflarının ilk hedef aldıkları gazeteciler oluyor"-
Türkiye'deki medya sektöründe bu konuda sıkıntıların bulunduğunu dile getiren Öztürk, şunları söyledi:
"Herkes gönderilmemeli, herkes bu haberleri yapmamalı. O yüzden bu eğitime katılacak arkadaşlarımızı özellikle seçiyoruz. Psikolojik, fiziksel özelliklerini dikkate alıyoruz. 2010'da dünyada 57 gazeteci öldürüldü. Bu rakam, maalesef 2011'de arttı ve 67 gazeteci öldürüldü. Binlerce gazeteci gözaltına alındı, yaralandı, tartaklandı. Bu çok büyük bir rakam ve sadece Suriye'de bile öldürülen gazetecilerin sayısı diğer yerlere göre çok fazla. Bu rakam çok yüksek. Biz bu mesleği yapan insanlar olarak söylüyorum, bu kadar büyük bir risk başka meslek kuruluşlarında daha azdır. Elbette ki askeri ve polisi saymıyorum ama bir meslek olarak söylüyorum, gazetecilik gibi, doktorluk gibi, mühendislik gibi, bizim risk oranımız çok yükseldi. Nedense bu bölgelerdeki idareciler veya savaşın taraflarının ilk hedef aldıkları gazeteciler oluyor. Oradaki dramı, katliamı duyuran biziz, dünya bizim gözümüzle bunları görüyor, haberdar oluyor. Dolayısıyla biri haber vermemizi istemiyorsa eğer ilk hedefteki insan da biz oluyoruz. Öldürülen 67 gazeteciden ne kadarının da eğitim aldığını çok merak ediyorum. "
- "Habercilerimizin yaşam haklarını korumak için elimizden gelen herşeyi yapmamız gerekiyor
Öldürülen gazeteci sayısının azalma eğiliminde olmadığına dikkati çeken Öztürk, bu senenin mayıs ayına kadar öldürülen gazeteci sayısının da 23'e ulaştığını söyledi.
"Bu büyük bir rakam. Bunun için bizim habercilerimizin yaşam haklarını korumak için elimizden gelen herşeyi yapmamız gerekiyor" diyen Öztürk, sertifika programının ana hedefini habercilerin oluşturduğu kaydetti.
Program sonunda çalışmayla ilgili bir rapor ve görüntü kaydının medya kuruluşlarıyla paylaşılacağını belirten Öztürk, program için istenen ücretin Avrupa'daki örneklerine oranla çok düşük olduğunu, bunların da patlatılan bomba, gaz maskesi gibi sarf malzemeleri için alındığını anlattı.
Programın bütün meslek kurumlarınca önemsenmesini isteyen Öztürk, "Çünkü bunun yaşam hakkına, yaşam şartlarına iyileştirici bir müdahale olduğu kanaatindeyiz" dedi.
Programa katılan muhabirlere seslenen Öztürk, "Siz bu sertifika programının ilk öğrencilerisiniz. Dolayısıyla bir kayıt altına da girmiş oldunuz. İnşallah bu meslekte öğrendiklerinizi kullanma ihtiyacı duymazsınız. Risk bölgelerinde habercilik yaparken sıkıntı çekmezsiniz ama çekerseniz de bu öğrendikleriniz sizlerin yaşamlarını zorlaştırmadan mesleğinizi yapmanıza yardımcı olur" diye konuştu.
Kemal Öztürk, programa katkılarından dolayı Polis Akademisi Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri yetkililerine ve Anadolu Ajansı Haber Akademi çalışanlarına teşekkür etti.
Muhabir: Meltem Uzun-Selma Kasap-Sarp Özer
Yayıncı: Ertuğrul Cingil - ANKARA
Son Dakika › Politika › Savaş Muhabirliği Sertifika Programı Başladı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?