Uludere'de 34 Kişinin Ölümüyle İlgili Takipsizlik Kararı

CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'nın Uludere olayıyla ilgili verdiği takipsizlik kararına ilişkin, "Kimse 'bu kararla bu olayı kapattık' diye sevinmesin. Esas olay şimdi başlıyor. Bugün Uludere'nin başlangıç günüdür, kapatıldığı gün değil" dedi.

Gök, partisinin İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Genelkurmay'ın ve iktidarın Uludere ile ilgili başından bu yana olayı soğutma, unutturma ve karartma çabası içerisinde bir işbirliği yaptıklarını öne sürdü.

Dosyanın kapatılmak istendiğini iddia eden Gök, "34 gencecik bedenin ölümünün bu kadar bedavaya getirildiği, bu kadar ucuza kapatıldığı bir ülkenin yurttaşı olmaktan üzüntü duyuyorum. Devlet bugün Uludere'de çocuğunu kaybeden ailelerden elini  çekmiştir. 'Sizin çocuklarınızın ölümü, bedavadır, sudan ucuzdur' demiştir" ifadelerini kullandı.

Bu kararla ilgili mağdur ailelerin gereğini yapacağını belirten Gök, "Herhalde AİHM'e başvuracaklardır. Türkiye'yi yine çok ağır cezalar bekliyor" dedi.

Uludere'deki olayın Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'nın verdiği kararla "kapatılacağını sananların yanıldığını" iddia eden Gök, şunları söyledi:

"Türkiye'de artık Uludere dosyasının tartışılacağı bir organ kalmamıştır. Bu kararı alanlar şunu çok iyi bilmelidir. Uludere bugün yeniden başlıyor. Bugün artık iktidarın Genelkurmay'ın halkı oyalama, karartma ve soğutma gayretlerinin, konuşma hakkının  bittiği bir gündür. Kimse 'bu kararla bu olayı kapattık' diye sevinmesin. Esas olay şimdi başlıyor. Bugün Uludere'nin başlangıç günüdür, kapatıldığı gün değil."

-"Beklediğimiz bir sonuç"

Sezgin Tanrıkulu ise  bu kararın bekledikleri bir sonuç olduğunu ifade ederek, olayın üzerinin örtülmeye çalışıldığını ileri sürdü. Tanrıkulu, "Eğer Başbakan bu işte birinci derecede sorumlu olmasaydı failler ortaya çıkardı. Hem siyasi hem hukuki olarak bu işte birinci derecede sorumlu sayın Başbakandır. İkinci derecede sorumlu da Genelkurmay Başkanıdır. Bu kararla birbirlerini aklamışlardır" iddiasında bulundu.

Tanrıkulu, şu iddiaları dile getirdi:

"Ben kendisini Allah'a  havale etmiyorum. Bu toplumun vicdanına mahkum olmuştur. Ama bir insan hakları savunucu ve ceza avukatı olarak şunu iddia ediyorum; Başbakan mutlaka ve mutlaka uluslararası  ceza mahkemesinde insanlığa karşı suç işlemiş bir Başbakan olarak yargılanacaktır. Çocuklarına bırakacağı miras da bu olacaktır. Kaçma fırsatı yoktur. Çünkü  operasyon sınır ötesi, uluslararası bir operasyondur."

Tanrıkulu, bir gazetecinin, "AİHM'e gidilmesi için iç hukuk bakımından önce Anayasa Mahkemesi'ne gidilmesi gerekmiyor mu?" sorusuna, şu yanıtı verdi:

"Takipsizlik kararına karşı 15 gün içerisinde mağdurların itiraz etme hakkı var. Bu itirazı da en yakın askeri mahkeme olan Hava Kuvvetleri Askeri Mahkemesi inceleyecek. Ondan sonra mağdurların tabii ki iç hukuk bakımından Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapma hakları var, onun da tüketilmesi gerekiyor." - TBMM