Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, uyuşturucu maddenin ekonomik ve siyasal boyutunun unutulmamasını gerektiğini belirterek, ortada dönen rantın büyüklüğünün ve uluslararası ayağının çok güçlü yapılarla mücadeleyi gerektirdiğini bildirdi.
Yeşilay'dan yapılan açıklamada, Birleşmiş Milletler'in (BM) 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Günü dolayısıyla bir rapor açıkladığı belirtildi.
Raporda, dünyada 29,5 milyon uyuşturucu bağımlısının olduğu, 250 milyon insanın da hayatında bir kez uyuşturucu denediğinin tespitinin yer aldığı aktarıldı.
Yeşilay'ın topyekun mücadele edilmesi gereken bu tehlikeye karşı önleme, koruma ve rehabilitasyon çalışmalarıyla dünyaya örnek olduğuna işaret edilen açıklamada, "Bu rapora göre 250 milyon insan da hayatında bir kere uyuşturucu denemiş. Merak, sınırlarını aşma çabası, özenti, duygusal boşluk içerisinde olan gençleri bekleyen en büyük tehlike uyuşturucu. Özellikle son zamanlarda kullanımı giderek artan sentetik uyuşturucuların ilk kullanımı dahi ölüme yol açabiliyor. Uyuşturucu, kullanan kişide fizyolojik, psikolojik ve sosyal anlamda ciddi yıkımlar meydana getiriyor. Yanı sıra toplumsal, ekonomik birçok zarara yol açıyor. Devlet, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, emniyet ve ailelerin topyekun mücadele etmesi gereken bu tehlikeye karşı Yeşilay, önleme, koruma ve rehabilitasyon çalışmalarıyla dünyaya örnek oluyor." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, uyuşturucu bağımlılığının sadece kullananı değil, ailesi ile çevresini de son derece olumsuz etkileyen bir hastalık olduğu vurgulandı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Öztürk, uyuşturucu kullanım oranlarının artış sebepleri ve bununla mücadele için yapılacakların herkesin ortak meselesi olduğunu belirtti.
"Devletin idari tedbirlerle ve kolluk kuvvetleriyle yürüttüğü bir mücadele var." görüşünü paylaşan Öztürk, şunları kaydetti:
"Son zamanlarda yapılan operasyonlar, ele geçirilen yüklü miktarda uyuşturucu binlerce gencimizin hayatını kurtarıyor. Yanı sıra tedavi alanında yapılan, arzı azaltan uygulamalar da her geçen gün daha da gelişme gösteriyor. Aynı zamanda toplumun duyarlı kesimlerinin bir araya geldiği sivil kuruluşlar da değişik vasıtalarla uyuşturucu ile mücadele etmekteler. Uyuşturucu maddenin ekonomik ve siyasal boyutu da unutulmamalı. Ortada dönen rantın büyüklüğü ve uluslararası ayağı çok güçlü yapılarla mücadeleyi gerektiriyor."
Uyuşturucu bağımlılığına karşı önleme, koruma ve rehabilitasyon çalışmalarını Türkiye geneline yaygınlaştırdıklarını aktaran Öztürk, "Türkiye genelinde başlatmış olduğumuz bağımlılık önleme temelli Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı (TBM) dünyada benzeri olmayan dev bir çalışma. Bugüne kadar TBM ile 11 milyon çocuğumuza ve 2 milyon yetişkine ulaştık, dokunduk. Bunların yanı sıra bağımlılara ve ailelerine ücretsiz psikososyal ve rehabilitasyon desteği verdiğimiz YEDAM ile bağımlılarımızı hayata tekrar kazandırıyoruz. İstanbul'da 3, Şanlıurfa'da 1 olan YEDAM sayısı yıl sonuna kadar 10'a ulaşacak. Ayrıca telefon ucunda uzman psikologlarımızın yer aldığı '444 79 75' danışma hattımızı da uyuşturucu sorunu ve sorusu olan herkes arayabilir." değerlendirmesini yaptı.
Uyuşturucunun özgürlüğün sonu olduğunu ifade eden Öztürk, merak, özenti, kendini ispat etme, aile sevgisinden yoksun ve boşlukta olmanın gençleri uyuşturucuya itebildiğini dile getirerek, ailelerin çocuklarıyla ilgilenmesi ve onlarla konuşması gerektiğine dikkati çekti.
Öztürk, ailelerin bağımlılık hakkında bilgi sahibi olması, tedavi olması gereken çocuklarına bir suçlu gözüyle değil iyileşmesi gereken bir hasta gibi bakması gerektiğini kaydederek, "Tedavide asla yalnız bırakmasınlar. Bağımlılıklara dair her türlü doğru bilgilere tbm.org.tr sitemizden ulaşabilirler." ifadesini kullandı.
Son Dakika › Sağlık › Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Günü - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?