Esther Vergeer: Yenilmez - Son Dakika
Spor

Esther Vergeer: Yenilmez

Esther Vergeer: Yenilmez

Günümüz spor izleyicisi çoğunlukla rekorların büyüsüne kapılıp gitmiştir.

29.06.2019 02:23
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Günümüz spor izleyicisi çoğunlukla rekorların büyüsüne kapılıp gitmiştir... NBA yıldızı Wilt Chamberlain’in bir maçta attığı 100 sayı, Roger Federer’in 20 Grand Slam’i, Usain Bolt’un 100 metre ve 200 metrede elde ettiği dereceler... Birazdan bahsedeceğimiz kadınlar tekerlekli sandalye tenisinin yıldızı Esther Vergeer’in ise... En iyisi hızla anlatmaya başlayalım.

Hollandalı yıldızın teklerde Ocak 2003 yılında başlayan galibiyet serisi, emekli olduğu Şubat 2013 yılına kadar devam etti. Evet, kendisi bu 10 yılda 120 turnuvaya çıktı ve oynadığı 470 maçın hepsini kazandı. Bu maçlarda yalnızca 18 set kaybetti. Paralimpik Oyunlar’da tekler kategorisinde dört ve çiftler kategorisinde üç altın madalya, Grand Slam’lerde gelen 21 tekler ve 23 çiftler zaferi... Dünya 1 numarası olarak geçirdiği süre tam 688 hafta. Esther Vergeer = Yenilmez.

18 Temmuz 1981’de Hollanda’da dünyaya gelen Vergeer, dönem şartlarına göre ortalamanın üstünde yaşam standartlarına sahip olan mutlu bir ailenin çocuğuydu. Dört yaşına kadar sporla arası pek iyi olmadı, genel olarak evde annesiyle zaman geçiriyordu. Altı yaşında ise yüzme derslerine başladı. Bir gün yüzme dersinin ardından eve gelen Vergeer, birkaç dakika sonra bilincini kaybetti. Bilinç kaybının yanı sıra baş dönmesi de yaşayan Hollandalı, ailesi tarafından hastaneye götürüldü. Yapılan ilk kontrollerin ardından beyin kanaması geçirdiği ve beyninde sıvı birikmesinin olduğu söylendi. Doktorlar genç Vergeer’in beynine şant yerleştirdi. Şant yerleştirme işlemi için kafatasında bir delik açıldı. Daha sonra şantın bir ucu, beyindeki fazla sıvıyı boşaltabilmesi için baş, boyun ve karın bölgesinden cilt altına yerleştirildi. Altı haftalık sancılı bir tedavi sürecinin ardından Esther Vergeer, kontrolleri tamamlanarak hastaneden taburcu edildi.

Haziran 1989’da ise Vergeer’de baş ağrısı, göz bebeklerinde kayma ve boynunda şiddetli ağrı gibi sağlık sorunları baş gösterdi. Doktorlar, hastanede yapılan kontrollere rağmen bu etkilerin nedenini bulamadı. Aynı yılın Ekim ayında ise kasık çevresinde dayanılamayacak bir ağrı başladı. Birkaç hafta sonra felç geçirdi ve beynine yeniden şant konuldu. Hollanda’daki bütün uzmanlar bu vakanın üzerinde çalışıyordu ve sonunda teşhis konuldu: Vasküler miyelopati.

Omuriliğin altında yer alan bu hastalık, kötü huylu tümör çeşitlerinden birisi. Anormal etkiler gösteren hastalığın hayati tehlike yaratması sonucu Vergeer, 15 Ocak 1990’da dokuz saatlik bir ameliyat geçirdi. Ameliyatın ardından bir daha ayaklarını hareket ettiremedi ama hayatı kurtulmuştu. Bunun değerini de fazlasıyla bildi...

1990 yılının yaz aylarında rehabilitasyon sürecine giren Vergeer, tekerlekli sandalye sporlarına yönelmeye başladı. Voleybol, basketbol ve tenis tecrübeleri yaşadıktan sonra basketbolda karar kıldı. Ulusal düzeyde birkaç kulübün formasını giydi, 1997 yılında ise Hollanda Milli Takımı’yla Avrupa Şampiyonası yaşadı. O sıralarda amatör olarak tenise de devam ediyordu. Birkaç yıl sonra ise tüm odağını efsaneleşeceği alana yöneltti: Tenis kortları artık Vergeer için hazırdı.

1997 yılında başlayan amatör kariyeri, 2000 Paralimpik Olimpiyatları’nda tekler ve çiftler kategorilerinde gelen altın madalyalarla birkaç seviye yukarı çıktı. Bu başarılar aslında Vergeer’in emekleme adımlarıydı. Daha sonraki yıllarda Avustralya Açık, Roland-Garros ve Amerika Açık gibi üç prestijli Grand Slam’de, hem tekler hem de çiftler kategorilerinde şampiyonluklar gelecekti. Tabii 6 Nisan 1999’da tekler ve çiftlerde elde edeceği "dünya bir numarası" unvanı da bu başarılar sonrası onu bekliyordu.

"Çoğu izleyici tenis gibi zor bir sporun tekerlekli sandalyede nasıl yapıldığını anlayamıyor. Ben bu işten aşırı derecede zevk alıyorum. Tabii ki fiziksel olarak zorluk yaşıyoruz ancak her maçta zihnimiz biraz daha gelişiyor. Mesela çoğu oyuncu servis atarken saldırı yerine savunma hamlesini düşünür ama ben biraz daha farklıyım. Sol bacağımda his var, sağ bacağımda yok. Topa asıl gücümü sağ elimden verirsem ‘köşegen’ formülünü uygularım. Yani bir nevi Da Vinci’nin bahsettiği altın oranı uygulamaya çalışıyorum. Ben bunun işe yarayacağını düşünmemiştim ama fazlasıyla yaradı."

Çiftler ve teklerde gelen 1136 galibiyetin nedenini Esther Vergeer’in yukarıdaki demecinden anlayabiliriz: Fiziksel engelini adeta hiçe sayar gibi kortta gösterdiği efor ve dâhiyane bir oyun anlayışı. Bu iki altın kuralın birleşimi efsanevi yenilmezlik serisini beraberinde getirdi. 30 Ocak 2003’te Sydney Turnuvası’nda gelen yenilginin ardından 12 Şubat 2013’teki emekliliğine kadar çıktığı 470 maçın tamamını kazandı. 120 turnuva, 73 farklı rakip, tek bir oyun bile vermeden kazanılan 95 maç, kaybedilen yalnızca 18 set, ihtişamlı Grand Slam ve ITF zaferleri... Ancak şunu da belirtmekte fayda var; Vergeer’in yakaladığı bu muazzam galibiyet serisi bir dünya rekoru değil. Pakistanlı squash yıldızı Jahangir Khan, 1981-1986 arasında art arda 555 maç kazanarak bu alanda zirvede yer alıyor.

Laureus Dünya Spor Ödülleri'nde 2002 ve 2008 yıllarının en iyi engelli sporcusu seçilen Hollandalı yıldız, Ekim 2010’da ESPN Magazin’in ilk sayfasında yer almıştı. Vergeer bu konuyla ilgili olarak, "Dünyanın en büyük dergilerinden birinde çıplak poz vermemi istediklerinde, kabul etmekte emin değildim. Ne de olsa engelli bir sporcuyum ve vücudumdan emin değildim. Daha sonra engelli bir sporcunun derginin ön kapağında bu pozla yer almasının gelecek adına olumlu sonuçlar doğurabileceğini düşündüm ve kabul ettim." demecini vermişti.

Esther Vergeer’in, sağlık sorunlarıyla başlayıp o dramadan epik bir zafere dönüşen hayatı, çoğu kişi tarafından bilinmiyor bile. "İnsanlar, tekerlekli sandalyede olmamdan dolayı beni yargılıyor. Bu yargılamanın kaynağı ise tenis; engelli olan bir sporcudan bu kadar büyük başarılar beklemiyorlar. Bu yüzden başardıklarımızı yaymak istiyoruz ama çoğu kişi es geçiyor."

Vergeer’in de dediği gibi, yazılan haberlere rağmen çoğumuz bu tarz başarıları es geçiyoruz. Eğer 10 yıllık yenilmezlik serisi es geçilmeye değer görülüyorsa sporun tutkulu ruhu, hedonizmin pasif ruhuna yenilmiş demektir.

Kaynak: EuroSport.com

Son Dakika Spor Esther Vergeer: Yenilmez - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement