Türk futbolunun gelecekteki en büyük yıldızlarından birisi olmaya aday isim; Gaziantepsporlu Muhammet Demir, Futbol Extra'nın Temmuz sayısına konuk oldu.
Muhammet Demir, fiziği ve yeteneği ile yaşına göre çok çok ileride bir futbolcu. Milli takımda Almanya'ya karşı gönderdiği frikik golü hala akıllardan silinmedi. Röportaj sırasında ise sahadaki o yırtıcı forvetin tam tersine son derece sempatik, esprili ve sıcakkanlı bir insan vardı. Sohbetimizden sonra bizi arabası ile evimize bırakacak kadar 'içten' olan Muhammet'le yüzümüzde sürekli gülümsemenin yer aldığı röportajımızın dikkat çeken kısımları okumaya davet ediyoruz sizleri...
Röportaj: Serkan AKKOYUN
serkana@sporx.com HEDEFİM DİREKT AVRUPA Yaşın küçük olmasına karşın profesyonel futbolun içinde uzun süredir varsın. Şu anda kendini nerede görüyorsun? Bence başlangıçtayım. 4-5 senedir A Takımdayım. İlk kez bu sene düzenli oynadım ama uzun süredir o havayı soluyorum. Bazı konularda tecrübe edindim ancak yine de hedefe gideceğim tüm yolların henüz başındayım. Fiziğini de geliştirdiğinizi görüyoruz. Bunun için profesyonel bir destek alıyor musun? Hikmet Hoca geldikten sonra ben çoğu Türk hocada görmediğim, alışık olmadığım bir çalışma yöntemiyle karşılaştım. Fitness hocamız Teoman hoca var. O benim için büyük bir şans. Bu anlamda çok çalıştırdı ve geliştirdi. Şimdi Emre Çolak isimli bir arkadaşım var. Beni Teoman hocanın gözetimi altında çalıştırıyor. Ozan Toros Akdı'nın olduğu bir ekiple birlikte profesyonel olarak çalışıyoruz. Buna da ihtiyacım olduğunu düşünüyorum. Bu işin Türkiye'de yapıldığını düşünmüyorum ama ben bu işe, ekibimin beni bir yerlere getireceğine inanıyorum. Her oyuncu yapabilir bunu. Ben şu ana kadar başka bir futbolcuda görmedim. Benim bildiğim bir tek Turgut Doğan Şahin var. Onun dışında yapan varsa ben bilmiyorum. Ancak günümüzün futbol şartlarında profesyonel bir ekiple çalışmak şart. Altyapıda da yeterli eğitimi alamadığımız için eksiğiz en azından ben kendimi eksik görüyorum. Bir şeyleri yanlış yapıyoruz. Ben de daha önceden yaptığım yanlışların farkındayım. Çalışma anlamında çok yanlış şeyler yapmışız. Gelecekteki hedefin önce İstanbul takımlarına transfer olmak mı yoksa doğrudan Avrupa mı? Hedefim gerçekten Avrupa'ya gitmek. İnsanlar çok yanlış anlayabilir ancak ben Avrupa'da farklı bir futbol kültürü ve bakış açısı olduğunu düşünüyorum. Tek hedefim oraya gitmek. İstanbul'a gelmeden gitmek zor mu? Zor. Ama benim hedefim bu. Tabii 'hiç İstanbul'a gelmem' de diyemiyorum. Futbolda her an her şeyin olabildiğini gördüm. İstanbul'a gelsem dahi çok fazla durmak istemiyorum.
SOKAKTA ÖĞRENDİKLERİMİZİ OYNUYORUZ Milli Takım'da alt yaş gruplarında rakip olduğunuz, çoğu kez mağlup ettiğiniz isimler şu anda Avrupa'nın çok önemli kulüplerinde forma giyiyor. Bu oyuncuları görünce neler hissediyorsun? Açıkçası çok kötü hissediyorum. Bizim oyuncularımızdan farklı özellikleri olan bir ya da iki kişi gördüm. 60-70 kez milli oldum ve gerçekten farklı yeteneği olan ilk aklıma gelenler Inter'deki Coutinho ve Neymar şu anda. Başka kimse gerçekten yok. Ancak biz belli bir yere kadar gelebiliyoruz. 15-16 yaşına kadar sokakta öğrendiğimiz oyunu oynuyoruz. Almanya, İtalya, Hollanda vs. hepsini yeniyoruz; ama 18-19 yaşına gelince maçlarda top görmüyoruz! Oynadığımız oyuncular aynı ancak onlar belirli bir seviyeyi atlamışlar. Biz ise hala bildiğimizi oynamaya çalışıyoruz. Ben bir ara Hollanda maçında rakip 22 kişi falan zannetmiştim. (Gülüyor) Avrupa'da oynayan Türk futbolcu arkadaşların ile bu konuları konuşuyor musun? Ben hepsiyle görüşüyorum. Bana hepsi kesin Avrupa'ya gitmemi, Türkiye'de olmamam gerektiğini söylüyor. Bu da beni daha çok üzüyor açıkçası. Gökhan Töre, Alman pasaportu da olduğu için çok rahat bir şekilde Chelsea'ye transfer olmuştu. O dönem Chelsea ikimizi birden istiyordu ama benim için iş daha zor olacaktı. Gökhan'ın sıkıntısı olmadı çünkü hem Almanya'da yaşıyordu hem de o altyapıyı ve futbol kültürünü almıştı. Bir de Kamil Ahmet Çörekçi İngiltere'de oynarken onunla çok konuşmuştum. Altyapıdaki bir günlerini anlatmıştı. "Sabah geliyoruz, antrenmanımızı yapıyoruz, yemeğimizi yiyip biraz dinleniyoruz. Öğleden sonra fitness yapıyoruz akşam 6-7 gibi de evde oluyoruz" diye anlatıyordu. Bunu altyapıda yapıyorlarmış. Ben düşünüyorum; biz geliyoruz, çift kale maç... Tamam, ondan sonra kim ne yapmış ne etmiş belli değil. Orada her futbolcuyu eksiklerini belirleyip özel olarak çalıştırıyorlar. Her yönden farklı olduğu için Avrupa'ya gitmek en mantıklısı bence... Hiç attığın bir gole sevinirken yorulduğun oldu mu?
İki kere oldu. İlk, Ereğli Belediyespor'da oynarken bir hazırlık maçı yapıyoruz. Toprak sahada oynuyoruz ve ben bir gol attım. Hiç unutmuyorum. Golden sonra bir o kaleye bir bu kaleye koşup durdum sevinçten. Hocam Bayram Altuntaş beni durdurdu. "Maçtan önce depar atacak halin yoktu ne yapıyorsun şimdi her yere koşuyorsun" demişti. Bir keresinde de Nijerya'daki Dünya Kupasında bir gol atmıştım. Beni araya aldılar. Yere düştüm. Hiç unutmuyorum 5 dakika filan ayağa kalkmadım. 15 dakika filan da kenarda tedavi gördüm. Nefes nefese kalmıştım.
Bir forvet oyuncusu olarak çekindiğin stoperler kimler? Çekindiğim bir stoper yok açıkçası ama Türkiye'de gerçekten sert stoperler var. Ben onlardan biraz uzak oynarım. Onlar da biraz uyuz olurlar bana! Boyum kısa diye de kafa toplarında çok zorlamazlar ama bir iki kez çıkınca dirsek yemeye başlarım. Bir keresinde Orduspor'la maç yapıyoruz. Ben de o dönemde gerçekten kötü bir süreçten geçiyorum. Boş kale, adama pas versem gol atacak veremiyorum yani o durumdayım. Benim yüzümden takım 10 kişi oynuyor. Ordu maçında karşımda Garcia vardı. Yani...(birden susuyor) Her pozisyonda vurdu bana, her pozisyonda! Ligde çıktığın maçlar içerisinde seni en çok şaşırtan olay neydi? Ligdeki ikinci maçımda Galatasaray'a karşı oynayacağız. Gittik stada, ısındık vs. Koridordayız artık sahaya çıkacağız. Ben daha önce Galatasaray maçına çok gittim, kadroda olmadım tribünden izledim ama yan yana dururken şöyle bir döndüm "Bunlar bu kadar uzun muydu ya?" dedim. Hepsi bizden çok fizikliler. Çok şaşırmıştım. Şöyle bir baktım ve "Ne olacak acaba bu maç?" diye düşündüm.
MUHAMMET'TEN İNCİLER Forma numarası Tolunay Hoca bana 7 numarayı verdirtmiş. Ben de bilmiyorum bunu. 14 giymeyi düşünüyordum. 14'te o zaman Şenol ağabeyde. Gittim konuştum ısrar ettim filan sağ olsun o da verdi... Vermedi nerede verdi! Malzemeci Nizam ağabey var. Gittim ona dedim; "Sen forma numaralarını alıyormuşsun" bana; "Sen 7 giyiyorsun" dedi. Dedim; "Ağabey niye 7 giyiyorum?" Çünkü biraz rahat bir insandır o kendi kendine de vermiştir diye düşünüyorum. "Tolunay Hoca verdi" diyor ama ben inanmıyorum buna. Yemin ettiriyorum, yeminine de inanmıyorum! Kendimi zorla 11 numara yaptırdım! Hadi dedim Drogba 11 giyiyor diye ben de 11 giyeyim. 3 gün sonra idmandayız. Tolunay Hoca geldi; "Beğendin mi forma numaranı ben verdim" dedi. Benim nefesim kesildi. Forma numarasını değiştirdiğimi öğrense ayvayı yedim diye düşünüyorum. Allahtan Hoca öğrenmiş ama bir şey dememiş. Bilgisayar oyunları Valla kimse kusura bakmasın ben FIFA'da efsaneyimdir. Beni tanıyan herkes bilir, sabah 6'da uyanırım gözlerimi daha tam açamadan oynamaya başlarım. Takımdaki ağabeyler filan bana kızarlar, "O Play Station'ı camdan atacağız" derler. Bir ara beni yenme kampanyası başlatmışlardı. Bir iki kere yendiler bunu da videoya kaydettiler. Yengeç dansı filan yaptılar ya... Bütün takımla oynadım. Sabah akşam sırayla yanımdan geçiyorlardı. Takım olarak da Real Madrid'i seçiyordum ama şimdi ukalalık yapıyorum kareye basıyorum hangi takım gelirse. Bir keresinde ben CSKA Moskova'ydım, Serdar (Kurtuluş) Ağabey de Barcelona'ydı sanırım. Yendim. Bana; "Sen çok ballıydın" dedi. Herhalde benim Değirmenderespor'u filan almam lazımdı... Ama o da Cull of Duty'de çok iyidir, dağıtır beni. Bıktım artık zaten, 1 yıldır filan oynamıyorum. Gol sevinci Deplasmanda Manisaspor maçı oynuyoruz. 60. Dakika filandı ben bir kafa golü attım. Babam da maçtaydı. Babama gidip el öpme hareketiyle sevincimi paylaşacağım. Birisi beni arkadan çekiyor... Turgut Doğan'mış o da. Ben yere doğru düşerken hala el öpme hareketi yapıyorum ama düştüğümü bile fark etmemişim. Zannediyorum ki hala babama koşuyorum. Yerde bile el öpmeye devam etmişim.
RÖPORTAJIN TAMAMI VE DAHA FAZLASI FUTBOL EXTRA'NIN TEMMUZ SAYISINDA...
Son Dakika › Spor › 'Tek Hedefim Avrupa' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?