Yarışa Heyecan Katan Skor

Sezonun ilk maçı Konya'daki şok mağlubiyetten  sonra hiç  kaybetmeyen Fenerbahçe ne oldu da yenildi? Çünkü iyi ve kötü oynasa da 90 dakikanın sonuna kadar pes etmeyen Ersun Yanal Fenerbahçe'si Karabük'te hiçte öyle bir görüntü çizmedi.

Bunun sebepleri var tabi ki… Öncelikle Karabükspor'un haklı galibiyetini teslim edelim. Tamam zemin kötüydü, hava şartları kötüydü ama bütün bunlar yenilgi için mazeret olamaz, çünkü hepsi bilinen şeylerdi.

Şimdiye kadar kötü oynadığı ve geriye düştüğü maçları kazanan Fenerbahçe'nin rakipleri hep geriye yaslanıyordu. Bence ayrıntı burada; Karabükspor asla yaslanmadı ve devamlı presle hücum yaptı.

Tolunay Kafkas Fenerbahçe'yi iyi analiz etmiş. Fenerbahçe savunması niye iyi oynuyordu? Çünkü hücumdaki pres gücü nedeniyle savunma zor anlar yaşamıyordu. Ama Karabük'te hiç beklemedikleri bir oyun anlayışı karşıladı Fenerbahçe'yi. Öne geçtikten sonra da golü düşünen ve oyunun iki tarafını da oynayabilecek dayanıklılıkta bir rakip çıktı karşılarına.

Aslında her şerde bir hayır vardır demeli Fenerbahçe. Çünkü bu yenilgi örtülen bazı gerçekleri de ortaya çıkardı. Demek ki sizin çok iyi bir orta alan ve savunmanız yok. Sadece iyi bir forvet gücünüz var ve o güç gününde olmazsa işiniz zor. Kısaca Karabük'te sahanını yıldızı Volkan'sa fazla söze gerek yok…

Bir çift sözüm de Emenike'ye. Biliyorsunuz yıldızı Karabük'te parlamış bir isim. Ama söylemiş olduğu "Ben böyle bir zemin Rusya 'da bile görmedim" söylemi çok ilginç geldi. Niye derseniz bu sözü o sahada en son söyleyecek kişi bence Emenike.  Çünkü o sahada iki sezon her türlü şartlarda oynadı ve o zemini en iyi bilenlerden birisi de kendisi...

Fenerbahçe'yi gerçeklerle yüzleştiren bir maçtı bana göre. Çünkü sezon başı Salzburg ve Arsenal maçlarında da görmüştük bu manzarayı ama kupalara veda edince evimize dönünde herşeye tozpembe bakıldı.

"Şimdi bir yenilgiyle linç etmeyin Fenerbahçe'yi" diyebilirsiniz. Asla öyle bir düşüncem yok ve en büyük şampiyonluk adayının Fenerbahçe olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Çünkü Süper Lig'imizi bu kadro rahatlıkla ipi göğüsler, olağanüstü bir kriz yaşamazsa. Benim savım bu kadronun Avrupa'da ne yapıp ne yapamayacağı…

***

İstanbul'da TT Arena'da ise izlerken zevk aldığımız bir 90 dakika izledik. Deplasman fakiri Trabzonspor bir puan için çıktığı karşılaşmadan eli boş döndü. Galatasaray'a gelince; Juventus zaferinin takımı havaya soktuğu kesin. Ama bu zafer Mancini'ye de iyi gelmiş. İtalyan hoca farklı kadrolarla da çıksa takımını sahada iyi motive ediyor ve sarı-kırmızılı ekipte gözle görülür bir çıkış var. Üç kulvarda mücadele etmeleri de ayrı bir gerçek. Savunma kurgusunu oturtmaya başlayan Galatasaray'da Sneijder'in performansı takıma çok olumlu yansıyor. Ayrıca yeni savunma kurgusu Selçuk ve Melo'ya da olumlu yansıdığı bir gerçek.

Maça bakarsak; oyuna damgasını Trabzonspor kalecisi Onur vurdu. Genç kaleci inanılmaz kurtarışlarla takımı adına erken kopabilecek bir karşılaşmayı tutan isimdi. Bir söz de Colman'a. Arjantinli bu kadar kolay kırmızı kart görmemeli, hele hele böyle bir maçta. Ancak bu kırmızı kartı gösteren Fırat Aydınus gözünün önünde Melo'nun, Olcan'a yaptığı kasti faulü es geçmesi yakışıksızdı. Aydınus'un tereddütsüz Melo'ya kırmızı kartı göstermesi gerekirdi.

***

Elazığspor karşısında 4-1'lik bir galibiyet alan Beşiktaş'ı tebrik etmek lazım. Bu 3 puan önemli olsa da biraz abartıldı gibi geldi bana… Ne kadar eksiğin olursa olsun, sen Beşiktaş'sın ve yendiğin takım ligin son sırasında bulunan Elazığspor. Kimse Elazığspor'u aşağılıyorum anlamı çıkarmasın; bir saptama yapmak için söyledim. Tabi ki Beşiktaş'ın bu maçta oyuncu kazanımları vardı ve belki de böyle yaklaşırsak daha doğru olur. Uğur Boral'ın performansı, İsmail'in uzun süre sonra az olmayan bir zaman zarfında sahada kalması bence Beşiktaş adına maçın güzellikleriydi.

***

Anadolu'da neler oldu derseniz; Gaziantepspor'un 4 maçlık serisi Eskişehir'de bitti. Sergen Yalçın'ın öğrencileri buzla kaplı zemin ve çok çok soğuk bir havada buz kestiler. Ertuğrul Sağlam'ın Eskişehirspor'u ikinci yarıda oyuna sonradan giren Özgür Çek ve Bienvenu'nün etkili futbollarıyla 3 puanı almasını bildiler.

Rize'de can sıkıcı bir 90 dakika izledik. Lig ikincisi Kasımhaşa penaltı kaçırdı ardından ev sahibi Çaykur Rizespor penaltı kaçırdı ve sonuçta bu kadar beceriksizlikten 0-0'lık bir sonuç çıktı.

Süper Lig'in flaş ekiplerinden Sivasspor öne geçtiği maçta Akhisar Belediyespor'a 90'da vuruldu. Bu sezon müthiş bir iç saha performansı çizen Hamza Hamzaoğlu'nun öğrencileri 10 kişi kalan güçlü rakiplerini devirmeyi başardılar.

Bursa'da gülen ev sahibi oldu. Hikmet Karaman ile ilk maçına çıkan Erciyesspor'un işi zor. Yani hocanın devre arasında mesaisi yoğun olacak. Bursaspor ise iç sahada Kayserispor'u yenmişti. Yine aynı kentin bir başka takımını yenerek ikinci galibiyetini aldı.

Antalya'da kazanan Gençlerbirliği oldu. Mehmet Özdilek 5 yıl çalıştırdığı Antalyaspor önünde gerçekten kritik bir galibiyete imza attı. Antalyaspor ise maç sonu teknik direktör Samet Aybaba'nın dediği gibi atamayana atarlar sözünü doğrularcasına kaybeden taraf oldu.

Kayseri'den de gol sesi çıkmadı. Sıkıntılı günler geçiren Kayserispor deplasmanda oldukça başarısız olan Konyaspor ile berabere kalıp adeta yıkıldı. Konyaspor yeni teknik direktörü Mesut Bakkal'la ilk maçından puanla ayrılmanın mutluluğunu yaşadı...