100 Yıldır Reçel Yapıyor, 27 Ülkeye Gönderiyor

LEYLA ATAMAN KOYUNCUOĞLU - Antalya'da bir asırdır faaliyet gösteren Yenigün Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Avustralya'dan Japonya'ya, dünyanın dört bir tarafındaki ülkeleri Antalya'nın geleneksel damak lezzetleriyle buluşturuyor.

AA muhabirine bu yıl 100'üncü yaşını kutlayan aile şirketinin serüvenini anlatan Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Ruhi Alpagot, dedesinin babasından kalma şirketin aslında 1865-1870 yıllarında faaliyete başladığını ancak 1914 yılında odaya kaydının yapıldığını söyledi.

Tarihi Kaleiçi'nde bulunan ilk üretim yerlerinde dedesinin babası olan Şekerci Halil İbrahim Ağa'nın helvadan tahine, pekmezden reçele, akide şekerinden leblebi şekerine ve lokuma kadar birçok ürünün imalatını yaptığını anlatan Alpagot, dede mesleğinin kuşaktan kuşağa devam ederek bugünlere kadar geldiğini kaydetti.

Bugün de pek cezeryeye ve lokuma kadar şekerlemenin tüm çeşitlerini ürettiklerini, aynı zamanda turunç reçelinden nara, kamkattan yeşil mandalinaya, patlıcandan limon çiçeğine kadar 47 çeşit reçelin üretildiğini belirten Alpagot, yıllık ortalama üretimlerinin 2 bin 400 ton olduğunu bildirdi.

Uzun yıllar lokal olarak devam eden üretimlerinin 1968-1970 yıllardan itibaren pazarlama grubu kurarak şehir dışına açtıklarını ifade eden Alpagot, bugün hem Türkiye genelindeki bayilikler hem de ulusal marketlere verdikleri ürünlerle ülke geneline yayıldıkların, ayrıca Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Dubai'den ABD'ye, İsrail'den Avustralya'ya kadar 27 ülkeye de ihracatları bulunduğuna dikkati çekti.

İlk ihracatın 1990 yılında Almanya'ya yapıldığını anlatan Alpagot, yıllık ihracatın 1,5 milyon dolar düzeyinde bulunduğunu söyledi.

Turunç kabuğu reçelini pazarladı, 27 ülkeye yedirdi

Türkiye'de turunç reçelini ilk kez firmalarının pazarladığını vurgulayan Alpagot, şöyle konuştu:

"Eskiden Antalya'da ikişer katlı müstakil evler vardı. Her evin bahçesinde de mutlaka birkaç turunç ağacı bulunurdu. O turunç ağaçlarının kabuklarından reçel yapılır, hem kendi sofralarına koyarlar hem de Antalya dışına çıktıkları zaman hediye olarak götürürlerdi. Dedem bu reçelin toptan üretimine başlayıp kavanozlarla Antalya dışına çıkaran ilk kişi olmuş. Bizim dönemimizde de Türkiye'nin yanı sıra 27 ülke turunç reçeli ile tanıştı."

Şekercilikte bir ustanın ancak 7 yılda yetişebildiğini söyleyen Alpagot, "Usta haline gelebilmesi için (7 yıl nişastayı yalaması lazım) deriz biz meslekte" diye konuştu.

Uzun ömürlü şirket olmanın sırrı

Uzun ömürlü şirket olmanın sırlarını anlatan Alpagot, öncelikle yapılan işin sevilmesi ve sonraki nesillere de sevdirilmesi gerektiğine işaret etti.

Alpagot, "Ne iş yaparsanız yapın, işinizi severek yapın. Çocuğunuza da küçüklükten itibaren mesleğinizi sevdirin, kazandığınız paranın ne kadar zahmetli ve helal olduğunu anlatın" diye konuştu.

Aile şirketlerinde "birinci kuşak kurar, ikinci kuşak yönetir, üçüncü kuşak batırır" sözünün kendi şirketleri için geçerli olmadığını belirten Alpagot, şunları söyledi:

"Şirkette ben dördüncü kuşağım, beşinci kuşak olan oğlum da yönetimde. İşin ve ticaretin çocukluktan itibaren sevdirilmesi gerekiyor. Bunu dedemden öğrendim. Çıraklığını yapmadığın işin ustası olamazsın. Yaptığınız işin inceliklerini çok iyi bilmeniz gerekiyor. Bilmezseniz ustalar sizi parmağında oynatır.

Bizde, baba meslekte biraz ezildiği zaman (oğlum benim gibi ezilmesin) diyor ve işi öğretmiyor. Oğullarım da ben de çıraklıktan geçtik. Hatta kendi yanımda değil, başka ustaların yanında çalıştırdım. Sahada çalışmak eğitim kadar önemli. İkincisi, gelişmelere göre adımınızı atacaksınız. Biz profesyonel çalışan bir aile şirketiyiz." - Antalya