Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, çelik üretim kapasitesiyle talep arasındaki farkın her geçen gün artmasının üreticilerin mali durumunun bozulmasına ve uzun dönemli ekonomik istikrar ve sanayi verimliliği hakkında endişelerinin artmasına yol açtığını söyledi.
Ekinci, 2. Uluslararası Demir Çelik Sempozyumu'nun KARDEMİR Kültür Merkezinin konferans salonundaki kapanış panelinde, geçen yılın verilerine göre Türk çelik sektörünün 34,7 milyon ton ham çelik üretimiyle dünya 8'incisi ve Avrupa'nın 2'nci büyük üreticisi konumunda olduğunu anlattı.
Sektörün çelik tüketiminin 30,8 milyon ton olduğunu, ithalatının önceki yıla göre yüzde 8,6 azalarak 14,8 milyon ton olarak gerçekleştiğine dikkati çeken Ekinci, 17,6 milyon tonluk ihracatla dünya 8'inciliği ve inşaat çeliği ihracatında dünya liderliğini sürdürdüğü bilgisini verdi.
Sektörde Çin faktörü
Sektörün ihracat geliriyle dünyada 14'üncü ve ortalama birim satış fiyatında 17'nci olmasının gelecek için endişe verici olduğunu belirten Ekinci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2014 yılı dünya ham çelik üretiminin önceki yıla göre yüzde 1,4 artışla 1,64 milyar ton, tüketiminin ise 1,59 milyar ton olarak gerçekleştiği görülmektedir. Öte yandan, Çin 823 milyon tonla dünya çelik üretiminin yarısını, 748 milyon tonla da neredeyse tüketimin yarısını gerçekleştirmektedir. Kapasite fazlalığı, dünya çelik sektörünü olumsuz yönde etkileyen en temel sorunların başında gelmektedir. "Çelik üretim kapasitesiyle talep arasındaki farkın her geçen gün artması, çelik üreticilerinin mali durumlarının bozulmasına ve ayrıca uzun dönemli ekonomik istikrar ve sanayi verimliliği hakkında endişelerinin artmasına yol açmaktadır."
"Çin'in 2014'te önceki yıla göre ihracatı, 30 milyon ton artışla 105 milyon ton olarak gerçekleşmiştir" diyen Ekinci, "Bu miktarın önümüzdeki birkaç yıl içinde 180 milyon tona yükseleceği hesaplanmaktadır. Bu veriler, Çin'in ilerleyen dönemlerde büyümesini yavaşlatması durumunda dünya ülkeleri için daha da önemli sorun haline geleceğinin göstergesidir. Öte yandan, son günlerde Yemen'nin de dahil olduğu, Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinde yaşanan siyasal ve toplumsal krizlerin dalga dalga bölgedeki diğer ülkelere yayılması ve etkisini sürdürüyor olması da dünya çelik endüstrisinin ve özellikle Türk çelik sektörünün ihracatını olumsuz etkileyen faktördür" ifadesini kullandı.
"DTÖ kuralları istismar ediliyor"
Ekinci, dünya çelik endüstrisinde Rusya, Ukrayna ve Çin gibi ülkelerin, üretimde kullandıkları ham madde ve enerji girdilerindeki avantajlarının kendileri gibi dışa bağımlı ülkelerin rekabet etmesini zorlaştırdığını anlattı.
İthalatçı konumundaki ülkelerin yaptıkları yatırımlarla ihtiyaçlarını karşılar hale gelmesinin de ihracat pazarının daralmasına yol açtığına işaret eden Ekinci, "Dünya çelik sektöründe rekabeti zorlaştıran bu unsurlar beraberinde, ithalatçı ülkelerdeki sanayicilerin, ithalatı engellemek yoluyla karlılıklarını arttırmak için Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarını istismar ettikleri gözlenmektedir. Zira bu ülkeler tarafından açılan soruşturma sayısı son yıllarda yüksek oranda artış göstermiştir" değerlendirmesinde bulundu.
Ekinci, soruşturmalardan en çok zarar gören ülkelerden birinin Türkiye olduğunu vurgulayarak, "Yalnızca 2014'te ülkemiz çelik sektörüne karşı açılan soruşturmaların sayısı 11 olmuştur. Ayrıca, ithalatı engellemek isteyen bazı ülke sanayicileri, sıkça tarife dışı teknik engellere de yönelmektedir. Öte yandan, sektörümüzün dünya arenasında daha rekabetçi olabilmesi için aktif pazarlamayı yani müşteriye giderek sıcak temasta bulunmayı önemsiyoruz. Bu kapsamda Ekonomi Bakanlığımızın çok önemli hizmeti Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi Projemizin ilkini 2012'de 45 firmanın katılımıyla hayata geçirdik. Bu proje kapsamında 9 ülkeye ticaret heyetleri gönderdik. O ülkelere ihracatımızda yüzde 40'lar civarında artış sağlanmış, projemiz Ekonomi Bakanlığı tarafından en iyi uygulama örnekleri arasında gösterilmiştir" bilgisini paylaştı.
İkinci projeyi 68 firmanın katılımıyla başlattıklarını aktaran Ekinci, konjonktürel gelişmelere bakıldığında firmaların birleşerek daha büyük kapasiteyle büyük güç elde ettiğini, bu sayede verimlilik, üretim maliyetleri, yönetim, sermaye, Ar-Ge yatırımları, anti-damping davaları, teknolojik transfer gibi pek çok avantaj sağladıklarını söyledi.
Ekinci, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu yapısal değişikliğin Türk çelik firmaları tarafından da gönüllük esasına dayanarak yatay veya dikey entegrasyonla gerçekleşmesi zaruret haline gelmektedir. Aksi takdirde gelecekte sektörümüz dönüşü olmayan yola girmiş olacaktır. Bununla ilgili çalıştaylarda Sanayi Bakanlığımız, aktif katkı sağlamaktadır. Yakın gelecekte de umarız hayata geçirilebilecektir."
KARDEMİR Genel Müdürü Mesut Uğur Yılmaz, Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Uğur Dalbeler de konuşma yaptı.
Panele Karabük Valisi Orhan Alimoğlu, Karabük Garnizon Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Samit Tokmak, Emniyet Müdürü Serhat Tezsever, protokol üyeleri, akademisyenler, KARDEMİR çalışanları ve çok sayıda davetli katıldı.
Son Dakika › Yerel › 2. Uluslararası Demir Çelik Sempozyumu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?