(Anadolu Ajansı - Osman Mahdum) AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Çözüm sürecini AB sürecinden soyutlamak mümkün değil" dedi.
Bağış, Ankara Rixos Otel'de düzenlenen Jean Monnet Burs Programı 2011 - 2012 Akademik Yılı Bursiyerleri Sertifika Töreni'nde, söz konusu programın Türkiye'nin AB heyecanının en önemli göstergelerinden biri olduğunu söyledi.
Türk gençlerinin Avrupa'nın en önemli okullarında eğitim görebilmeleri için program kapsamında milyonlarca avronun ayrıldığını belirten Bağış, bu tür programlarla Avrupa'ya giden öğrencilerin, Türkiye'nin imajını aktarmak adına büyükelçiler kadar önemli bir görev üstlendiklerini vurguladı.
Bağış, aynı bursla eğitim almak üzere Londra'ya giden ancak ani bir biçimde hayatını kaybeden Nalan Dirik'i anarken, "Nalan Dirik'in vefatı, beni bu sene en çok etkileyen olaylardan biri oldu. Manisa'da ailesini ziyarete gittim. Bu kadar dirayetli ve güçlü anne baba çok az gördüm. Öğretmen bir anne babanın, zor imkanlarla yetiştirdiği bir evladı, bu bursla dünyanın en iyi okullarında eğitim görebiliyor" ifadesini kullandı.
-"Müzakere sürecindeki en büyük engelimiz önyargılar"-
Türkiye'nin AB müzakere süreci önündeki en büyük engelin önyargılar olduğunu dile getiren Bağış, "Türkiye'nin AB üyeliğini tartışmak isteyenler, Kapıkule'yi geçip, iki tarafa baksınlar, ondan sonra karar versinler. Görünen köy kılavuz istemez" dedi.
Bağış, Türkiye'nin, AB sürecini bir reform süreci olarak değerlendirmesi gerektiğine işaret ederek, bu sürecin ne kadar yararlı olduğunun akıllardan çıkartılmaması gerektiğini belirtti.
Türkiye'deki çözüm sürecini de AB sürecinden soyutlamanın mümkün olmadığını vurgulayan Bağış, "Çözüm süreci, her bireyin, anayasanın emrettiği gibi devlet nezdinde eşit olma sürecinin uygulamaya geçme sürecidir. 20 yıl önce insanlar, anadilini konuşmaya, inancını söylemeye çekiniyordu, korkuyordu. 20 yıl önce insanların 'Kürdüm' diyemediği bir ülkede, şimdi devlet televizyonu 24 saat Kürtçe yayın yapıyor" dedi.
Bağış, artık çok farklı bir Türkiye'nin olduğuna değinerek, şöyle devam etti:
"Cumhuriyet tarihinde ilk defa Alevi vatandaşlarla bir muharrem iftarında bir araya gelen, onlarla sofralarını paylaşan bir başbakan görebiliyoruz. İlk defa, Atatürkt'en sonra, cemevine giden bir cumhurbaşkanı gördük. TOKİ'nin Roman vatandaşlarımız için konut projeleri yaptığını gördük. Ermeni vatandaşlarımızın 112 yıl sonra Ahdamar'da, Ortodoks vatandaşlarımızın 88 yıl sonra Sümela'da ayin yapabilmesi, çözüm sürecinin olduğu kadar aslında AB reform sürecinin yansımasıdır."
Şimdiye kadar teröre harcanan paralarla, belki 350 Boğaz Köprüsü yapılabileceğini belirten Bağış, "Son 40 yılda teröre harcanan fonlarla öyle fırsatlar kaçırıldı ki belki 2023 hedeflerimize 2013'te ulaşmış olabilirdik. Ama zararın neresinden dönülürse kardır" diye konuştu.
Bağış, ayrıca Türkiyesiz bir AB'nin kıtasal bir proje olarak kalacağını, Türkiye'yi barındıran bir AB'nin ise küresel bir proje haline dönüşeceğine inandığını vurguladı. Geçen günlerde Cidde ziyaretinde yaşadıklarından da söz eden Bağış, "Ciddeli iş adamları, 'Türkiye'nin AB süreci bizim için umuttur' dedi. Türkiye hem doğulu hem batılıdır, doğunun en batılı, batının en doğulu ülkesidir. Birinden birini tercih etmeye zorlanmamız kadar saçma bir şey yoktur. Bugün Avrupa kültürü dediğiniz medeniyetin kökü bizim topraklarımızdır" değerlendirmesinde bulundu. - Ankara
Son Dakika › Yerel › AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?