Eğitim Bir Sen Eskişehir 1 Nolu Şube Başkanı Muammer Karaman, 2016-2017 eğitim-öğretim yılı ve eğitim alandaki ihtiyaçlarla ilgili açıklama yaptı.
Karaman, 2016-2017 eğitim-öğretim yılının tüm öğrenciler için yeni bir heyecan, veliler için beklenti ve kaygı, eğitim çalışanları içinse bazı sıkıntı ve belirsizliklerle başlayacağını söyledi. Muammer Karaman, "Yeni eğitim-öğretim yılına sıkıntılı bir atmosferde girdiğimiz aşikardır. Terörü, ideolojik hesaplar, egemenlik savaşlarının yeni aracı ve yöntemi olarak kullanan emperyalist odakların bölgemizi kurgularla yapay değişime zorlaması; siyasal, kültürel, sosyal sıkıntıları daha da ağırlaştırmaktadır. 15 Temmuz'da, asıl amacı işgal, kullandığı yöntem darbe olan kalkışmada bu sıkıntıları en ağır biçimde yaşadık. Her şeye rağmen geçmişimizden süzülerek varlığını sürdürmüş milli değerlerimizi ve kimliğimizi canlı tutmak, atılım gücünü muhafaza etmek, daha da geliştirmek için eğitim asla ihmal edilmeyecek, ertelenmeyecek milli meselemizdir. Değişimin yönünü, mahiyetini isabetli kavramak, millet olarak yarınlara daha donanımlı hazırlanmak için Milli Eğitim'e her zamankinden daha fazla önem ve öncelik vermemiz gereken dönemlerden geçiyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı'nın öncelikle yapması gereken en önemli işlerin başında, eğitim sistemini demokratikleştirmek, eğitim çalışanlarının sorunlarını çözüme kavuşturmak ve bu suretle tüm eğitim çalışanlarının eğitimdeki nitelikle ilgili değişme ve gelişmelere etkin katılımını ve desteğini sağlamak gelmektedir" dedi.
"SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK UYGULAMASI TECRÜBEYİ HİÇE SAYMAKTIR"
Sözleşmeli öğretmenlik ve ek ders ücretlerine değinen Karaman, "Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının yeniden hayata geçirilmesi sıkıntıları görülüp vazgeçilmiş bir uygulamadır. Bakanlık öğretmen istihdamı konusunda yaşadığı sorunları palyatif çözümlerle aşamaz. Erkek öğretmenler için kılık-kıyafet zorunluluğu, çerçeve yönetmelikteki bazı antidemokratik yaptırımlar hükümler durmaktadır. Ek ders esaslarında ücret dengesizliğine ve mağduriyete neden olan hükümler, uzun bir zaman geçmesine rağmen hala değiştirilmemiştir. 2006 yılında köklü bir değişikliğe uğrayan ek ders esasları, 10 yıldır uygulanmakta ve değiştiği günden beri bazı adaletsizlikler devam etmektedir. Sendika olarak hazırlayıp Bakanlığa sunduğumuz taslak dikkate alınmalı, gerekli mevzuat değişiklikleri bir an önce yapılmalıdır. Öğretmenlerin branşlarına göre ek ders ücretlerindeki adaletsizlik, okul türlerine göre yöneticilere verilen ve izahı mümkün olmayan ek ders ücreti farklılıkları çözüme kavuşturulmalıdır. Hala 10 TL civarında olan ek ders birim ücreti, en az 20 TL'ye çıkarılmalı, öğretmenlerin girebilecekleri ek ders saati üst limiti yeniden gözden geçirilerek, ihtiyaçlar doğrultusunda artırılmalıdır" diye konuştu.
"İSTİHDAMDA SIKINTI YAŞANAN YERLERDE TEŞVİK UYGULANMALIDIR"
15 Temmuz darbe girişimi sonrası eğitimde yaşanan açığa almalar ve istihdam sıkıntısına değinen Karaman şöyle konuştu:
"15 Temmuz darbe girişimiyle milli iradeye yapılan saldırı, milletimizin direnişi, güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadelesi başta olmak üzere, millet iradesini savunan tüm sivil toplum örgütlerinin cansiperane duruşuyla akamete uğratılmıştır. Darbe girişimi sonrası alınan olağanüstü hal kararı ve başlatılan soruşturmalar çerçevesinde uygulamaya konulan "açığa alınma/görevden uzaklaştırma" tedbiri, suçluların ortaya çıkartılması, şüpheli ile masum arasında ayrım yapılabilmesi, ceza soruşturması ve idari incelemelerin sağlıklı yürütülebilmesi açısından yerinde ve gerekli bir işlemdir. Ancak kamu görevinden çıkarma gibi ağır hukuki sonucu olan bir işlemden evvel en azından bu kişilere masumiyetini ispatlama imkanı tanıyacak bir yolun tanınması gereklidir. Kamu görevinden çıkarılanlar arasında tek bir masumun dahi bulunmaması gerektiği hususu, en az FETÖ/ PKK mensuplarının ve destekçilerinin kamudan ihracı kadar önemli bir konudur. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde en büyük eğitim sorunu kalıcı öğretmen istihdamının sağlanamamış olmasıdır. Bugün bu bölgede bir öğretmenin ortalama görevde kalma süresi 1,5 yıldır. Bu durum, ilkokul dönemi başta olmak üzere, eğitim ve öğretimde ciddi sıkıntılara sebebiyet vermektedir. Sorunun diğer boyutu, öğretmen açığının en çok bu bölgede bulunmasına rağmen tecrübeli ve bilgi birikimine sahip öğretmenlerin bölgede çalışmak yerine bir an önce batı bölgelerine gitmesidir. Bu açığı kapatmak amacıyla zorunlu hizmet yükümlülüğü getirilmiş olsa da, bunun soruna kalıcı bir çözüm getirmediği görülmektedir. Eğitim çalışanlarına yönelik zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapmaları halinde illerin mahrumiyet durumlarına göre ilave özel hizmet tazminatı ödenmesi, hem bölgenin eğitim çalışanı açığının kapatılması bakımından hem de bölgenin zorluğuna göre eğitim çalışanının yaşamış olduğu mağduriyeti gidermesi bakımından zaruret arz etmektedir." - ESKİŞEHİR
Son Dakika › Yerel › Açığa Alma ve İhraç Süreçlerinde Adil Davranılmalı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?