Erzurum'da Nevruz Kutlamaları... - Son Dakika
Yerel

Erzurum'da Nevruz Kutlamaları...

Erzurum\'da Nevruz Kutlamaları...

Erzurum'da Turizm ve Kültür Müdürlüğü'nce Organize Edilen Programla Nevruz Kutlandı.

21.03.2008 18:27

Erzurum'da Turizm ve Kültür Müdürlüğü'nce organize edilen programla Nevruz kutlandı.

Dadaş Sineması'nda düzenlenen programda "Türk Kültüründe Nevruz" adlı bir konferans verilerek, TRT Erzurum Gençlik Korosu tarafından Türk Halk Müziği dinletisi sunuldu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda daha sonra Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Baydemir, tarafından "Türk Kültüründe Nevruz" adlı konferans verildi. Baydemir, konferansta şunları söyledi:

" Nevruz Bayramı, Türk Milleti'nin yüzyıllar ötesinden devam edip gelen geleneksel bayramlarından biridir. Nevruz Bayramı, Türk Milli Kültürü'nde baharın müjdecisi, gece ile gündüzün eşit olduğu ve tabiatın en adaletli günü olarak kabul edilir. Türkler'in yaşadığı en uzak bölgelerde dahi 21 Mart, Nevruz Bayramı olarak çeşitli yöresel etkinliklerle kutlanır. Tabiat ile iç içe, kucak kucağa yaşayan, toprağı 'ana' olarak vasıflandıran Türk düşünce sisteminde 'Baharın gelişi' elbetteki önemli bir yere sahip olacaktı. Kaşgarlı Mahmut, 'Bayram' kelimesinin anlamını Divan-ı Lügat-it Türk'te 'Bedhrem, halk arasında gülme ve sevinme, bir yerin ışıklarla ve çiçeklerle bezenmesi ve orada sevinç içinde eğlenilmesi" olarak tarif eder. Bayramlar, insanlar arasında karşılıklı sevgi ve saygının perçinlendiği günlerdir. Bayramlar, insanların birbirleriyle olan dargınlıklarını unuttukları, barıştıkları, kardeşçe kucaklaştıkları gündür. Bayramlar, toplumlarda milli birlik ve beraberliğin, bir arada yaşama arzusunun kuvvetlendiği günlerdir. Bayramlar, milli ve dini duyguların, inançların, örf ve adetlerin uygulandığı, sergilendiği, bir toplumda millet olma şuurunun şekillendiği, kuvvetlendiği günlerdir." TÜRKLERİN ÇOK ESKİ GELENEĞİ Eski Türkler'le İranlılar'ın 'yıl-başı' kabul ettikleri günün, Farsça bir kelime olan 'Nevruz' terimiyle ifade olunduğunu anlatan Baydemir; "Ancak kelime anlamı bakımından 'yeni gün' demektir. Araplar'a İranlılar'dan geçen bu adet, başta Oniki Hayvanlı Türk Takvimi'nde görüldüğü üzere Türkler'de çok eskiden beri bilinmekte ve bugün törenlerle kutlanmaktadır. Türkler'de çok eskiden beri baharın gelişi, tabiatın canlanışı, destanlarda masallarda, türkülerde şiirlerde, aşıkların kopuzlarında terennüm edilir ve bahardan coşkunlukla söz edilirdi. Baharın gelişi; suların çoğalması, dünyanın nefesinin ısınması yani havaların ısınması, türlü çiçeklerin açılması, yeryüzüne yemyeşil bir ipek kumaşın serilmesi, hayvanların çoğalması olarak yorumlanmaktadır. Türk topluluklarında Nevruz geleneği yaygındır. Türkler, Nevruz'u 'Nevruz-ı Sultani', 'Sultan Nevruz' veya Orta Asya Türk topluluklarında görüldüğü üzere 'Sultan Navrız' olarak kutlamaktadırlar. Türkler'de Nevruz'la ilgili görülen rivayetlerin en önemlisi bu günün bir kurtuluş günü olarak kabul edilmesidir. Bu bakımdan bu gün Ergenekon veya Bozkurt Bayramı olarak kabul edilmektedir. Ergenekon Destanı'na göre düşmanları Türkleri bir hile ile yenerler ve çoğunluğu öldürülür yada tutsak düşer. Kurtulanlar kimsenin bilmediği dağlık ,verimli bir yer olan Ergenekon'a gelirler. Zamanla nüfusları çoğalınca buradan çıkmak istediklerinde etrafın demir dağlarla çevrili olduğu görülür. Bunun için büyük ateşler yakıp dağları eritirler ve tekrar eski yurtlarına dönerler. İşte Türk Kültürüne göre Nevruz , takvim başlangıcı olan Ergenekon'dan çıkış günüdür. Bu adet Türkler'deki demirciliğin milli sanat olması ve demir kültü ile açıklanabilir. İşte Türk Kültürüne göre Nevruz, takvim başlangıcı olan Ergenekon'dan çıkış günüdür. O günden beri yeni yılın başladığı gece Kök-Türkler'de adettir, o günü bayram sayarlar. Bir parça demiri ateşe salıp kızdırırlar. Önce Kağan bunu kıskaçla tutup örse koyar, çekiçle döver. Ondan sonra beyler de öyle yaparlar. Bunu mukaddes bilirler, böylece Tanrı'ya şükretmiş olurlar. Nevruz, Türkler'in tabiatın dirilişini alkışladığı, yıl esaslı zaman değişiminin başlangıcı saydığı, değişmeler için Tanrıya şükrünü ifade ettiği özel bir törendir. Bu kutlama sarı, kırmızı, yeşilin yan yana gelmesiyle oluşan sembolleşme ile tamamlanır gibidir. Sarı, kırmızı ve yeşili bir inanış ve varlık dünyasını yorumlayış sonucunda yeşili; dirilik, tazelik gençlik, sarıyı; merkez, hükümranlık, kırmızıyı; Tanrı, koruyucu ruh, ocak (ev), dirlik, bağımsızlık, hürriyet anlamlarının sembolü halinde yorumlayan sadece Türk kökenli halkalardır. Türk boyları, söz konusu bayramda çeşitli eğlenceler düzenlemekte ve bir çok pratiği de yerine getirmektedirler. Mesela; Nevruz'da pişirilen özel yemekler, oynanan oyunlar, güreş müsabakaları, yarışmalar, musiki makamları, şiir söyleme gelenekleri gibi faaliyetler yüzyıllardan beri yapılmaktadır. Nevruz, bu özellikleriyle Türk boyları arasında tam manasıyla sanat, edebiyat, spor ve musiki erbabının hünerlerini gösterdikleri bir bayram haline dönüşmüştür. Tarihi bakımdan Hun, Göktür, Uygur, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde Nevruz, bir örfi bayram olarak kabul edilmiş, çeşitli eğlence ve merasimlerle idrak edilmiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk'ün önderliğinde 1922, 1923, 1924 ve 1926 yıllarında Ergenekon Bayramı adıyla kutlanmış, daha sonraki yıllarda bu kutlamalar mahalli seviyede olmuştur."dedi.

NEVRUZ KAYNAŞMA VESİLESİ Türkiye'de batı bölgelerinde Mart Dokuzu, Hıdrellez veya Kakava Şenlikleri adıyla kutlanan Nevruz Bayramı'nın insanları birbirine yakınlaştırdığını kaydeden Baydemir, daha sonra şunları kaydetti: "Ortak bir kültüre, birlik ve beraberlik içinde sahip çıkar ve aynı kültürün insanları olarak kaynaşmamıza, birbirimizi sevmemize yardımcı olur. Nevruz geleneği ne Sunilikle, ne Alevilikle, ne Bektaşilikle doğrudan bağlantısı olmayan, İslamiyetten çok öncelere giden bir gelenektir. Yani bir dinin ve mezhebin bayramı değildir. Bu yüzden herhangi bir şekilde bir mezhep adına, bir din adına, bir etnik menşe adına bağlı gösterilmesi, istismar edilmesi, bir ayrılık unsuru olarak takdim edilmeye çalışılması yanlıştır. Tarihin ve kültürün bütün gerçeklerine aykırıdır. Milli Kültürü yozlaştırmak, yok etmek, milli kültür unsurları üzerinde şüphe yaratmak, milli tarih konularında spekülatif yayınlarda bulunmak bugün Türklük düşmanlarının en çok takip ettikleri metod bulunmaktadır. Kaleleri içerden ele geçirmek yani ülkeleri parçala, böl, sonra yok et prensibi emperyalist politikaların hedef seçtikleri ülkelere karşı uyguladıkları genel bir stratejidir. Bu strateji içinde milli kültür düşmanlığı, milli kültürün dejenere edilmesi, milli kültür değerleri üzerinde başka sahipler aranması en geçerli bir silah olarak kabul edilmektedir. Özellikle yurt dışında Türkiye ve Türklük aleyhine faaliyet gösteren Marksist-Leninist ve bölücü unsurlar sun'i bir topluma mal edilmeye çalışılan Ergenekon/ Nevruz Bayramı'nı Türk kültürü bünyesinden koparmak istemekte ve bu konuda gayret göstermektedirler. Bu durumda bizlere düşen görev tarihimizi ve kültürümüzü daha iyi öğrenip sahiplenmektir." Programda daha sonra TRT Erzurum Gençlik Korosu tarafından Türk Halk Müziği dinletisi sunuldu. Programı çok sayıda vatandaş ve öğrenci takip etti.

(AA-İRT-Y) 21.03.2008 14:58 TSİ

Kaynak: İHA

Son Dakika Yerel Erzurum'da Nevruz Kutlamaları... - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement