Suriye'de yaklaşık üç yıl önce başlayan iç savaş tüm şiddetiyle devam ederken, devreye giren Irak Şam İslam Devleti ( İŞİD) örgütünün kanlı saldırılarını arttırmasıyla siviller açısından daha da tehlikeli günler yaşanmaya başladı. Telhamut, Süleyman Şah, Birecik, Harran ve Viranşehir kamplarında kalan 200 bin kişinin yanı sıra kendi imkanları ile temin ettikleri ev, baraka veya çadırlarda yaşayanlarla birlikte Suriyeli sığınmacı sayısı 500 bini aştı. Resmi kurumlar ve halkın yardım ettiği Suriyeli sığınmacı sayısı da azımsanmayacak kadar çok. Ancak hala yardımın ulaşmadığı veya az ulaştığı aileler de mevcut. Bunlardan birisi de IŞİD'in kanlı saldırılarından güçlükle kaçarak kurtulan 22 kişilik Berekat ailesi. Halep'in Şeyh Maksut Mahallesinden kaçarak günlerce yaptıkları yolculuktan sonra Şanlıurfa'ya yerleşen aile, sadece 46 yaşındaki Ferid Berekat'ın ayakkabı boyacılık yaparak kazandığı parayla geçinmeye çalışıyor.
'KÜRT OLDUĞUMUZU ÖĞRENİNCE YARDIM GELMEDİ'
Berekat ailesi, Halep'teki çatışmadan kaçtıktan sonra Efrîn'e sığındıklarını, kocası öldürülen gelin ve üç çocuğunu burada bıraktıklarını geriye kalan 22 kişinin de Öncüpınar Sınır Kapısı üzerinden Kilis'e geçtiklerini söyledi. Ferid Berekat, annesi, oğlu ve torunu ile Kilis'ten de Urfa'ya geldiklerini, ancak Arap göçmenlerin yoğunlukta kaldığı çadır kamplara gitmediklerini ifade etti. Topçu Meydanında bulunan adeta harabe üç odalı bir eve aylık 200 lira kira karşılığında yerleştiklerini kaydeden Ferid Berekat, geçen yıl ilk geldiklerinde yardım alabilmek için muhtarlığa ve belediyeye başvurduklarını ancak herhangi bir yardım alamadıklarını söyledi. Berekat, "Geçen yıl önce muhtara gittik. Daha sonra belediyeye. Orada bizim Arap olduğumuzu zannedip yardım edeceklerini söylediler. Kürt olduğumuzu öğrenince 'Gidin 10 gün sonra biz size haber veririz' dediler ama yedi aydır kimseden hiçbir yardım gelmedi. Burada komşuların, hayırseverlerin yardımıyla geçinmeye çalışıyoruz" dedi.
'KÜRT'ÜZ DİYE YENİDEN AÇLIĞIN PENÇESİNE DÜŞTÜK'
Berekat ailesinin en yaşlı üyesi 70 yaşındaki Gulê Berekat ise, "Çeteciler evimizi başımıza yıktı. Nereye gideceğimizi bilemedik. Tarlamızı, her şeyimiz bırakıp geldik. Günlerce yol yürüdük. Hayırseverlerin verdiği elbiseleri giydik. Savaştan, açlıktan kaçtık ama burada açlığın eline yeniden düştük. Kürt'üz diye zulmettiler bize ama Kürtler bir gün kazanacaktır ve biz yeniden evimize döneceğiz" diye konuştu.
BUCAK: KÜRTLERE ŞÜPHELİ GÖZLE BAKILIYOR
Gazete İpekyol'da daha önce yayınlanan haberdeki üç yaşındaki Ferit ve ailesi olan Berekat ailesinin mağduriyetinin giderilmesi için çalışma başlattıklarını kaydeden Şanlıurfa Barosu Başkanı Ali Fuat Bucak, mültecilerin mülteci haklarından yararlanamadığını belirtti. Sığınmacıların statülerinin bulunmadığını, resmiyette mülteci olarak kabul edilmediğini, misafir olarak kabul edildiklerini söyleyen Bucak, "Misafir oldukları için herhangi bir hakları bulunmuyor. Cenevre Sözleşmesi imzalanmadığı için Türkiye'nin doğusundan gelen misafirler mülteci olarak kabul edilmiyor. Bu sebeple kendilerine devlet ne verirse onunla yetinmek zorundalar. Kamplarda yer olmadığı için özellikle Kürt kökenli misafirler kent merkezinde barınmak zorunda kalıyor. Zaten Kürt mültecilere PYD ve PKK ile ilişkileri var mı diyerek şüpheli bir gözle bakılıyor ve ayrımcılık yapılıyor. Şehir merkezinde 50-70 bin civarında mülteci var. Kayıt ettirmişler kendilerini ama o da sadece sağlık alanında yararlanıyorlar. Eğitim ve diğer hiçbir haktan yararlanmıyorlar." dedi.
'DEVLET YAPAMIYORSA STK'LARA ENGEL OLMASIN'
Belediyelerin de mültecilerle ilgili ciddi hiçbir girişiminin bulunmadığını ifade eden Bucak, "Belediyenin bir takım adımlar atması gerekiyor. Tek tek şahısların, kurumların yapacağı yardım eksik kalıyor. Kaç kişiye yetişebilir. Devlet eğer bunu yapamıyorsa gelen STK'lara zorluk çıkarmaması gerekiyor. Dışarıdan gelen STK'lar Urfa'da yer tutup mültecilere yardım etmeye çalışıyorlar. Ancak dışarıdan gelen STK'lara da bir çok zorluk çıkartılıyor ve misyoner şüphesiyle yaklaşılıyor. STK'lara kolaylık sağlansa dışarıdan bir çok sivil toplum kuruluş burada yaşayan sığınmacılara maddi ve sosyal anlamda büyük yardım sağlayabilirler. Buraya yabancılar dolmasın diye devlet refleksi devam ediyor" şeklinde konuştu.
'MÜLTECİLERE YÖNELİK ÖTEKİLEŞTİRME VAR'
Kent merkezinde yaşayan mültecilere empati yapılmadan ötekileştirme politikası izlendiğini belirten Bucak, mültecilerin suça bulaşmasına ilişkin ise şöyle konuştu: "Fuhuş, gasp ve hırsızlık ortaya çıktı. Bu suçlar sadece mültecilere mal edilmemelidir. Bu insanlara ciddi bir yardım yapılmazsa aç bırakılırsa her insanın başvuracağı bir olaydır hırsızlık, gasp veya fuhuş. Ama öncelikli olan onları bu duruma sürükleyen sebeplerdir. Tüm bu yaşananlardan dolayı mültecilere yönelik bir ötekileştirme var. Bu şehirde özellikle empati yapıp anlamaları lazım. O insanların barınacak hiçbir yerleri yok buraya gelmeye mecbur kalmışlar. Mültecilik yalnız Suriyelilere mahsus değil herkesin başına gelebilir."
Bucak, Şanlıurfa Barosu'nun insani yardımların yanı sıra mültecilerin haklarının korunmasına yönelik çalışmalar da başlatıldığını dile getirdi.
(Kaynak: Gazeteipekyol)
Son Dakika › Yerel › Mazlumun Kimliğine Mi Bakılıyor? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Yorumlar (1)