Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen, Mersin'de yapılması planlanan nükleer santral, termik santraller ve çevre dostu olmayan sanayi yapılanmalarıyla kentin, çevre sağlığının ve halk sağlığının tehlikeye düşürüldüğünü iddia etti.
Baro Başkanı Antmen, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla Mersin Adliyesi'ndeki Avukatlar Odası'nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıda "Bugün, Mersin'e nükleer santral yapılmasını tartışıyoruz, bugün Mersin'e termik santrallerin, sülfirik asit tesislerin inşasını konuşuyoruz" diyen Antmen, "Bilinmelidir ki, nükleer santral ile termik santraller ile çevre dostu olmayan sanayi yapılanmalarıyla kentimiz, çevre sağlığımız, halk sağlığımız tehlikeye düşmektedir" dedi.
Siyasi iktidarın doğayı, çevreyi ve insanı koruma iradesini yok saydığını savunan Antmen, "Anayasamızın 56. maddesinde güvence altına alınan sağlıklı bir yaşamın sürdürülmesi ancak sağlıklı bir çevre ile mümkündür. Günümüzde birçok sağlık sorununun ana sebebi çevre kirliliği olmakla beraber, bu gerçek göz ardı edilmektedir. İçtiğimiz suyun, soluduğumuz havanın, her gün soframıza gelen bitki ve besinlerin yetiştirildiği toprağın kirli olması, bizim güncel hayatımızda konuştuğumuz fakat farkına varmadığımız çevremizdeki kirlilikten kaynaklanmaktadır" diye konuştu.
SİT ve turizm alanı olan Silifke- Anamur arasındaki coğrafyada Akkuyu Nükleer Santrali, termik santraller, hidroelektrik santraller, çimento fabrikaları yapılmak istendiğine işaret eden Antmen, "Kentimizdeki tarım alanları ise petrol dolum tesisleri, kimyasal fabrikalar, doğalgaz termik santralleri, sülfirik asit tesisleri, petrol ve krom artıkları depolama tesisleri tarafından kuşatılmıştır. Kentimizin kuzeyinde, Toros Dağları'nda gelişigüzel yapılan HES'ler çevresel açıdan getireceği kirlilik ve ekosistemi bozucu etkileri nedeniyle her yönüyle tartışılması gereken en önemli bir konudur. Mersin'in bir taraftan turizm ve tarım kenti ilan edilmesi, diğer yandan nükleer santral dahil bir çok doğa ve çevre düşmanı tehlikeli tesisin canlıların yaşam alanlarını yok sayarak kenti kuşatması bir çelişkidir" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin kalkınması için yerli elektrik üretiminin gerekliliğinin tartışılmaz olduğunun da altını çizen Antmen, son 10 yılda petrol, doğalgaz ve ithal kömür kullanımı yolu ile izlenen çevre karşıtı enerji politikalarının Türkiye'nin dışa bağımlılığını artırdığını kaydetti. Bu kalemlerde 2012 sonu itibariyle enerji ithalatının 54 milyar dolara ulaştığını dile getiren Antmen, şöyle devam etti: "Ne ülkemiz ne de kentimiz çaresiz ve alternatifsiz değildir. Yüzde 18'leri bulan kayıp kaçak oranının öncelikle yüzde 8'lere düşürülmesi, bugünkü mevcut enerji ihtiyacımızın üç katı potansiyele sahip rüzgar, güneş ve jeotermal gibi yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımıza öncelik verilmesi hem enerjide ithalat bağımlılığımızı hem de çevre kirliliğini azaltacaktır."
Hazırlık çalışmaları süren 1/100 binlik Çevre Düzeni Planı'nın aceleye getirilmemesi gerektiğini de belirten Antmen, planın başta bölge üniversiteleri olmak üzere diğer tüm yerel dinamiklerin görüşü ile olgunlaştırılması ve referandum yapılarak halkın onayına sunulması gerektiğini, konunun takipçisi olacaklarını sözlerine ekledi. - MERSİN
Son Dakika › Yerel › Mersin Barosu'ndan Çevre Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?