Türkiye Alzheimer Derneği (TAD) Mersin Şubesi'nce, Yaşlı Yaşam Merkezi için başlatılan 'Bir Tuğla da Sen Koy' projesi kapsamında, Kasım Ekenler Sitesi yönetimi tarafından imza ve söyleşi günü etkinliği düzenlendi.
Etkinliğe destek veren Mersin Toros Devlet Hastanesi Üroloji Uzmanı ve Spor Psikoloğu Dr. Nedim İnce, okurları için imzaladığı, 'Mersin'den Hayata Dair Esintiler' ve 'Sağlık Olsun' adlı kitaplarının tüm gelirlerini Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi Yaşlı Yaşam Merkezi için bağışladı. Etkinlikte konuşan Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şube Başkanı Prof. Dr. Aynur Özge, "Alzheimer hastalığına yakalanmamak için en etkili şey sevdiğiniz bir hobiyi yapmak, onu geliştirmek ve başkalarıyla paylaşmaktır" dedi.
Alzheimer ile ilgili katılımcılara videolu bir sunum gerçekleştiren Özge, hastalığın, çağımızda giderek öneminin arttığına dikkat çekti. Özge, hastalığın başta hafıza olmak üzere, zihinsel yetilerin ilerleyici kaybıyla giden ve sık görülen bir yaşlılık hastalığı olduğu bilgisini verdi. Mersin'de 10 bin civarında alzheimer hastası olduğunu, bunlardan birinin de kendi annesi olduğunu dile getiren Özge, dernek olarak amaçlarının alzheimer hakkında toplumsal bilincin artırılmasını, hasta ve hasta yakınlarına destek vererek onların en az şekilde yıpranmalarını sağlamak olduğunu belirtti.
Bu amaç doğrultusunda Mersin'de arsasını Yenişehir Belediyesi'nin temin ettiği, bağış yapan hayırseverler sayesinde halen inşaatı sürmekte olan 'Yaşlı Yaşam Merkezi' projesini oluşturduklarını kaydeden Özge, "Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi, alzheimer hastalığı ile ilgili toplumsal farkındalığı artırmak ve hasta yakınlarına destek olmak amacıyla 2006 yılında kuruldu. Ayrıca hasta ve hasta yakınlarına destek olmak üzere projelendirdiğimiz 'Yaşlı Yaşam Merkezi' şehirde ve ülkemizde bir ilk olacak. İçinde Aktif Yaşlanma Birimi, Gündüz Bakım Evi, Sürekli Bakım Merkezi ve Evde Bakım Birimi'nin bulunacağı bu merkez kamu yararına hizmet veren bir merkez olacak. Biz bu konuyla ilgili Mersin Üniversitesi'nde 'Yaşlı Bakım Teknisyeni' yetiştiren bir yüksekokul açtık. Burada öğrenciler yaşlı bakımıyla ilgili 2 sene eğitim alıyorlar. Uzman ekibimizle beraber burada hastalara daha iyi bakılacağı için hasta yakınlarının yükü azalacak ve toplumsal dayanışma için doğru bir adres oluşacak" diye konuştu.
İnsanın ömrünün yettiği herhangi bir süreçte bu hastalıkla karşılaşmasının mümkün olduğunu, o nedenle her insanın kendi yaşlılığı adına bu konuda bir yatırım yapması gerektiğine inandığını kaydeden Dr. Nedim İnce ise, "Ömrümüz yeter ise içimizden ne yazık ki bazıları bu hastalıkla karşılaşacak ve bu hastalığı yaşadığının farkında bile olmayacak. Çevresi onu yaşayacak. Onun için bunun farkında olan ve olmayan insanların yaşam kalitelerini artırabilmek adına şimdiden yaşlılığımıza yatırım yapmaya başlarsak hem kendimiz hem çocuklarımız hem de çevremiz için örnek ve duyarlı bir davranış sergilemiş olacağız" şeklinde konuştu.
Katılımcılara biraz yazmaktan, biraz da kitaplardan ve kendi açısından ne anlama geldiğinden söz eden İnce, şöyle devam etti: "Gönüllü bir toplum kuruluşunda yönetim kurulu başkanlığım sırasında 2 ayda bir çıkardığımız küçük bir bülten vardı. Başkan olduğum için bu bültene her sayısı için yazmam gerekiyordu. İlk başladığım zamanlarda bu işin hiç de kolay olmadığını gördüm. Bir yazımı defalarca yeniden yazıp değiştirdiğimi hatırlıyorum. Görev nedeniyle yazmaya başlamış olmama rağmen, zaman içinde başka dergilerden de yazılarımı istemeye başladılar. Ben yine görev nedeniyle, zorlayarak yazılarımı yazıyordum. Ama bir işi yapmaya başladığınızda o organizasyon yavaş yavaş oturmaya başlıyor. O bilişsel beceri zaman içinde daha fazla gelişiyor. Daha sonra haftalık bir yerel gazeteden yazı yazmam için teklif geldi. Ne yazmam gerektiğini düşünürken hekim olmamdan kaynaklı yazılarımı sağlıkla ilgili yazmaya karar verdim. Hekimin, sadece hastayı muayene edip tanı koyarak tedavi etmesinden ziyade hastayı öncelikle eğitmesi gerektiğinin de gerekli olduğuna inanıyorum. Hastaya bildiklerinizi aktarıp davranışlarını sağlıklı hale dönüştürerek iyileşme süreci sağlanırsa en önemli hekimlik özelliğini kullanmış oluyorsunuz. Bu yüzden köşe yazımın ismini de 'Sağlık Olsun' olarak belirledik. Sonrasında başka gazetelerde de yazmaya başladım. Ben artık bu vesileyle yazı yazmaktan keyif almaya başladım. Yazılar biriktikçe sınıflandırılma safhasına geldi ve 11 yıl sonra bunların kalıcı olması açısından kitaplaştırma fikri ortaya çıktı. Daha da önemlisi yoktan var edip ürettiğim bu kitapları sevdiğim insanlara ithaf etmek beni inanılmaz derecede mutlu etti. Kitabımın bir tanesini sevgili hayat arkadaşıma, diğer kitabımı ise beni var edip bugünlere getiren sevgili anneme ve babama ithaf ettim." - MERSİN
Son Dakika › Yerel › Nedim İnce'den Örnek Davranış - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?