TBMM Başkanı Yılmaz Açıklaması

TBMM Başkanı İsmet Yılmaz, "Gücümüzü paylaştırır ve dağıtırsak, bölersek o zaman kalbimize korku düşer. Kalbimize korku düşerse gücümüzü kaybederiz, gücümüzü kaybedersek devletimiz elden gider, devletimiz elden giderse gidecek başka bir devlet yok" dedi.

Yılmaz, Tesfiyeciler ve Madeni Sanatkarlar Esnaf Odasının kuruluşunun 50. yılı dolayısıyla bir düğün salonunda düzenlenen programda yaptığı konuşmada, 7 Haziran seçimlerine değinerek, seçim sonucundan çıkan neticeye sevinenlerin olduğunu belirtti.

Yılmaz, 1 Kasım'da yapılacak seçimin önemine dikkati çekerek, "Bu seçime giderken iki sefer düşünmemiz lazım. Bugün tüm Haçlıların, bugün tüm BBC'nin, bugün tüm CNN'in, bugün tüm PKK'lıların hepsinin AK Parti'ye saldırdığı durumda benim Sivaslı hemşehrim de AK Parti'ye bir farklı nazarla bakarsa kimlerin yanında durduğunu bir kez daha düşünsün. ya onlardan şüphe edeceğiz ya da kendimizden şüphe edeceğiz" diye konuştu.

Zor günlerden geçildiğini vurgulayan Yılmaz, "Bu zor dönemde Türkiye'nin daha güçlü bir hükümete ihtiyacı var. Yok hemşehrim şunu derse ki 'Güçlü hükümete gerek yok, bu ateş çemberinin içerisinden biz zayıf hükümetle de geçeriz, dosta düşmana  zayıf hükümetle de güven veririz, Türkiye'nin problemlerini zayıf hükümetle de çözeriz' derseniz diyecek bir şey yok ama bunun akılla izanla insafla bağdaşır yanı yok" ifadelerini kullandı.

"Devletimiz elden giderse gidecek başka bir devlet yok"

Birlik ve beraber olunması gerektiğini, gücün birlikten geçtiğini söyleyen Yılmaz, şunları kaydetti:

"Gücümüzü paylaştırır ve dağıtırsak, bölersek o zaman kalbimize korku düşer. Kalbimize korku düşerse gücümüzü kaybederiz, gücümüzü kaybedersek devletimiz elden gider, devletimiz elden giderse gidecek başka bir devlet yok. Allah'a hamdolsun geçtiğimiz 13 yılda verdiğiniz destekle Türkiye bu bölgenin lideri durumunda. Suriye'den 2 milyon sığınmacı geldi, onları kabul ettik, bir kez dahi 'öf' demedik. 8 milyar dolara yakın para harcadık yine de 'kapımız açık' diyoruz. 28 tane Avrupa Birliği ülkesi 2 milyon değil 120 bin Suriyeliyi kabul edemedi. Bir araya geldi, biri çekimser kaldı, 4-5'i itiraz etti. Sonuçta çoğunlukla bir karar alabildi. Size sorarım, hangi ülke daha güçlü ve daha zengin? 120 bin sığınmacıyı kabul etmeyen 28 Avrupa Birliği ülkesi mi yoksa 2,5 milyon Suriyeliyi kabul eden Türkiye mi? Hangisi zengin, hangisinin gönlü zengin? İşte bu gönül zenginliğini biz sizlerle birlikte sağladık."

" İnşallah dava taşını 1 Kasım'da gediğine koyacağız"

Yılmaz,  sadece bu coğrafyadaki insanlara karşı sorumluluklarının olmadığını, gönül coğrafyalarının ötesinde, kültür coğrafyalarında olan insanlara karşı da sorumlukları olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

" Gazze'dekine de Suriye'dekine de Arakan'dakine de Irak'takine de Yemen'e de Somali'ye de biz bunlara yardımı yaparsak işte o zaman yüz akıyla menzile varırız. Ne için varırız, ne için yaşıyoruz? Yüz akıyla menzile varmaktan başka ne gayemiz olabilir. Ben de Sivaslı hemşehrilerimden 1 Kasım'da Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını gediğine koymasını bekliyorum. ve bu taşı gediğine koyarken kim var diye bakmayacak. Birisi koymuşsa 'ben seyredeyim' demeyecek. Ben varım diyecek, benim olmadığım yerde hiç kimse yoktur anlayışı içerisinde inşallah bu dava taşını 1 Kasım'da gediğine koyacağız."

Programda Tesfiyeciler ve Madeni Sanatkarlar Esnaf Odası Başkanı Hakan Demirgil, Yılmaz'a plaket takdim etti. Yılmaz da programa katılan esnafa plaket verdi.