'Feryatların Ödülü' Mehmet Yamandağ'a - Son Dakika
Güncel

'Feryatların Ödülü' Mehmet Yamandağ'a

\'Feryatların Ödülü\' Mehmet Yamandağ\'a

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 2011 yılı geleneksel Gazetecilik Başarı Ödülleri sahiplerini buldu.

26.04.2012 15:47  Güncelleme: 15:48

Türkiye İhracatçılar Meclisi Salonu'nda düzenlenen törene medya, iş ve üniversite dünyasından önemli isimlerin yanı sıra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi katıldı.

Ödül töreninden önce basın şehitleri anısına 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

Ödül töreninin açılış konuşmasını yapan TGC Başkanı Orhan Erinç, 90'ı aşkın gazetecinin hapiste olduğunu hatırlatarak, "90'ı aşkın gazetecinin Avrupa insan hakları sözleşmesinin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kurallarıyla kararlarına aykırı suç tanımları nedeniyle hapiste bulunmalarını, dünya medyasıyla birlikte biz de tedirginlikle izliyoruz" dedi.

YAMANDAĞ'A YILIN EN İYİSİ ÖDÜLÜ

Sabah'ta yayımlanan ve ekmek parası için ölümle yaşam arasındaki kaçakçıları anlatan yazı dizisi araştırma dalında ödüle değer görüldü. Yazı dizisini hazırlayan Bülent Ergün ve Mehmet Yamandağ ile fotoğraf editörü Kutup Dalgakıran dün akşamki törende ödüllerini aldı.

Bir yazı dizisi şeklinde hazırlanan haberin "'Havar' düşen evler!" isimli bölümü aşağıdaki gibiydi:

'HAVAR' DÜŞEN EVLER

Sınırda kaçak mazot uğruna ölen 17'sindeki Recep, geride 3 çocuğu kalan 24 yaşındaki İslam ve mayın yüzünden kör olan Murat... Aileleri için hayat orada durmuş. Havarları (feryatları) hiç ama hiç durmuyor

Sınır kaçakçılığının izini sürmeye devam ediyoruz. Geçtiğimiz her köyde, benzer acıların yaşandığına tanıklık ediyoruz. İkinci durağımız Yukarı Turgalı Köyü oluyor. Bin kişinin yaşadığı, 200 haneli bir köy burası. Sınıra oldukça yakın... Köylüler parmaklarıyla dağların hemen arkasını işaret ediyor. Her evin önünde veya yakınında mazot kaçakçılığın simgesi haline gelen mavi bidonları görmek mümkün. Bu köyden 10 kişinin, son 5 yılda kaçakçılık yaparken sınırda açılan ateş sonucu hayatını kaybettiğini öğreniyoruz.

OCAK AYINDA ÖLDÜRÜLDÜ

Acıları henüz taze olan Dağgezen ailesinin evindeyiz. Liseye gitmeye hazırlanan 17 yaşındaki Recep Dağgezen, 29 Ocak'ta sınırda öldürülmüş. Recep, Salih ve Cemile çiftinin 10 çocuğundan biri. Gün ağarır ağarmaz köyden 100 kişilik bir grupla yola çıkmış. İran sınırındaki köyden mazotları atlara yükledikten sonra, dönüş yolunda İran askerlerinin açtığı ateşle atının üzerinde vurularak, olay yerinde hayatını kaybetmiş. Gözü yaşlı anne Cemile Dağgezen'in dudaklarından, "Allah biliyor ki hiç gitmesin istiyordum" sözleri dökülüyor. Oğlunun üzerinde vurulduğu atı hemen sattıklarını söylüyor anne Dağgezen ve o acı günü anlatıyor: "İlk kez gidiyordu mazota Recep'im. Okulunu da yeni bitirmişti. Okuyup, bize bakacaktı. Amcalarıyla birlikte gitti. Onlara emanet etmiştik ama cenazesi geldi."

GERİDE 3 ÇOCUĞU KALDI

Dağgezen ailesini acılarıyla baş başa bırakıp başka bir eve yöneliyoruz. Bizi Osman Kesici karşılıyor. Oğlu İslam Kesici, 2010 yılının 26 Haziran'ında, 24 yaşındayken sınırda öldürülmüş. Geride kalan karısı ve 3 çocuğunun bakımı da ona kalmış. "10 çocuğum var. Şimdi oğlumun çocuklarına da bakmak zorundayım ama ne elde var, ne de avuçta" diyerek, içinde bulunduğu çaresizliği anlatıyor Osman Kesici. Kısa bir süre önce yağan yağmurlar sonrası sular altında kalan evinde acılı eş Leyla Kesici'ye konuk oluyoruz. Kapının önünde kocasının mazot için kullandığı mavi bidonlar hâlâ duruyor. 5 yıl önce evlenmişler. 3 yaşındaki Hicran, 2 yaşındaki Erdem annelerinin hemen yanı başında. Biraz sonra onlara henüz 2 aylık olan Kader bebek ekleniyor. Babaannesi Rabia Kesici'nin kucağından alıyor annesi onu. "İslam giderken hamileydim. Kızını göremeden öldü" diyor. Leyla Kesici, kimi zaman gözleri uzaklara dalarak anlatıyor bize yaşadıklarını: "İslam'ın 3'üncü gidişiydi. O gün 3 arkadaşıyla birlikte gittiler. Ben istemiyordum. Her defasında başına bir şey gelecek korkusu yaşıyordum ama durumumuz kötü olduğu için gitmek zorunda kaldı. Sonrasında acı haberini aldık. Çocuklarım daha küçük ve henüz babalarının öldüğünü bilmiyorlar bile. Onlara bunu nasıl açıklayacağımı da bilmiyorum."

SEVGİNİN GÜCÜ...

Köydeki son durağımız, 6 yıl önce mayına basarak iki gözünü kaybeden Murat Avan'ın evi... 17 yaşındayken sınırda bastığı mayınla hayatı kararmış Murat'ın. Gözlerini kaybetmeden önce haftada 2 kez İran'a gittiğini anlatıyor. Gözlerini kaybettikten sonra nişanlı olduğu Gülümser ile evlenmiş. Nişanlısından 6 ay gizlenmiş gözlerini kaybettiği. Gülümser'in ailesi karşı çıkmış evlenmelerine. 'Sana bakamaz' demişler. Ama o bütün bunlara rağmen görücü usulüyle tanıştığı ve âşık olduğu Murat'ı yarı yolda bırakmamış. "Şimdi onun gözü olmaya çalışıyorum" diyor Gülümser ve ekliyor: "İstesin gözümü bile veririm..." Siyah gözlüklerini takarak dolaşan Murat da, dünyaya gelen 3 çocuklarıyla mutlu olduklarını söylüyor. 3 ayda bir aldığı maaşla geçinmeye çalışan Murat'ın en büyük dileği, çocukları Sidar, Diyar ve Sedanur'un yüzünü bir kerecik bile olsa görebilmek.

RECEP'İN ACISI DAHA TAPTAZE

Recep Dağgezen 29 Ocak'ta İran askerlerince öldürüldüğünde 17 yaşındaydı. Annesi Cemile, "Allah biliyor ki gitmesini hiç istemiyordum" diyor.

NİŞANLISI BIRAKMADI

Murat Avan 6 yıl önce 17 yaşında sınırda bastığı mayından iki gözünü yitirmiş. Nişanlısı Gülümser'in ailesi "sana bakamaz" diye karşı çıkmasına rağmen evlenmişler. 3 çocukları var. Gülümser hiç pişman değil. "İstesin gözümü bile veririm" diyor.

ÖDÜL ALANLAR

TGC 2011 Gazetecilik Başarı Ödülleri'ndeki kategoriler ve kazanan isimler şunları:

Haber-Siyasal: Kemal Göktaş (Vatan Gazetesi) 16 Aralık 2012 tarihinde yayımlanan 'Karakolda Kadına Dayak' başlıklı haber.

Haber-Ekonomi: Ali Can Şit (Radikal Gazetesi) 26 Ağustos 2011tarihinde yayımlanan 'Herkesin Telefon Bilgileri İnternette Satılıyor' başlıklı haber.

Haber-Çevre, Eğitim, Sağlık (Toplum Ödülü): Cemal Doğan (Habertürk Gazetesi) 24 Aralık 2010 tarihinde yayımlanan 'Koca Dayağı' başlıklı haber. Aynı dalda İlker Akgüngör (Vatan Gazetesi) 18 Kasım 2011'de yayımlanan 'Güvercinliğe Yeni Kafes' ve Sibel Kahraman ile Gökhan Karakaş'ın (Milliyet Gazetesi) 29 Mart 2011'de yayımlanan 'Tesadüfün Böylesi' başlıklı haberi, Nurettin Kurt'un (Hürriyet Gazetesi) 14 Aralık 2011'de yayımlanan 'Böbreğimi Geri Ver' haberi övgüye değer görüldü.

Haber-Kültür Sanat-Magazin: Eyüp Kelebek (Doğan Haber Ajansı) 3 Ağustos 2011'de yayımlanan 'Bu Mutfak Dünya Tarihine Geçer' başlıklı haber. Aynı dalda Kıvanç El (Vatan Gazetesi) 1 Kasım 2011 tarihinde yayımlanan 'Tosun Paşa'nın 4 Dakikası Kesildi' haberi ile övgüye değer bulundu.

Haber- Spor: Engin Belli-Nihat Uludağ'ın (Habertürk Gazetesi) 7 Temmuz 2011 tarihinde yayımlanan 'Nereden nereye' başlıklı haberi ödüle layık görülürken, Mehmet Arslan'ın (Hürriyet Gazetesi) 14 Eylül 2011 tarihinde yayımlanan '28 Milyon TL.'yi 68 Kişi Paylaştı' başlıklı haberi övgüye değer görüldü.

Köşe Yazısı: Özgür Mumcu (Radikal Gazetesi) 2 Haziran 2011 tarihinde yayımlanan 'Hopa ve Eşkiyalar' başlıklı yazı.

Haber-Araştırma: Kutup Dalkıran-Bülent Ergün-Mehmet Yamandağ (Sabah Gazetesi) 18 Mayıs 2011 tarihinde yayımlanan 'Sınırda Ölümle Dans' başlıklı araştırma övgüye değer bulundu.

Haber-Röportaj: İsmail Saymaz'ın (Radikal Gazetesi) 1 Mayıs 2011 tarihinde yayımlanan 'Ben Vazifemi Yaptım' haberi ödüle layık görülürken, Zeynep Bilgehan'ın (Hürriyet Gazetesi) 13 Kasım 2011 tarihinde yayımlanan 'Kızına Ötenazi Uygulayan Anne' başlıklı röportajı övgüye değer görüldü.

Spor Köşe Yazısı: Uğur Meleke (Milliyet Gazetesi) 18 Nisan 2011 tarihinde yayımlanan 'Utanma Duygumuzu Kaybettik Hükümsüzdür' başlıklı haberi ödüle layık görülürken, Okay Karacan (Zaman Gazetesi) 14 Ağustos 2011 tarihinde yayımlanan 'Spor Dilinde Devrime İhtiyaç Var' başlıklı yazısı övgüye değer bulundu.

Sayfa düzeni dalında Birinci Sayfa Düzeni'nde Fikret Ercan (Hürriyet Gazetesi) 24 Ekim 2011 tarihli birinci sayfayla ödüle layık görülürken, Yunus Emre Yıldırım (Zaman Gazetesi) övgüye değer bulundu.

İç sayfa düzeninde Mana Güzey (Star Gazetesi) 6 Ekim 2011 tarihinde 19. Sayfa, spor sayfa düzeninde Burhan Solak (Zaman Gazetesi) 31 Mart 2011 ödüllendirildi. Ersin Öztekin (Cumhuriyet Gazetesi) ise 4 Temmuz 2011 tarihli spor sayfası ile övgüye değer bulundu.

Karikatür: Latif Demirci'nin (Hürriyet Gazetesi) 20 Ağustos 2011 tarihinde yayımlanan 'Kapıya Medyadan Sineklik Yaptırdım' karikatürü ödüle layık görüldü.

Fotoğraf: Ercan Aslan'ın (Milliyet Gazetesi) 23 Eylül 2011 tarihinde 'Şener'e Uzan Davasında Beraat' başlıklı fotoğrafı ödüle layık görüldü.

Radyo-TelevizyonTV Haber dalında Burak Ersemiz'in (Show TV) 10 Kasım 2011 tarihinde yayınlanan 'Van Depremi' haberi ödüle layık görülürken, Mesut Sert-Hüseyin Yılmaz'ın (NTV) 12 Mayıs 2011 tarihinde yayımlanan 'Ladin Operasyonu' haberi övgüye değer görüldü.

TV Haber Programı dalında Cüneyt Özdemir'in (CNN Türk) 25 Şubat 2011 tarihinde yayımlanan 'Seyfülislam Kaddafi' röportajı ödüllendirildi.

TV Belgesel Dalında Nazım Alpman'ın (İz TV) 2011'de yayımlanan 'Faili Meçhul Zamanı' belgeseli ödüle layık görüldü.

TV-Sanat-Kültür-Magazin Programı dalında Mehmet Yaşin'in (CNN Türk) 2011 yılında yayımlanan 'Lezzet Durakları' programı ödüle değer bulundu.

TV Spor Programı dalında ödül verilmezken, TV Kameraman Çalışması dalında Tuncay Subaşı'nın (TV 8) 12 Kasım 2011'de yayımlanan 'Kartepe Eylemcisinin Vurulma Anı' ödüle layık görüldü.Aynı dalda Deniz Pirinççiler'in (Show Tv) 12 Kasım 2011'de yayımlanan 'Van Kadın Doğum Hastanesi' görüntüleri ile övgüye değer bulundu.

Radyo Haber Programı dalında Atilla Güner'in (Radyo Kuzey) 16 Kasım 2011'de yayımlanan 'Atilla Güner'le Akşam Postası' programı ödüle layık görüldü.

İnternet dalında BİANET ve BBC Türkçe Servisinden çalışmasıyla Hüseyin Alkan ödüllendirilirken,

Nezih Demirkent Ödülü'nü akademik çalışmaları ve yazılarıyla ülke ekonomisine yaptığı katkılardan dolayı Rüştü Bozkurt (Dünya Gazetesi) aldı.

Kaynak: Diğer

Son Dakika Güncel 'Feryatların Ödülü' Mehmet Yamandağ'a - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement