ABD Yüksek Mahkemesi işverenlerin bir işçiyi eşcinsel ya da trans olması nedeniyle işten atmasının, ayrımcılığı yasaklayan yasalar ile güvence altına alınan yurttaşlık haklarının ihlali olduğuna hükmetti.
Mahkeme üçe karşı altı oyla aldığı kararda, federal yasaların cinsiyet temelinde ayrımcılığı yasakladığını ve bu yasağın cinsel yönelimi de içerecek şekilde anlaşılması gerektiğini kaydetti.
Bu karar LGBTQ çalışanlar ve onlarla birlikte kampanya yürütenler açısından çok büyük bir kazanım olarak görülüyor.
Üstelik bu kararın Yüksek Mahkeme'nin daha muhafazakar ağırlıklı olmaya başladığı bir dönemde alınmış olması da önemini artırıyor.
Yargıç Neil Gorsuch yazılı kararda, "Bir kişiyi eşcinsel ya da trans olduğu için işten atan bir işveren, o kişiyi başka bir cinsel yönelimde olsaydı sorgulamayacağı eylemleri ya da özellikleri nedeniyle atmış olmaktadır" dedi.
Mahkemeye Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump tarafından atanan Gorsuch, "cinsiyet ayrımcılığını yasaklayan yasaları yapanların, anlamının bu kadar geniş olmasını amaçlamadığı" yolundaki tezleri reddetti.
Gorsuch, "Yasayı hazırlayanların hayal gücünün sınırları, bu yasayı yaparken neyi amaçladıklarını gözardı etme gerekçesi olamaz" ifadelerini kullandı.
Amerikan yurttaşlarının haklarını düzenleyen 1964 tarihli yasanın 7. bölümü altında çalışanların, yanlarında çalışan kişilere cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, ulusal köken ve dini inanç nedeniyle ayrımcılık yapmasını yasaklıyor.
Yüksek Mahkeme'nin bu kararı almasıyla, işverenleri tarafından eşcinsel ya da trans oldukları için işten çıkarıldıklarını söyleyen çalışanlar tarafından açılan üç davayı da nihai olarak karara bağlamış oluyor.
New York'lu bir hava dalışı (skydiving) eğitmeni olan ve 2014 yılında bir hava dalışı sırasında yaşamını yitiren Donald Zarda'nin davası bunlardan biri.
Zarda, bir dalış sırasında eşlik ettiği kadın müşteriye şaka yollu, fiziki yakınlıktan kaygı duymaması, kendisinin "yüzde yüz gay" olduğunu söylemesi ardından işten çıkarıldığını söyleyerek dava açmıştı.
Şirket, Donald Zarda'yı, gay olduğu için değil bir müşteriyle özel bilgilerini paylaştığı için işten çıkardığını iddia ettiyse de Zarda New York'taki bir mahkeme tarafından haklı bulunmuştu.
Georgia eyaletinde çocuk koruma hizmetlerinde çalışan Gerald Bostock da, bir gay spor turnavasına katılarak, cinsel yönelimini belli ettikten sonra işten çıkarılmıştı.
Gerald Bosctock'un işvereni olan Clayton Belediyesi, onun "Bir belediye çalışanına yakışmayacak davranışları" gerekçesiyle işten çıkarıldığını söylemişti.
Bostock Atlanta'daki bir federal mahkemede açtığı ayrımcılık davasını kaybetmişti.
Bugünkü kararın nihai çözüme kavuşturduğu üçüncü dava ise trans olduğunu açıkladığı için işten atıldığını söyleyen Aimee Stephens tarafından açıldı.
Aimee daha önce bu işyerinde altı yıl Anthony Stephens adıyla çalışmış, sonra çalışma arkadaşlarına yazdığı bir mektupla artık işyerine "kendi gerçek kimliğiyle, Aimee Australia Stephens olarak, buna uygun giysileriyle" geleceğini ilan etmişti.
Stephens iki hafta sonra "kadın elbiseleri ile işe gelmekte ısrar ettiği" gerekçesiyle işten çıkarılmıştı.
Geçen yıl açılan davada, Aimee Stephens'in çalıştığı cenaze evinin sahibi, Stephens'ın "biyolojik cinsiyetine uygun" giysiler giymesini istediğini söyleyerek kendisini savunmuştu.
Eyalet mahkemesi Stephens'ı bu davada haklı bulmuştu.
ABD Yüksek Mahkemesi son 20-30 yıl içinde yavaş adımlarla da olsa LGBTQ haklarını genişleten bir yaklaşım gösterdi.
Texas eyaleetinde eşcinselliği suç sayan bir yasanın lağvedilmesinden eşcinsel evliliklerinin bütün ülke çapında yasal güvenceye alınmasına kadar bu yönde bir çok karar alındı.
Bütün bunlar Yüksek Mahkeme'nin yargıç bileşiminin Başkan Trump tarafından yapılan iki atamayla muhafazakar yönde ağır basmasından önce alınmış kararlardı.
LGBTQ haklarını savunanlar mahkemenin bu bileşiminin haklarıyla ilgili kararların yönünü değiştirmesinden kaygı duyuyorlardı.
Bu karar, bu kaygıları giderici bir yönde oldu. Bizzat Trump tarafından atanan iki yargıçtan biri olan Neil Gorsuch'un kaleme aldığı karar gerekçesinde cinsiyet ayrımcılığını yasaklayan çalışma yasalarının LGBTQ'ları de kapsadığı net bir şekilde ortaya kondu.
Üstelik yine Cumhuriyetçi olan Başyargıç John Roberts da karara katıldı.
Bu karar daha önce eşcinsel haklarını genişleten bir çok karar almış olan Yüksek Mahkeme'nin ilk kez doğrudan doğruya transların yasal haklarından da bahsetmesi bakımından çok büyük önem taşıyor.
Ama karar aynı zamanda Trump yönetiminin, transların sağlık sigortası güvencelerini iptal ettiğini açıklamasından birkaç gün sonraya rastladı.
Transların hakları siyasi bir mücadele alanı haline geldi ve Yüksek Mahkeme'nin çoğunluğu bu mücadelede tarafını belli etmiş oldu.
Son Dakika › Dünya › ABD Yüksek Mahkemesi'nden LGBTQ işçilerin haklarını koruyan karar - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?