Ypg Başkomutanı Hemo, Işid'in Yükşelişinden Türkiye'yi de Sorumlu Tuttu

Suriye'de Kürt oluşumu PYD'nin silahlı kanadı olarak bilinen YPG Baş Komutanı Sipan Hemo, Suriye ve Irak'daki İslamcı aşırı unsurların yükselişinden "küresel güçler"i sorumlu tutarken Türkiye'ye sert eleştirileri yöneltti.

Sipan Hemo, Erbil'de yayınlanan Rudaw gazetesiyle yaptığı geniş söyleşide IŞİD'in bir buçuk yıl öncesi kadar Suriye'de planlarını gerçekleştirmek amacıyla bazı güçlerce şekillendirdiğini belirterek, "Onlar hakkında istihbaratımız var. Ele geçirdiğimiz belgeler var. Yakaladığımız üyelerin ifadeleri de var" diyor ve IŞİD'in, "bazı devletlerin politikalarını Suriye'de uygulanması amacıyla bazı istihbarat teşkilatlarınca yönlendirildiğini, son gelişmelerin bu teoriyi kanıtladığını" söylüyor.

"Musul gibi bir kent bir gece ele geçirilemez" diyen Hemo, bazı Batılı devletleri, Türk devleti, İran, Irak ve Suriye'nin "IŞİD konusunda kendi planları ve hesaplarının olduğunu, IŞID'in ise yönetimini tesis etmek amacıyla o ülkelerin istihbarat teşkilatlarından kurnazca yararlandığını" savunuyor.

Sipan Hemo, "IŞİD neden Kürtleri saldırıyor veya saldırmaya zorlandı?" sorusunu sorduktan sonra "IŞİD, Türk istihbarat teşkilatı ile bağlayıcı ilişkileri ancak Kürtleri saldırınca oluşturabileceğini çok iyi biliyordu" iddiasını dile getirdikten sonra, "Bizimle savaşırken IŞİD, Türk ordusu ve otoriterlerinin itirazı olmadan Türkiye'nin sınırlarını kullanıyordu, yaralıları Türk hastanelerinde tedavi ediyorlardı. Bazıları bunun bir iddia olduğunu söyleyebilir. Ama, ellerimizde söylediklerimizi destekleyen belgelerimiz var" savlarını da öne sürdü.

İran, Irak ve Suriye'nin IŞİD planı içinde, Türkiye ve diğer güçlerin ise plandan "haberdar" olduklarını savunan Hemo, örneğin Tahran'ın İran'dan Irak, Suriye ve Lübnan'a kadar uzanan bir Şii bölgesini oluşturmak istediğini, bunu gerçekleştirmenin tek yolunun ise mehzebi ihtilafların olduğunu söyledi.

YPG Başkomutanı, Türkiye'nin a bazı "hesaplarının" olduğunu söylediği mülakat sırasında "Türkiye, Kürtlerin kazanımlarını sabote etmek için her şey yapar" iddiasına da yer verilen mülakatta Türkiye'nin hem Musul'da çevik kuvvetine "savaşmak değil müzakere etme talimatını verdiğini, benzer bir talimatın Süleyman Şah Türbesini koruyan askerlere de iletildiğini" de öne sürdükten sonra "Bizim bildiğimiz Türk devleti, bu tür bir durumda o kadar pasif hareket etmez. Ne oldu "Bir Türk dünyaya bedel' cümlesine?" eleştirisinde de bulunuyor.