Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kurdaki hareketlenmeye rağmen enflasyonun düştüğünü belirterek, "Bu, beklentilerle paralel. Yıl sonu ile ilgili tahminlerimizi, beklentilerimizi değiştirmemizi gerektirecek bir gelişme değil" dedi.
Babacan Kanal 24 televizyonunda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Enflasyon rakamlarını değerlendiren Babacan, ağustos ayının enflasyonunun negatif çıktığını hatırlattı. Kurdaki hareketlenmeye rağmen enflasyonun düştüğüne dikkati çeken Babacan, bu rakamın beklentilerle paralel olduğunu ve yıl sonu ile ilgili tahminlerini, beklentilerini değiştirmeyi gerektirecek bir gelişme olmadığını söyledi.
Babacan, enflasyon tahminine ilişkin Merkez Bankasının yıl sonunda yüzde 6,3 gibi bir rakam beklediğini hatırlatarak, bankanın kurdaki geçen bir iki aylık dönemdeki artışın bir süre sonra gevşeyeceği ve yıl sonuna doğru daha düşük bir seviyeye ineceği varsayımıyla bu beklentiyi açıkladığını ifade etti.
Kurun serbest piyasada oluştuğuna dikkati çeken Babacan, 2 Mayıs'tan bugüne kadarki dönemde pek çok gelişmekte olan ülkede hareketlenmeler ve dalgalanmalar yaşandığını vurguladı.
Babacan, Türkiye'de de bu şekilde etkilerin görüldüğüne işaret ederek, şöyel devam etti:
"Bu etkilerin, olması gerekenden biraz daha fazla olduğunu düşünüyoruz. Temellerden biraz kopuk bir piyasa hareketi olduğunu düşünüyoruz. Biraz daha taşlar yerine oturunca piyasa göstergelerinin daha makul düzeylerde oluşacağına inanıyoruz. Bundan sonraki dönemlerde Amerika Merkez Bankasının atacağı adımlar son derece önemli olacak. 17 Eylül'de Amerika Merkez Bankasının kendi para politikası kurulu var. Onlar toplanacaklar, ne karar alacaklar, bir adım atacaklar mı, atmayacaklar mı? Buna bağlı olarak da gelişmekte olan ülkelerin piyasa göstergeleri hareketlenebilir."
Şu anda gelişmekte olan ülkelerle, gelişmiş ülkeler arasında yatırımcıların portföy kararlarını aldığı bir dönemde bulunulduğunu ifade eden Babacan, onların her bir kararının da tahvil piyasasını, borsa, hisse senedi fiyatlarını ve döviz kurunu etkilediğini belirtti.
"Piyasalarda yeni şartlara göre yeni bir denge arayışı var"
"Öyle bir dönemdeyiz ki şu anda piyasalarda yeni şartlara göre yeni bir denge arayışı var" diyen Babacan, eski dengeden yeni dengeye ulaşıncaya kadar da ciddi bir arayışın süreceğini, bu dalgalanmanın bir süre daha devam edebileceğini söyledi.
Babacan, daha önce de dalğalanmalar yaşandığını belirterek, geçici bir süre bu dalgalanmaların yaşandığını, ancak bu sefer Amerika Merkez Bankasının ne yapacağı ile alakalı bir yol haritası olmaması ve Para Politikası Kurulu üyelerinin her birinin ayrı ayrı açıklamalar yapması nedeniyle bu dalgalanmaların biraz daha uzun sürebileceğini bildirdi.
Uzunca bir süredir neredeyse 5 yıldır olağan üstü yüksek miktarda likiditenin piyasaya verildiği bir dönemden gelindiğine dikkati çeken Babacan, bu likiditenin piyasaya veriliş hızının azalacağını, sonra duracağını ve likiditenin geri çekilmesine başlanacağını bildirdi.
Babacan, bu adımlar atıldıkça piyasalar üzerinde olumlu ya da olumsuz etkisinin olabileceğini vurguladı.
"Merkez Bankamızın da kendi hesabı var"
Ali Babacan, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın dolar kurunun yıl sonunda 1,92 veya altında olursa şaşırılmaması gerektiğine ilişkin sözlerinin sorulması üzerine de şöyle konuştu:
"Türkiye'de serbest kur rejimi uyguluyoruz. Kur Merkez Bankası için neden önemlidir? Çünkü kurdan enflasyona bir geçişkenlik söz konusu. Şu anda bu geçişgenlik yüzde 15 civarında. Bu şu demek, kur yüzde 10 arttığında bizim enflasyonumuzu yüzde 1,5 artırıyor. Ama bunu hemen etkilemiyor, toplam 1,5 yıllık bir zamana yayarak etkiliyor. Dolayısıyla Merkez Bankamızın kur ile ilgili yönlendirici açıklamalarını enflasyon cephesinden okumak lazım. Tabii ki doğru kur ne olmalının bir sürü hesabı var. 100 iktisatçıyı çağırın size 100 ayrı hesap getirirler. Bunlardan nobel ödüllülerini çağırın 10 tane nobel ödülü size 10 tane ayrı kur hesap eder. Merkez Bankamızın da kendi hesabı var. Geçmişten gelen trendlere göre doğru kur ne olmalıdırın artı eksi limitler içerisinde bir hesabı var. Merkez Bankası da diyor ki, 'benim hesabıma göre kur şimdi biraz yüksek, bu kurun düşmesi lazım er geç' diyor. Bizim hükümet olarak kur politikamız kesinlikle serbest kur rejimi. Merkez Bankamızın kuru yönlendirebilecek elinde çok ciddi ve güçlü enstrümanları var. Faiz enstrümanlarından tutun da müdahalelere kadar ya da Merkez Bankası Başkanımızın sürpriz diye nitelediği pek çok imkanı var. Gerektiğinde gerekli adımları da her zaman atabilirler."
-"Türk Lirası yüzde 9,1 değer kaybetti"
Döviz kuru dalgalanmalarının Türkiye'ye özgü bir durum olmadığını ifade eden Babacan, 22 Mayıs'tan bu yana para birimlerinin Brezilya'da yüzde 15, Güney Afrika Cumhuriyeti'nde yüzde 6,87, Rusya'da yüzde 6,6 değer kaybettiğini dile getirdi.
Babacan Türk Lirası'nın da bu dönemde yüzde 9,1 değer kaybettiğini belirterek, gelişmekte olan ülkelerin tamamında para birimlerinin değer kaybettiğini kaydetti.
Türkiye'nin ticaret ve sermaye hareketleri açısından dışa açık olmasını istediklerinin altını çizen Babacan, bu kadar dışa açık bir ülkenin dışarıda olan dalgalanmalardan etkilenmemesinin mümkün olmadığını söyledi.
Babacan, bir gemiyle yolculuğa çıkıldığında denizin her zaman sütlüman, havanın her zaman günlük güneşlik olamayacağını ifade ederek, "Geminiz sağlamsa, işinin ehli bir ekip varsa bu konularda bir endişemiz yok" dedi.
Dalgalanmalarda ana etkinin dış dalgalar olduğunu, gezi olaylarının da bu dalgalanmalara ilave bir etkisinin olduğunu dile getiren Babacan, "Dışarıda zaten fırtına vardı, içeride de biraz sallayanlar oldu" ifadesini kullandı.
"Gezi olayları hiç olmasaydı yine ciddi dalgalanmalar Türkiye'de aynı dönemde yaşanacaktı" diyen Babacan, ancak bir miktar artı etkisinin de olduğunu söyledi.
- "Kamunun döviz borçluluğu artık söz konusu değil"
Devletin net borcunun milli gelire oranının yüzde 17'ye düştüğünü ifade eden Babacan, böyle rakamların dünyada çok az olduğunu, kamu borçluluğu ve bankacılık sistemi açısından Türkiye'nin şu anda çok sağlam bir pozisyonda bulunduğunu bildirdi.
Babacan, Türkiye'yi olumsuz ayrıştıran bir konunun cari açık olduğuna dikkati çekerek, son dönemde cari açığı bulunan gelişmekte olan ülkelerde dalgalanmaların daha fazla olduğunu kaydetti.
Bankaların bilançolarına bakıldığında döviz dengesinin bulunduğuna dikkati çeken Babacan, "Kamunun döviz borçluluğu artık söz konusu değil. Tam tersine kamu şu anda döviz fazlasına sahip. Mart sonu itibariyle net rakamlara baktığımızda kamu sektörünün döviz varlıklarında 34 milyar dolar fazlası var" şeklinde konuştu.
Babacan, özel sektörün dış borcunun eleştirildiğine işaret ederek, özel sektörün dış borcunun büyüyen ve yatırım yapan bir ülkede kaçınılmaz bir gerçek olduğunu belirtti.
- Ankara
Son Dakika › Ekonomi › Başbakan Yardımcısı Babacan Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?