Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, bir fikrin Ar-Ge aşamasından ticarileşmesine kadar olan sürecin en güvenli şekilde geçilmesi için önemli ve özel programlar uyguladıklarını belirterek, tek dertlerinin oluşan fikrin ticarileşmeden "fikirler mezarlığı"na gitmemesi olduğunu söyledi.
Bakan Işık, bu yıl "İnovatif Düşün, Geleceği Yönet" temasıyla gerçekleştirilen Genç Türkiye Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, Soma'daki maden faciasında hayatını kaybeden madencilere rahmet dileyerek, "Onların değerli ailelerine ve bütün milletimize sabır, metanet ve başsağlığı diliyorum" dedi.
İnovatif düşüncenin hayatın her alanında olduğu gibi madencilik sektöründe de bir yaşam biçimi haline gelmesi gerektiğini vurgulayan Işık, "Maalesef, karbonmonoksit seviyesi yükseldiği zaman üretim aksamasın diye alarm veren cihazları kapatmak yönünde değil de işçi sağlığı ve iş güvenliğini inovatif yaklaşımla sürekli gündemde tutan bir anlayışla ve daha çok bilgi ve teknoloji yoğunluklu üretimle madencilik sektörümüzün gelişmesini temenni ettiğimi, bunun mutlaka olması gerektiğini ifade ediyorum" diye konuştu.
"İstanbul'da vandalların çıkardığı olaylarda hayatını kaybeden Uğur Kurt kardeşimize de Allah'tan rahmet diliyorum" diyen Işık, demokrasiyi, ülkeyi istikrarsızlaştırmak için bir araç gibi gören zihniyetin mutlaka duvara toslayacağına inandığını dile getirdi.
Demokrasinin herkesin birlikte mutlu, huzurlu, karşılıklı anlayış, sevgi ve saygı çerçevesinde bir arada bulunmasını sağlayan yönetim biçimi olduğuna işaret eden Işık, demokrasiyi yönetememe zaafiyeti için kullanmaya çalışanların yanılacaklarını söyledi.
"Türkiye artık dümeni kırık bir gemi değil"
Bu yıl ikincisi düzenlenen Genç Türkiye Zirvesi'nin Türkiye'nin 2023 hedefleri için önemli olduğunu belirten Işık, "Türkiye bugün artık dümeni kırık bir gemi değil; 2023 hedefleri olan ve bu hedeflere emin adımlarla yürüyen, bu hedefler doğrultusunda ne yapması gerektiğini bilen, bu hedefleri hayata geçirmek için gece gündüz tüm kuruluşlarıyla çalışan bir ülke. Gençlik eksenli düzenlenen bu zirvenin, genç insan kaynağımızın geliştirilmesine hizmet edeceğine inanıyorum. Ayrıca, program kapsamında birçok başlıkta düzenlenecek olan oturumlar da bu alanlarda ortak aklın oluşmasına katkı sağlayacaktır" diye konuştu.
Ekonominin küreselleşmesi, rekabet şartları, teknoloji yoğun üretim, bilgi teknolojilerindeki gelişim ve hızlı toplumsal değişimlerin inovasyon kavramını gündeme getirdiğini anlatan Işık, her alanda hızlı değişimlerin yaşandığı bugünün dünyasında, inovatif bir ekonomiden ve yaşam tarzından bahsedildiğini aktardı.
Sürekli bir değişim, dönüşüm ve yenilenme içerisinde olunduğuna işaret eden Işık, şunları kaydetti:
"Artık, üretimden pazarlama ve dağıtım ağlarına kadar sürekli kendisini geliştiren bir ekonomiye, değişen üretim-tüketim ilişkilerine ve yaşam tarzlarına sahibiz. Ama bu dönemin bir de olmazsa olmazları var. Siyasal alanda standardı yüksek bir demokrasi, temel hak ve özgürlükler, katılımcılık ve iş birliği gibi temel değerler; ekonomik alanda ise rekabet gücü yüksek, ileri teknolojili ve yüksek katma değerli bir üretim yapısı. Biz şuna inanıyoruz; yüksek katma değerli ve rekabetçi bir üretim yapısı, ancak gelişmiş demokrasinin olduğu bir iklimle ortam bulacaktır.
Bizi uluslararası alanda birinci lige çıkaracak, dünyanın gelişmiş 10 ekonomisi arasına sokacak olan da bu alanlardaki gelişmelerdir. Demokratik bir ortam yoksa inovatif düşüncenin gelişmesinden ve toplumun ilerlemesinden de bahsedemeyiz. Değişime açık, hatta onu yönetebilen, geleceği planlamaktan korkmayan ortamlarda inovatif düşünce gelişebilir ve toplum ilerleyebilir. Tabular, önyargılar ve yasaklarla dolu toplumlarda yenilikler gelişmez ve toplum bir kör dövüşü içerisinde çırpınır durur."
Türkiye'nin son 12 yılda önemli bir değişim yaşadığını ve büyük ilerleme kaydettiğini, siyasette, ekonomide ve birçok alanda yapısal değişikliklere giderek kendisini çağın koşullarına göre yenilediğini belirten Işık, ekonomisini serbest piyasa koşullarına uyumlu hale getiren Türkiye'nin kesintisiz ve işleyen demokrasiyi inşa etmede önemli mesafeler aldığını söyledi.
Işık, "Rahmetli Özal'la başlayan bu süreç geliştirilerek, milletimizin önündeki bariyerler kaldırıldı ve girişimci insan sayımızda büyük artışlar oldu. Tarımın üretim içerisindeki payı azalarak, sanayi ve hizmetler ağırlıklı bir ekonomiye geçildi. Bugün ihracatımızın yaklaşık yüzde 95'ini sanayi ağırlıklı ürünler oluşturmakta. Son 12 yılda düşük teknolojili üretim yapısından, orta teknolojili üretim yapısına geçtik" diye konuştu.
"Firmalarımızı Ar-Ge ve yenilikçilik yapın diye zorluyoruz"
Düşük teknolojili ürünlerin üretim ve ihracat içindeki payının 12 sene önce yüzde 47 olduğunu, bugün ise yüzde 25'ler seviyesine kadar gerilediğine dikkati çeken Işık, yüzde 47 olan orta teknolojili ürünlerin payının da yüzde 65'lerin üzerine çıktığını ifade etti.
2023 yılında ise gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yüksek teknolojili ürünlerin üretim ve ihracat içindeki payını, yüzde 20'ler seviyesine çıkarmayı hedeflediklerini aktaran Işık, şöyle devam etti:
"Orta gelir tuzağına düşmemek için ileri teknolojili ve yüksek katma değerli üretim yapısını geliştirmenin planlarını yapıyor, Ar-Ge'ye, inovasyona, tasarıma ve markalaşmaya büyük önem veriyoruz. Üniversite-sanayi iş birliğini geliştirmek ve bilimsel bilgiyi ticarileştirmek amacıyla kurulan Teknoloji Geliştirme Bölgelerini güçlendiriyoruz. Bakanlığımız ve bağlı, ilgili kuruluşlarımızla birlikte işletmelerimize çok önemli miktarlarda Ar-Ge destekleri veriyoruz. Eskiden firmalarımız destek almak için devletin kapısını aşındırırdı. Şimdi ise biz firmalarımızı Ar-Ge yapın, yenilikçilik yapın diye zorluyoruz.
TÜBİTAK'ın özel sektöre Ar-Ge ve yenilik destek ve teşvikleri 2003-2013 yılları arasında 8,4 kat arttı. TÜBİTAK, Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi (2011-2016) kapsamında, öncelikli alanlarda, teknolojik yeterlilik ve bilgi birikiminin artırılması ve özgün teknolojilerin geliştirilmesi amacıyla yeni destek programları uygulamaya başladı. TÜBİTAK'ın 1512-Girişimcilik Aşamalı Destek Programı ile yenilikçi iş ve fikri olan girişimcilere iş kurmasından üretim aşamasına kadar geçen bütün süreçte yaptıkları çalışmalara destek veriyoruz. Bu program kapsamında 2012 yılında 112 Ar-Ge firması kuruldu. Bu programla bağlantılı olarak, 1512/B programı başlatılarak girişimcilerin özel sektörle birlikte firma kurmasını destekliyoruz."
Işık, 1514-TÜBİTAK Girişim Sermayesi Destekleme Programı ile ekonomiye katma değer sağlayabilecek yenilikçi ürün, süreç, bilgi ve teknoloji geliştirme ve üretme potansiyeli bulunan KOBİ ölçeğindeki şirketlerin başlangıç aşamalarındaki finansman ihtiyaçlarını karşıladıklarını dile getirdi.
Teknopazar ve Teknoyatırım programları ile Ar-Ge sonrası ortaya çıkan yüksek teknolojili ürünlerin seri üretimleri, tanıtım ve pazarlamaları için de destek programları yürüttüklerini belirten Işık, "Bir fikrin Ar-Ge aşamasından ticarileşmesine kadar olan sürecin en güvenli şekilde geçilmesi için önemli ve özel programlar uyguluyoruz. Tek derdimiz oluşan fikrin ticarileşmeden adeta 'fikirler mezarlığı'na gitmemesi" dedi.
- İstanbul
Son Dakika › Ekonomi › Genç Türkiye Zirvesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?