Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Daron Acemoğlu, demokrasinin ve çoğulcu değerlerin ekonomik büyüme üzerinde olumlu bir etkisi bulunduğunu, daha zengin ülkelerin daha özgür ve demokratik olmalarının bir tesadüf olmadığını söyledi.
Uluslararası Şeffaflık Derneği ve İsveç Konsolosluğu'nun katkılarıyla düzenlenen "Hukuk ve İktisat İlişkisi: Özgürlüğün Toplumsal Refah Boyutu" konulu konferansta konuşan Acemoğlu, özgürlüğün yukarıdan değil, aşağıdan gelen bir kavram olduğunu, Thomas Jefferson'ın bu konuda "Özgürlüğün bedeli sürekli tetikte olmaktır" dediğini, burada da sürekli tetikte olması gerekenlerin halk olduğunu ifade etti.
Kapsayıcı olmayan süreçlerin istikrarı bulunmadığına ve düşük kaliteli olduğuna işaret eden Acemoğlu, "Sömürücü, dışlayıcı bir kurum varsa; bu fırsatları eşitlemediği için, bu teşvikleri bir tek politikacının ya da elitlerin ya da zenginlerin eline verdiği için büyüme bir kaç kesimin işine yarıyor, genel olarak bir refaha dönüşmüyor" dedi.
"Sürdürülebilir ekonomik büyüme için kapsayıcı ekonomik kurumlara ihtiyaç var"
Acemoğlu, bir iktidarın başka bir iktidarı takip ettiği zaman bunu kendi baskı yapma zamanı olarak görebildiğini söyledi.
Demokrasinin ve çoğulcu değerlerin ekonomik büyüme üzerinde olumlu bir etkisi olduğuna işaret eden Acemoğlu, daha zengin ülkelerin daha özgür ve demokratik olmalarının bir tesadüf olmadığını, daha önemlisi hukukun üstünlüğü ve demokrasiden zenginleşmeye nedensel bir bağ olduğunu kaydetti.
Acemoğlu, haklar alanının bilinçli bir hukuk politikasıyla genişletilmesi ve özgürlüklerin genişletilip yayılması halinde bunun ekonomik büyümeyi ve toplumsal refahı artıracağını düşünmek gerektiğini vurgulayarak, bunun da meselenin hukuk ve iktisat ilişkisi boyutuna işaret ettiğini dile getirdi.
Türkiye'nin muazzam bir büyüme potansiyeli bulunduğunu, bu potansiyelin bir bölümünün işini yapan yargı kurumları, beşeri sermayeye yatırım yapılması, üretkenlik konusundaki iyileştirmeler ile inovasyon ve benzeri hususlara dayanan ekonomik kurumlar olmadan ortaya çıkabildiğini anlatan Acemoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu sebeple halihazırda sürekli üretkenlikten kaynaklı büyüme, yatırım ve teknolojik ilerlemeler yerine inşaat sektörü ve hükümet ihaleleri yoluyla gerçekleşen bir ekonomik büyümeye şahit olunuyor. Bu tarz bir büyümenin sorunu, bunun sürdürülebilir ekonomik büyümeye dönüşmeyeceği... Sürdürülebilir ekonomik büyüme için kapsayıcı ekonomik kurumlara ihtiyaç var, ki bu kurumlar ancak gerçekten demokratik olan ve toplumdaki güç sahiplerini, politikacıları ve nüfuz sahibi şirketleri denetim altında tutabilen güçlü bir sivil topluma sahip bir toplumda en iyi şekilde gelişebilir."
Türkiye'nin kendini daha modern ve zengin bir topluma ancak sürekli ve hızlı ekonomik büyüme yolu ile dönüştürebileceğinin altını çizen Acemoğlu, ancak ekonomik büyümenin yalnızca siyasi nüfuza sahip kişilere değil, toplumun geniş bir kesitine yararlı olması gerektiğinini, temeli kapsayıcı iktisadi kurumlara dayanan bir ekonomik büyümenin bunu gerçekleştirmesinin çok daha muhtemel olduğunu, böyle bir büyümenin daha sürdürülebilir olmasının beklendiğini ifade etti.
"(Babacan'ın sözleri) Buna şapka çıkarıyorum"
Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi ve ELİG Ortak Avukat Bürosu Yönetici Ortağı Avukat Gönenç Gürkaynak ise toplumun gerçek potansiyeli ile sürdürülebilir büyümeyi sağlayabilmesi için bireysel özgürlük merkezli bir hukuka ihtiyacı olduğunu söyledi.
Bugün yüzde 3'lerde olan büyümenin Türkiye'nin gerçek büyüme potansiyeli olup olmadığını soran Gürkaynak, ifade özgürlüğü ile ilgili de konuştu.
"Talep edilerek sahip çıkılmayan hak, aslında mevcut değildir" diyen Gürkaynak, bir hakka sahip çıkma faaliyetine girişilemiyorsa, o hakkın olmadığını dile getirdi.
İnovasyonun, en önemsenmesi gereken konulardan biri olduğunu söyleyen Gürkaynak, "Yenilikçi düşünce... Bunu maksimize etmenin belki de en önemli yollarından biri de yenilikçi düşünceyi serbest pazara açmak. Yani fikirler pazarını, serbest pazar dinamiklerine kavuşturmak" ifadelerini kullandı.
Freud'un "Çoğunluk aslında sessizce özgürlüğü istemez, çünkü özgürlük sorumluluktur ve çoğunluk sorumluluğu korkutucu bulur" sözünü anımsatan Gürkaynak, bir hakkın terk edilmesinin o hakkın çökmesine yol açtığını ve o hakkın terk edilmesinde yol açılabilecek en öncelikli durumun da ifade özgürlüğünde yaşanabilecek çökmeler olduğunun altını çizdi.
Türkiye'de devletin yapısının hep dışlayıcı olduğu görüşünü dile getiren Gürkaynak, burada yeni bir şeyin tartışılmadığını anlattı.
Gürkaynak, "Günlük hayatında demokrasiyi coşkun yaşayamayan bir milletin sandığa gitme adeti var diye, aslında ciddi refah açığa çıkarmasını beklemek güç. 2014 dünyasında kimin mağdur, kimin hükümdar olduğunu seçmek güçleşti" dedi.
Geçen haftalarda gerçekleşen B20 toplantısında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın güven yoksa büyümenin sağlanamayacağı yönündeki sözlerini anımsatan Gürkaynak, "Buna şapka çıkarıyorum. Ama bunu söylemek için atılması gereken bazı ilave adımlar da var. Örneğin ifade özgürlüğüyle alakalı olarak, şeffaflıkla alakalı olarak da çok ciddi atılması gereken adımlar olduğunu düşünmek lazım" şeklinde konuştu.
"Refah hedeflenerek şekillendirilen bir hukuk politikasında ilk adım noktası ifade özgürlüğü"
Gürkaynak, iyi hukuk politikasının iktisat ve istatistik gereçlerini kullanarak kamu menfaatinin refah ile bağdaştırabilmesi gerektiğini, bu yönden de ekonomik büyüme ile gelir dağılımında adalet dengesinin bilinçli hukuk politikası ile korunabileceğini söyledi.
Bütün hakların temelinde ifade özgürlüğü olduğuna işaret eden Gürkaynak, "Elinden bir hak alındığında yahut bir hakkı edinmek istediğinde bunu ifade edemeyen, ifade etme girişimi sebebiyle baskılanabilen herhangi bir toplumda bireysel özgürlükleri korumaya imkan yoktur" dedi.
Gürkaynak, diğer haklardaki durum ve ihtiyaçlar ne olursa olsun, refah hedeflenerek şekillendirilen bir hukuk politikasında ilk adım noktasının ifade özgürlüğü olduğunu bildirdi.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu'nun da bulunduğu konferansa, TÜSİAD'ın eski başkanları Ümit Boyner ve Muharrem Yılmaz ile İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, çok sayıda milletvekili, köşe yazarı ve akademisyen de katıldı. - İstanbul
Son Dakika › Ekonomi › Hukuk ve İktisat İlişkisi: Özgürlüğün Toplumsal Refah Boyutu' Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?