İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkan Yardımcısı Dursun Topçu, son bir ayda yaşanan olayların Türkiye'nin istikrarını hedef aldığını ve ekonomiyi yıpratmaya çalıştığını belirterek, "Reel sektör olarak iş aleminden beklentimiz paniğe kapılmadan, spekülatif hareketler oluşturulmasına müsaade etmeden, anlık gelişmeleri fiyatlamaktan kaçınmaları olacaktır" dedi.
İTO Meclis Salonu'nda düzenlenen İTO Ocak ayı meclis toplantısında konuşan Topçu, yeni yılın hem ekonomik, hem de siyasi açıdan hareketli, çalkantılı bir başlangıç getirdiğini vurgulayarak, piyasalardaki dalgalı seyrin herkesi rahatsız ettiğini kaydetti.
Durumun fotoğrafı net çekilip, iyi analiz edilirse büyük sıkıntılar yaşanmayacağını düşündüklerini anlatan Topçu, "Öncelikle önümüzde uzanan 2014 yılını iyi tanımalıyız. 2008 krizinden sonra geride kalan 5 yıldan farklı bir süreç bizi bekliyor. Çünkü 2014 dünyada kriz dönemine ait olağanüstü politikaların terk edilerek, normalleşme sürecinin başladığı, yeni dengelerin oluşturulacağı bir yıl olacak" ifadesini kullandı.
Topçu, cari açığın son 5 yılda Türkiye'nin yumuşak karnı olduğunu belirterek, ancak bu sorunun farkında olmamız ve buna yönelik başarılı politikalar uygulayabilmemiz bence önemliydi. Yani bir hastalık varsa en önemli şey onu teşhis etmektir" dedi.
Bu konuda Merkez Bankası ve ekonomi yönetiminin sorumlu davranarak acil müdahale adımları attığını ifade eden Topçu, bunun sonucunda 2012'de yılında cari açığın önemli derecede iyileştiğini dile getirdi.
Topçu, ülkeye gelen not artışlarının da bu sorun ile baş edebilecek güçte olunduğunu teyit ettiğini vurgulayarak, Türkiye'nin yatırım yapılmaya uygun bir ülke olarak tescillendiğini ve bunun uzun vadede Türkiye güvenli bir limandır anlamına geldiğini belirtti.
Cari açık sorununa yönelik tasarrufları arttırıcı yönde adımlar atıldığını da memnuniyetle gördüklerini anlatan Topçu,"Ekonomi yönetimimizin bu adımları bir seçim dönemi öncesinde atabiliyor olmasını da çok kıymetli ve anlamlı buluyoruz. Geçtiğimiz hafta BDDK tüketici ve araç kredileri ile kredi kartı kullanımına bir takım sınırlamalar getirdi. Bu uygulamalar 1 Şubat 2014 tarihinde yürürlüğe girecek. Sektör bazında baktığımızda bazı sıkıntılar doğabilir, ancak bu düzenlemeleri ekonominin geneli açısından olumlu karşılıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
"2014'te rüzgar gelişmiş ülkelerden yana biraz daha fazla esecek"
Topçu, bu yıl işlerin değiştiğini belirterek, "Çünkü ABD Merkez Bankası (Fed) likidite genişleme hamlelerini resmi olarak azalttığını açıkladı. Bu ay 10 milyar dolar azalış ile başlayan bu süreç normal şartlarda devam edecek ve bir süre sonra fazla likidite piyasadan çekilmiş olacak. Bu da ABD'de de işlerin düzelmeye, çarkların dönmeye başladığına ve bu yüzden Fed'in piyasaya para pompalamayı keseceği anlamına geliyor. Bu da daha sağlıklı bir ABD daha çok tüketim demek. Dolayısı ile reel sektör olarak biz bu gelişmeyi memnuniyetle karşılıyoruz" ifadesini kullandı.
Ancak, dünyada likidite azaldıkça, gelişmekte olan ülkelerin de borçlanma maliyetinin artacağına vurgu yapan Topçu, Avrupa Merkez Bankası ve Japonya'da parasal genişlemenin bir müddet daha devam edeceğini çünkü onların ekonomik göstergelerinin ABD kadar süreklilik arz etmediğini ve bu durumun dünyadaki faiz artış sürecini frenleyeceğini kaydetti.
Topçu, 2014 yılında rüzgarın gelişmişlerden yana biraz daha fazla eseceğine değinerek, şunları kaydetti:
"Gelişmiş ekonomiler yavaş yavaş toparlanıyorlar. Geçen yıllarda bizim gibi gelişmekte olan ülkeleri tercih eden sermayenin bir kısmı bu yıl gelişmişlere gidecek. Sadece Türkiye için değil dünyadaki tüm gelişmekte olan ülkeler için paranın maliyetinin biraz daha artacağı, para birimlerinin değer kaybedeceği bir yıl yaşayacağız. Tedbiri elden bırakmamakta fayda var. İşte bu süreçte güçlü kamu maliyemiz, sağlam finans sistemimiz, genç ve dinamik nüfusumuz, girişimciliği sınır tanımayan reel sektörümüz gibi güçlü yönlerimizi ön plana çıkarmalıyız."
Topçu, Fitch sonrasında Moody's ve JCR'dan gelen açıklamaların da uluslararası bakış açısının ülke adına halen olumlu olduğunu teyit ettiğini belirterek, "Bu da memnuniyet verici bir gelişme. Ancak bizim bu süreçte en önemli çıpamız, olmazsa olmazımız, ekonomik ve siyasi istikrarımız, millet olarak birlik ve beraberliğimizdir. Son 1 ayda yaşanan olayların, istikrarımızı hedef aldığı ve ekonomimizi yıpratmaya çalıştığı ortada. Küresel krizlere dahi boyun eğmeyen, IMF kapısında borç beklediği günleri geride bırakmış bir Türkiye olarak bugün geldiğimiz noktada ekonomik ve siyasi istikrarımızın büyük rolü vardır" ifadesini kullandı.
- "İş aleminin en büyük arzusu güçlü ve istikrarlı bir Türkiye"
Topçu, iş aleminin en büyük arzusunun, güçlü ve istikrarlı bir Türkiye olduğuna işaret ederek, ülkenin son yıllarda gerek ekonomik anlamda gerekse siyasi etkinlikte sınıf atladığını, bu kazanımlarda en büyük payın da Türk girişimcisine ait olduğunu söyledi.
Makro dengeleri kuvvetli, istikrarlı bir ekonomiye sahip olabilmek için çok uzun yıllar boyunca büyük bedeller ödendiğini anlatan Topçu, bu uğurda çok büyük emekler harcandığını, ülkenin bugünlere gelmesindeki emeğin heba edilmesine izin verilmemesi gerektiğini dile getirdi.
Topçu, geçmişte, ekonomik krizlerin, siyasi çalkantıların ülkeyi nasıl derinden etkilediğini unutmadıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Şimdi ülkemizin gerek ekonomisi gerekse demokratik altyapısı için hayata geçirdiği yapısal reformların meyvelerini toplayacağı böyle bir zamanda biz ekonomi ve ticari kazanımlarımızdan asla ödün veremeyiz. Önümüzde 2 seçim dönemi olduğunu da hatırlayarak, çok daha dikkatli olmalıyız. Bizim reel sektör olarak iş aleminden beklentimiz paniğe kapılmadan, spekülatif hareketler oluşturulmasına müsaade etmeden, anlık gelişmeleri fiyatlamaktan kaçınmaları olacaktır. Çünkü paniğe kapılarak atılacak adımlarla zararlarını realize etmek durumunda kalan işletmelerde muhtemel olumsuz etkiler ortaya çıkacaktır. Bu noktada ekonomi yönetimimizin dirayetli politikalar uygulayacağına olan güvenimiz de tamdır."
Türkiye artık değil içinde bulunduğu bölgenin, tüm dünyanın yükselen yıldızı konumunda. Artık bizim ayağımızı bastığımız yer kaygan ve oynak değil, bugün artık çok sağlam temeller üzerinde duruyoruz. Bu anlamda içinde bulunduğumuz dönemin de geçici olduğuna ve ekonomiye etkilerinin kısa vadeli olacağını düşünüyorum. Türkiye'nin önü açıktır. Artık geriye dönüş olmayacaktır. O yüzden ben inanıyorum ki ülkemiz bugünleri atlattıktan sonra çok daha güçlenerek hedeflerine çok daha hızlı ve kararlı biçimde yürüyecektir." - İstanbul
Son Dakika › Ekonomi › İTO Meclis Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?