Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, yeni bir üretim modelinin oluşturulması gerektiğini belirterek, "Bu modelde üretim ve çevrenin korunması dengesini çok iyi kurmalıyız. Ne üretimden ödün vermeli ne de çevreye zarar vermeliyiz" dedi.
Işık, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü ile Boğaziçi Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma ve Temiz Üretim Uygulama ve Araştırma Merkezi işbirliğinde "Sanayide Dönüşüm için Yaşam Döngüsü Analizi ve Enerji Verimliliği" temasıyla düzenlenen "Sürdürülebilir Üretim Sempozyumu 2014"ün açılışına katıldı.
Sempozyumda bugünün dünyasının en büyük sorunlarından olan çarpık üretim anlayışının yerini almasını arzu ettikleri sürdürülebilir üretim modelini tartışmak için bir araya gelindiğini dile getiren Işık, dünyanın her alanda hızla büyüdüğünü ve büyürken de kaynaklarını hızla tükettiğini ifade etti.
Işık, şunları kaydetti:
"Özellikle Sanayi Devrimi sonrasında ortaya çıkan makineleşme, yeni üretim teknikleri, teknolojik gelişme gibi olgular insanlığın refahını artırmış ve hayatını kolaylaştırmıştır. Ancak, doğa toplumların sadece kendi ihtiyaçlarını karşılayacak bir kaynak olarak görüldüğünden, çevreye verilen tahribat da hızla artmış ve artmaya devam etmektedir. Kişisel hırslarla ve daha çok kazanma arzusuyla sorumsuzca doğaya zarar veren insanların unuttuğu bir gerçek var; yaşadığı dünyaya saygı. Yaşam alanlarımıza yaptığımız bu müdahalelerin sonucu olarak günümüzde afetlerin yaşandığı, dengesi bozulan bir dünya ile karşı karşıyayız."
Bakan Işık, dünyanın kontrolsüz bir şekilde büyüdüğünü, hammadde ve enerji kaynaklarının ise hızla tükendiğini aktararak, "Bu durum ise doğal kaynakların hızla azalmasına ve çevrenin kirlenmesine neden oluyor. Bir taraftan refahımızı artırırken bir taraftan yaşam alanımıza zarar veriyoruz. Oysa bizim tüm canlılara ve doğaya karşı bir sorumluluğumuz var" diye konuştu.
Doğal kaynakların sınırsız olmadığını ve bu kaynaklar için savaşlar yaşandığını vurgulayan Işık, ileride doğal kaynaklar için bir dünya savaşının çıkma ihtimalinin düşünce kuruluşlarınca sıklıkla dile getirildiğini, doğal kaynakları verimli kullanan, çevre dostu bir üretim yaklaşımına geçilmesi gerektiğini kaydetti.
Fikri Işık, çevre ve verimlilik konusuna odaklanarak, üretimi artırırken kaynak kullanımını ve çevre kirliliğini azaltmanın mümkün olabileceğinin görüldüğüne işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sürdürülebilir üretim olarak adlandırılan bu modelde kullanılan yöntem ve teknolojiler sayesinde daha az doğal kaynak ve enerji tüketmek ile daha az atık üretmek mümkün hale geldi. Bakanlığımızca yürütülen projeler de bu üretim modelinin verimlilik ve sürdürülebilirlik açısından önemli kazanımlar sağladığını doğruluyor. Yeni Türkiye diyoruz. Hedef 2023 diyoruz. Lider ve güçlü ülke diyoruz. Artık kaybedecek zamanımız yok.
Sanayi devriminden sonra üretimde yeni bir yapısal dönüşüm daha yapmanın zamanı geldi. Yeni bir üretim modeli oluşturmalıyız. Bu modelde üretim ve çevrenin korunması dengesini çok iyi kurmalıyız. Ne üretimden ödün vermeli ne de çevreye zarar vermeliyiz. '3 Y' olarak adlandırılan Yeşil, Yenilikçi ve Yerli üretim modelini ülkemizde yerleştirmek zorundayız."
TÜBİTAK-MAM bünyesinde, Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü'nü kurduklarını, bu enstitünün, sanayide temiz üretim uygulamalarının yaygınlaştırılmasına ve teknolojilerinin geliştirilmesine yönelik faaliyet gösterdiğini belirten Işık, "Yine enstitümüz tarafından gerçekleştirilecek bir projeyi müjdelemek istiyorum. "İklim Değişikliği Kapsamında Sanayide Teknoloji İhtiyaç Değerlendirilmesi ve Sera Gazı Azaltım Potansiyelinin Belirlenmesi" projesi bitmek üzeredir. Bu proje ile demir çelik, çimento, seramik, petrokimya gibi özellikli sanayi sektörlerine uygulanabilecek ve emisyon azaltımı sağlayacak çevre dostu teknoloji odaklı bir metodoloji belirleyeceğiz. Ayrıca tüm sanayicilerimizin yararlanacağı iklim değişikliği ile mücadele konusunda kılavuz rehber hazırlanacak" şeklinde konuştu.
Işık, bu alanda büyük bir açığın kapatılacağını ifade ederek, projenin bir diğer ayağında çalışma sonucu belirlenecek teknoloji ihtiyacının yerli imkanlarla geliştirilmesine yönelik bir yol haritası çizme imkanına kavuşulacağını söyledi.
Verimlilik Genel Müdürlüğü koordinasyonunda, Temiz Üretim Merkezince yürütülen "Sanayide Kaynak Verimliliği Potansiyelinin Belirlenmesi" projesini önemsediklerini anlatan Işık, bakanlık olarak 2014-2017 yıllarını kapsayan Ulusal Eko-Verimlilik/Temiz Üretim Programını da hazırladıklarını hatırlattı.
"Tüketici odaklı çalışan firmalar başarılı olabiliyor"
Türkiye'de üretilen elektriğin yaklaşık yarısının sanayi tesislerince kullanıldığını anımsatan belirten Işık, "Burada büyük bir tasarruf potansiyeli var, bu alana odaklanmamız gerekiyor. Biz de bu nedenle sanayide motor envanterinin çıkarılması, piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerinin etkinleştirilmesi, motor test laboratuvarının kurulması gibi çalışmalar başlattık. Sanayide tüketilen elektriğin yüzde 70'ten fazlasını düşük verimli elektrik motorları tüketiyor. Bakanlık olarak bunların yüksek verimli motorlarla değiştirilmesi için çalışmalar yürütüyoruz" diye konuştu.
Bakan Işık, 15 milyon az verimli elektrik motorunu daha verimli olanlarıyla değiştirildiğinde yılda 8 milyar lira elektrik tasarrufunun sağlanacağına dikkati çekerek, "Yapılan yatırımın geri dönüş süresinin ise 1,5 yıl olacağını tahmin ediyoruz. Gördüğünüz gibi bu süre birçok projenin geri dönüş süresinden çok daha kısa. İlk bakışta çevre odaklı ürün üretmek maliyetli gibi gözükse de toplumsal fayda açısından bakıldığında bu ürünler çok daha düşük maliyetli kalıyor. Sürdürülebilir üretim sayesinde firmalar uzun vadede kar elde ediyor, kısa vadede ise daha üretken oluyor. Kaynakları verimli kullandığı için rekabet gücünde de artış sağlıyor. Günümüzde artık kar odaklı değil, tüketici odaklı çalışan firmalar başarılı olabiliyor. Çünkü tüketici bu firmaların ürünlerine güveniyor ve satın alıyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye sürdürülebilir tüketim yapsın istiyoruz"
Bakanlık tarafından her yıl Büyük Ölçekli İşletme Sürdürülebilir Üretim Kategorisi dalında Verimlilik Ödülleri'nin verildiğini belirten Işık, bu ödülü verirken, verimlilik bilincini artırmayı, işletmeler arasında bilgi ve tecrübe paylaşımını sağlamayı hedeflediklerini söyledi.
Bakan Işık, Türkiye'nin yoğun enerji kullanan bir ülke olduğunu vurgulayarak, "Bir birim malı üretmek için OECD ortalaması bir birim enerji iken Türkiye 1,5 birim enerji tüketiyor. Bu Japonya'da 0,75 birim. Yani aynı malı üretmek için Japonya'nın harcadığı enerjinin tam iki katını harcıyoruz" dedi.
Bakanlığın Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Verimlilik Stratejisi ve Eylem Planı'nın yakın zamanda yürürlüğe gireceğini ifade eden Işık, "Firmalarımızı sürdürülebilir üretim yapma konusunda teşvik ederken, bir taraftan da tüketiciyi bilinçlendirmemiz gerekiyor. Tüketicilerimiz fiyat ve kalitenin yanı sıra sosyal sorumluluk, çevresel ve etik değerleri de göz önüne alarak ürün tercih etsin istiyoruz. Türkiye sürdürülebilir tüketim yapsın istiyoruz" diye konuştu.
Konuşmasının ardından Bakan Işık, katılımcılardan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nilgün Cılız'a teşekkür belgesi takdim etti. - İstanbul
Son Dakika › Ekonomi › Sürdürülebilir Üretim Sempozyumu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?