Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Finansal İstikrar Raporu'nda "Bu yılın ikinci çeyreğinde görülmeye başlanan hafif canlanmaya rağmen, bireysel kredi büyümesi, geçmiş dönem ortalamalarının oldukça altında seyretmeye devam etmektedir" denildi.
Merkez Bankası tarafından yılda iki kez yayımlanan "Finansal İstikrar Raporu'nun" ilki yayımlandı.
Raporun "Finans Dışı Kesim ve Finansal İstikrar" başlıklı kısmında, 2010 yılından bu yana artmakta olan hanehalkı yükümlülüklerinin finansal varlıklarına oranının son aylarda ılımlı bir düşüş gösterdiği ve bu gelişmede hanehalkı yükümlülüklerinin yüzde 91'ini oluşturan bireysel kredilerde son iki çeyrekte görülen yavaşlama ile hanehalkı varlıklarında, özellikle yabancı para (YP) mevduatlar kaynaklı olmak üzere, kaydedilen büyümenin etkili olduğu ifade edildi.
Bireysel kredi büyümesinde 2012 yılının son çeyreğinden bu yana görülen güçlü hızlanma eğiliminin, son iki çeyrekte görülen yavaşlama ile sona erdiği belirtilen raporda, "2013 yıl sonundan itibaren geçmiş yıllar ortalamalarının altına gerileyen bireysel kredi büyümesi, 2014 yılı şubat ayında negatif değerler almaya başlamıştır. Yılın ikinci çeyreğinde görülmeye başlanan hafif canlanmaya rağmen, bireysel kredi büyümesi, geçmiş dönem ortalamalarının oldukça altında seyretmeye devam etmektedir" denildi.
Raporda, şunlar kaydedildi:
"2013 yılının son çeyreğinden itibaren tüketici kredileri ve kredi kartlarına yönelik olarak yürürlüğe konulan kısıtlayıcı mahiyetteki makro ihtiyati tedbirler, bireysel kredi büyümesini aşağıya çekmiştir. Bireysel kredilerde son iki çeyrekte belirginleşen daralmada, 2013 yılı ikinci yarısında artmaya başlayan ve yıl başında hız kazanarak 2014 yılı Mart ayında en yüksek seviyeye ulaşan tüketici kredisi faizleri etkili olmuştur. 2014 yılının ikinci çeyreğinden itibaren tüketici güveninde görülen güçlü toparlanma ile faizlerdeki hafif gerilemenin, bireysel kredilerdeki yavaşlama eğilimini bir miktar yumuşatması olası görünmektedir.
Banka Kredileri Eğilim Anketi'nin Ocak-Mart 2014 dönemi sonuçları, bireysel kredi büyümesindeki yavaşlamanın, kredi türlerine göre sınırlı bir farklılık göstermekle birlikte daha çok talep kaynaklı olduğunu teyit etmektedir. Anket sonuçlarına göre, söz konusu dönemde kredi riski tarihsel olarak düşük seyreden konut kredilerinde standartlar temelde aynı kalırken, talep sert bir düşüş göstermiş; teminat yapısı daha zayıf ve geri ödeme oranları göreli olarak daha düşük olan ihtiyaç kredilerinde ise gerek arz gerekse talep zayıflamıştır. Anket, bankaların kredi standartlarını genel ekonomik faaliyete ilişkin beklentiler ve aktif kalitesine ilişkin kaygılar nedeniyle kısıtladığını göstermektedir. Bankalar, talepteki gerilemenin belirleyicileri olarak ise azalan tüketici güveni ve yatırım/harcama yapılacak piyasaya ilişkin beklentileri işaret etmektedirler. 2014 yılının ikinci çeyreğine yönelik beklentilere bakıldığında ise anket sonuçları, bankaların her iki kredi türü için de talepteki ve bireysel kredi standartlarındaki bozulmanın daha sınırlı olacağını beklediklerini göstermektedir."
"İhtiyaç kredisi büyümesindeki yavaşlama, bireysel kredi kartlarına göre oldukça sınırlı gerçekleşti"
Son dönemde hanehalkı yükümlülükleri içinde payı en hızlı gerileyen kalemin kredi kartları olduğu ifade edilen raporda, son beş yıldır bireysel kredi kartı bakiyesindeki artışı sürükleyen ve toplam bakiyenin yarısından fazlasını oluşturan taksitli işlemlerde son dönemde kaydedilen gerilemenin bu gelişmede belirleyici olduğu aktarıldı.
Raporda, taksitli bireysel kredi kartı bakiyesinin vade dağılımı incelendiğinde 2011 yılı mart ayında taksitli bakiyenin yüzde 20'sini oluşturan altı aydan uzun vadeli kısmın 2013 yılı eylül ayında yüzde 26'ya kadar yükseldiği, sonrasında ise makro ihtiyati tedbirlerin etkisiyle 2014 yılı mart ayı itibarıyla yüzde 22 seviyesine kadar gerilediği bildirildi.
Uzun vadeli taksitlendirme imkanının ortadan kalkması sonucunda mevcut uzun vadeli kredi kartı bakiyelerinin de kademeli olarak azalacağı ve ortalama vadenin bir miktar daha gerileyeceği öngörülen raporda, "İhtiyaç kredisi büyümesindeki yavaşlama, bireysel kredi kartlarına göre oldukça sınırlı gerçekleşmektedir. Son düzenlemelerle ihtiyaç kredisi vadelerinin 36 ay ile sınırlandırılmasına karşın, ihtiyaç kredi büyümesinin görece güçlü seyretmesi, bireysel kredi kartı bakiyesindeki daralmanın kısmen ihtiyaç kredileri ile ikame edilmiş olabileceği ihtimaline işaret etmektedir" denildi.
Bireysel kredi kartı büyümesi zayıflarken, faizleri kredi kartı ile eşitlenen bireysel kredili mevduat hesabı (KMH) bakiyesinin, 2013'ün ikinci yarısında ihtiyaç kredilerinden daha hızlı bir artış göstererek 4,8 milyar TL'den 2014 yılı ilk çeyrek sonu itibarıyla 6,3 milyar TL'ye yükseldiği bilgisi verilen raporda, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Ancak ihtiyaç ve diğer krediler içindeki payı dikkate alındığında, KMH bakiyesinin ağırlığının halen yüzde 5'in altında olduğu görülmektedir. Bireysel taşıt kredilerindeki payını 2008 yılından bu yana istikrarlı bir şekilde artıran Finansman Şirketleri, 2013 yılında da bu alanda büyümeye öncülük etmiştir. Ancak, makroekonomik gelişmelerin yanı sıra binek araçlar için getirilen yüzde 70'lik kredi/değer oranı sınırı, taşıt kredileri için getirilen 48 aylık vade sınırı, vadesi bir yıldan uzun taşıt kredileri için risk ağırlığının yüzde 150 - 200 olarak uygulanması ve Finansman Şirketlerinin zorunlu karşılık kapsamına dahil edilmesi gibi alınan bir dizi makro ihtiyati tedbirin etkisi ile özellikle bireysel taşıt kredilerinde büyüme hızı düşmeye başlamıştır
Konut kredisi tutarında son yıllarda görülen hızlı büyümeye karşın, Türkiye'de konut kredilerinin GSYH'ya oranı diğer ülkelere kıyasla halen düşük seviyededir. Ayrıca, konut kredileri/GSYH oranının 2009-2012 döneminde iki puandan daha az arttığı dikkate alındığında, Türkiye'nin göreli konumunun yakın gelecekte önemli ölçüde değişmeyeceği tahmin edilmektedir."
"Reel sektör firmaları yabancı para finansman ihtiyacını ağırlıklı olarak yurt içinden sağlıyor"
Hanehalkı finansal varlıkların büyük bölümünü oluşturan tasarruf mevduatlarının, 2013'ün ikinci yarısından itibaren ağırlıklı olarak döviz tevdiat hesabı (DTH) kaynaklı artış gösterdiği belirtilen raporda, "2014 yılı mart ayı itibarıyla YP tasarruf mevduatı, hanehalkı finansal varlıklarının yaklaşık yüzde 25'ini oluşturmaktadır. TL'deki değer kaybı söz konusu varlıkların TL cinsinden tutarının yükselişine önemli bir katkı sağlamıştır. Ancak kur etkisi arındırılarak incelendiğinde de, YP tasarruf mevduatlarının büyüme hızında artış olduğu görülmektedir. Diğer taraftan, YP mevduattaki artışın önemli bir kısmının hanehalkının TL mevduatlarının bir kısmını para takası işlemleri ile ikame etmeleri nedeniyle arttığı bilinmektedir" denildi.
Raporda, reel sektörün kredi borçları ve ihraçlarını kapsayan toplam finansal yükümlülüklerinin 2009 yıl sonundan bu yana istikrarlı bir şekilde artığı ve söz konusu artış eğiliminin, yurt dışından daha çok yurt içine olan yükümlülüklerdeki artıştan kaynaklandığı ifade edildi.
Reel sektörün toplam yurt içi yükümlülüklerinin yüzde 90'ından fazlasını bankalardan kullanılan kredilerin oluşturduğu bilgisi verilen raporda, şunlar kaydedildi:
"2013 yılında yüksek bir oranda (yüzde 30) artan yurt içi bankalardan kullanılan Türk parası (TP) cinsi krediler, faizlerdeki yükselişe rağmen 2014'ün ilk çeyreğinde sınırlı bir gerileme göstermiştir. 2013 yılı mayıs ayından itibaren yükseliş eğilimine girmiş olan TP firma kredi faiz oranları, 2014 yılı mart ayı sonrasında ise bir miktar gerilemiştir... Reel sektör firmaları YP finansman ihtiyacını ağırlıklı olarak yurt içinden sağlamaktadır. Küçük ölçekli firmaların yurt dışı finansmana erişimlerinin kısıtlı olduğu da dikkate alındığında, yurt içi bankalar tarafından kullandırılan YP kredilerin sektörel dağılımı, firmaların YP borçluluğunun gelişimi hakkında önemli bilgiler vermektedir. Bu çerçevede, enerji sektöründe faaliyet gösteren firmaların YP kredilerden aldığı payın istikrarlı bir şekilde arttığı dikkati çekmektedir. Özelleştirme uygulamalarının ve yeni yatırımların enerji sektörünün uzun vadeli YP kredi kullanımını artırdığı düşünülmektedir. Konut satışlarının önemli ölçüde artış gösterdiği 2013 yılında inşaat ve emlak sektörlerinin de YP krediler içindeki payının arttığı görülmektedir. TP krediler içindeki payları artış gösteren tekstil ve taşımacılık sektörlerinde ise değişim görece olarak daha ılımlıdır."
Raporda, reel sektörün yurt içi bankalardan kullandığı krediler içerisinde, TCMB tarafından Eximbank ve ticari bankalar aracılığıyla sağlanan ihracat reeskont kredilerinin de bulunduğu belirtilirken, "2014 yılında ihracat reeskont kredileri ağırlıklı olarak ana metal sanayi, tekstil sanayi ve elektrikli makine ve teçhizat sanayi ürünlerinin ihracatının finansmanında kullandırılmıştır" denildi.
Reel sektörün yurtiçi tahvil piyasalarına ve banka dışı finansal kesime olan yükümlülüklerinde önemli bir artış görülmediği belirtilen raporda, "Yarıdan fazlası TP cinsinden olan reel sektörün yurt içi yerleşik banka dışı finansal kuruluşlara olan yükümlülükleri, banka kredilerine paralel artış göstermektedir... Reel sektörün yurt dışına olan finansal borçları yurt içine göre çok daha sınırlı olup, 2013 yılında ihraçlar ve kısa vadeli krediler ile resmi kuruluşlardan sağlanan finansmanlara dayalı olarak artış göstermiştir. Reel sektörün yurt dışından sağladığı kredilerin büyük bölümü uzun vadeli olup, dış borç yenileme oranında herhangi bir olumsuzluk gözlenmemektedir" değerlendirmesi yapıldı.
- İstanbul
Son Dakika › Ekonomi › Tcmb Finansal İstikrar Raporu Açıklandı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?