Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açılışını yapılan Vakıf Katılım'ın 20 yıllık bir hayalin ürünü olduğunu belirterek, "Belki gecikmiş olabiliriz ama katılım, finans yönetimi konusunda çok kısa sürede, çok büyük ilerleme kaydedeceğimize bu sektörde inanıyorum. Burada bir şeyi daha açıklamam lazım, esasen ben bu kurumlarda 'banka' ifadesinin kullanılmasını doğru bulmuyorum. Kavramları birbirinden tefrik etmemiz lazım, ayırmamız lazım. Banka nedir, katılım nedir, bunları ayıracağız" dedi.
Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Vakıf Katılım'ın açılış töreninde, kurumun hayırlara vesile olmasını dilerken, emeği geçenleri tebrik etti.
Konuşmasının başında terörle mücadelede hayatını kaybeden şehitleri rahmetle anan ve gazilere şifa dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu mücadelenin bir an önce neticelenmesi de yine Rabbimizden niyazımızdır. Özellikle tüm askerimize, polisimize, korucularımıza, bu verdikleri mücadele sebebiyle özellikle şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı.
Vakıf Katılım'ın, ecdadın bıraktığı en önemli miraslardan biri olan vakıf müessesi üzerinde vücut bulmasını önemli gördüğünü belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Vakıf Katılım'ın 805 milyon liralık sermayesi 2. Beyazıt Vakfı, 1. Mahmut Vakfı, 2. Mahmut Vakfı, Murat Paşa Vakfı ve mazbut vakıflar adına Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün iştirakiyle sağlanmıştır. Böylece eskiden beri amacına uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı konusunda endişelerin bulunduğu vakıf gelirlerinin değerlendirilmesiyle ilgili gönülleri mutmain eden bir çözüm yolunun bulunduğuna inanıyorum. Tabii burada bir gerçeği vurgulamam lazım, biz, vakıf denilince farklı şeyler anlarız. Az önce de ekranda izledik ve lanetle anılmak da istemiyoruz doğrusu. Başbakan olduğum günden bu yana 'Vakıfbank ne demek?' diye hep sorarlardı. 'Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün bütün bu varlıkları niçin bir bankada faizli sistemin içinde kullanılıyor?' diye sorarlardı. Biz de hep tabii 'sabredin' derdik. 'İnşallah gün ola harman ola, o da istikamet üzre olur' derdik. Şu anda bana göre bir adım atıldı. Daha henüz olmuş değil. Bu daha bir adım. Temennim odur ki en kısa zamanda Vakıf Katılım, tüm Vakıfbank'taki imkanlarını, oradaki hissedarlığını almak suretiyle Vakıf Katılım artık kendi sermayesiyle yola devam eder. Yoksa bu 805, leblebi çekirdek... Vakıf Katılım'ın çok büyük gücü var. O Vakıfbank'ta aklımda kaldığı kadarıyla yüzde 58'in nereye gelmesi lazım? Vakıf Katılım'a gelmesi lazım. Vakıf Katılım'a geldiği zaman Vakıf Katılım'ın katılım sektöründe nereye ulaşacağını düşünün. 1 numara..."
Bugün açılışı yapılan kurumun, 20 yıllık bir hayalin ürünü olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Belki gecikmiş olabiliriz ama katılım finans yönetimi konusunda çok kısa sürede çok büyük ilerleme kaydedeceğimize, bu sektörde inanıyorum. Burada bir şeyi daha açıklamam lazım. Esasen ben bu kurumlarda 'banka' ifadesinin kullanılmasını doğru bulmuyorum. Kavramları birbirinden tefrik etmemiz, ayırmamız lazım. Banka nedir, katılım nedir? Bunları ayıracağız. Çünkü banka deyince ister istemez mevcut bankacılık sistemi ve onun finans yöntemleri akla geliyor. Oysa burada çok daha farklı, çok daha başka bir modelden söz ediyoruz. Katılım finans sistemi, dünyada 1950 yılından beri, ülkemizde ise 1984 yılından beri tecrübe edilen bir yapılar sistemidir. Bu sistemin dünya finans sistemi içinde ağırlığının artması 2000'li yıllardan itibaren sağlanmıştır. Geçtiğimiz yıl itibarıyla 2 trilyon doları aşan bir varlığa ulaşan faizsiz finans sisteminin toplam varlığı, bu hacmiyle dünya sıralamasında ilk 10'da yer alan bankalardan birini ancak geçebiliyor. Nerede olduğumuzu düşünün. Buna rağmen biz gelişmelerden ümitliyiz. Geçtiğimiz yıl dönem başkanlığını yaptığımız G20 gündemine özellikle getirdiğimiz bu konunun, tüm üye ülkeler tarafından takdirle, ilgiyle karşılandığını gördük. G20'ye bunu özellikle getirdik ki tartışılsın, dünya bu sisteme ilgi duysun. Aynı şekilde Dünya Bankası ve IMF gibi uluslararası kuruluşlar da faizsiz finans sistemini ciddi olarak gündemlerine almış durumdalar. Burayı hakikaten yağlı bir kapı olarak görüyorlar, burayla da ilgileniyorlar şimdi."
Bireysel emeklilik, sukuk, katılım sigortacılığı gibi araçlarla sistemin geliştiğini ifade eden Erdoğan, "Örneğin Türkiye olarak bugüne kadar özel sektör aracılığıyla 5 milyar dolarlık, Hazine Müsteşarlığımız aracılığıyla da 20 milyar liralık kira sertifikası yani sukuk ihracı gerçekleştirdik. Katılım sigortacılığı alanında halen ülkemizde 2 şirket faaliyet gösteriyor. Ülkemizde henüz emekleme seviyesinde olan katılım finans sistemini güçlendirmek için her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. Bana göre şu anda Vakıf Katılım bir mekteptir. Ziraat Katılım bana göre bir mekteptir. Temenni ederim ki daha önce kurulmuş olan Albaraka gibi Kuveyt Türk gibi yani bunlar da birer mektep işlevini de görsünler ve bunu hızlandırsınlar" ifadelerini kullandı.
Katılım finans sisteminin, varlığa dayalı yapısı, risk paylaşımını esas alması ve spekülasyonlara kapalı olmasıyla mevcut bankacılık sisteminden tümüyle farklı bir yapısı olduğunu kaydeden Erdoğan, "Tüketimi değil üretimi teşvik eden, işletmelere borçlanmadan kaynak kullanma imkanı sağlayarak kırılganlıkları azaltan yapısıyla bu sistemin Türkiye ekonomisinin itici gücü olacağına inanıyorum. Gerçek manada bir itici güç, Faizden arındırılmış, bunun üzerinde, bu sistemin başında olan arkadaşlarımızın bana göre çok dikkatli olması, bunun çok büyük bir vebalinin olabileceğini düşünmesi lazım" diye konuştu.
(Sürecek)
Son Dakika › Ekonomi › Vakıf Katılım Açıldı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?