Polonya, Türkiye'nin AB Üyeliği Destekliyor

Polonya Cumhurbaşkanı Bronislaw Komorowski, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) tam üye olma hedefini desteklediklerini belirterek, "Çünkü aynı siyasi projeye inanıyoruz ve bunun daha da etkili hale gelmesinin ancak bu üyeliğin gerçekleşmesiyle mümkün olacağını ve ancak böylelikle Türk devletinin potansiyelini her anlamda kullanabileceğimizi düşünüyoruz" dedi.

Komorowski, Sheraton Otel'de düzenlenen 600. Yılında Türkiye-Polonya İlişkileri Sempozyumu'nun kapanış oturumunda yaptığı konuşmaya, Türkiye'deki ziyaretinin böylesine önemli bir yılda gerçeklemesini mümkün kılanlara teşekkür ederek başladı. Bu toplantının iki ülkenin milletleri için de son derece önemli olduğunu dile getiren Komorowski, bu tip toplantıların iki ortak geçmiş üzerinde ortak düşünceler üretmeye fırsat verdiğini ve ilişkileri bir kere daha gözden geçirme fırsatı verdiğini ifade etti.

"Ümit ediyorum ki 600. yıl kutlamaları bir sonraki 600. yıl kutlamalarının temelini teşkil edecektir" diyen Komorowski, şöyle devam etti:

"Ben tarihten ilham alırım. Tarih bizlere sağlıklı düşünme, iyimser olma, kendi milletimizi ve diğer milletlerle olan ilişkileri daha iyi anlama imkanı verir. İşte o yüzden de diplomatik ilişkilerimizin 600 yıl içindeki gelişimine bakacak olursak, her zaman iyi komşuluk ilişkilerinin ilerlediğini görüyoruz. Çünkü bu 600 yılın 575 yılını tamamen işbirliği ve barış içinde geçirmişiz. Türk ve Polonya halklarının bölgesel çerçevenin dışına taşan güçler geliştirme eğiliminde olduğu dönemler elbette olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu, Litvanya ve Polonya krallıklarının Kırım ve Tuna nehri üzerinde daha fazla güç elde etmeye çalıştığı olmuştur. Bütün bunları anlamak bence çok önemli. Çünkü, bu sayede bugün gözümüzün önünde olanları çok daha iyi anlayabilir, anlamlandırabilir ve geleceğe dair ümitler taşıyabiliriz. Tarihte bugün ne yapmamız gerektiğine dair çok önemli dersler yer alıyor. Biz kendi milletlerimizin ne kadar büyük olduğunu, devletlerimizin nasıl bugünlere geldiğini ancak tarihe bakarak anlayabiliriz."

Türkiye ile Polonya arasında paralel pek çok özellik olduğunu vurgulayan konuk Cumhurbaşkanı, her iki ülkenin de kötü zamanlardan geçtiğini ve 18. ve 19. yüzyılların her iki ülke için de zafiyet ve baskı yılları olduğunu belirtti. 1. Dünya Savaşı'ndan sonra her iki ülkenin de yeniden doğduğunu ve ilişkilerini demokratik toplumlar olarak düzenlediğini, her iki ülkenin de toplumlarını modernize ettiğini anlatan Komorowski, bunun çok önemli bir ders olduğunun altını çizdi.

Polonya'nın 1918 yılında bağımsızlığını kazandığını ve 1923 yılında ilk imzaladığı anlaşmalardan bir tanesinin Türkiye ile dostluk anlaşması olduğunu hatırlatan Komorowski, Polonya'nın Türkiye üzerinde yabancı güçlerin hükümranlıklarını artırmak için kullandıkları kapitülasyonlara karşı çıktığına dikkati çekti. Komorowski, "Bugün bile karşı karşıya kaldığımız güçlükleri milletlerimizi korumak adına birbirlerimizi destekleyerek bertaraf etmeye çalışıyoruz. Toplumlarımıza bakacak olursak, modernleşmeye inandık, diğer milletlerden daha hızlı gelişen milletler olma gayreti içindeydik ve başarılı olduk" diye konuştu.

Türkiye'nin desteğiyle 15 sene önce ortak hedeflerle NATO üyesi olduklarını söyleyen Komorowski, Polonya'nın da aynı şekilde Türkiye'nin AB'ye tam üye olma hedefini desteklediğini dile getirdi. Komorowski, "Çünkü aynı siyasi projeye inanıyoruz ve bunun daha da etkili hale gelmesinin ancak bu üyeliğin gerçekleşmesiyle mümkün olacağına inanıyoruz ve ancak böylelikle Türk devletinin potansiyelini her anlamda kullanabiliriz diye düşünüyoruz" dedi.

Türkiye ve Polonya olarak farklı ideolojik hassasiyetlere sahip olsalar da ebedi bir dostluk üzerine ilişkiler kurduklarını ve bunun da kendilerine üzerinde çözüm üretebilecekleri çok kuvvetli bir zemin sunduğunu kaydeden Komorowski, şunları kaydetti:

"Bizler tarihi hatırlamak için kullanmalıyız. Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi Hürrem Osmanlı sultanlarından birisi oldu. Aynı şekilde, İbrahim Paşa Polonya'dan çıkıp Osmanlı İmparatorluğu'na hizmet etmiş önemli karakterlerinden biri oldu. Bütün bu izleri takip ettiğimizde ne kadar yakın olduğumuzu ve ne kadar önemli dönemleri beraber kurduğumuzu, Türkiye ile Polonya'nın geçmişten günümüze iyi ilişkilerinin nasıl her dönemde kendini gösterdiğini tespit edebiliriz."