7. Büyükelçiler Konferansı - Son Dakika
Güncel

7. Büyükelçiler Konferansı

Başbakan Davutoğlu: (2) "Yüce dinimizin hiçbir şekilde cevaz vermeyeceği, barış dini olarak ilham edilen ve gelişen bir dinin, bütün o şehir kültürlerini doğuran bir medeniyete menşei kaynak olmuş bir dinin böylesine istismar edilmesi üzerinden terör faaliyetleri ya da bu terör faaliyetleri gerekçe gösterilerek islamofobik faaliyetlerin yayılması karşısında hepimizin başını dik tutması lazım" "Bugünler, kimsenin başını önüne eğeceği günler değildir.

08.01.2015 22:56

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Yüce dinimizin hiç bir şekilde cevaz vermeyeceği, barış dini olarak ilham edilen ve gelişen bir dinin, bütün o şehir kültürlerini doğuran bir medeniyete menşei kaynak olmuş bir dinin böylesine istismar edilmesi üzerinden terör faaliyetleri ya da bu terör faaliyetleri gerekçe gösterilerek islamofobik faaliyetlerin yayılması karşısında hepimizin başını dik tutması lazım" dedi.

Davutoğlu, Ankara Vilayetler Evi'nde, Büyükelçiler Konferansı dolayısıyla verilen akşam yemeğindeki konuşmasında, Sultanahmet'teki saldırıda şehit olan Kenan Kumaş'a Allah'tan rahmet diledi, Paris ve Nijerya'daki terör saldırılarını lanetledi.

Bütün bu olayların uluslararası alanda yeni bir muhasebeye ihtiyaç hissedildiğinin çarpıcı göstergeleri olduğunu belirten Davutoğlu, bu çerçevede büyükelçiler konferansının da daha geniş çaplı bir muhasebe yapılmasına imkan sağladığını kaydetti.

Türkiye'nin, vizyonu bulunan bir ülke olduğunu, 2023 vizyonu için Türkiye'yi karış karış gezdiklerini anlatan Davutoğlu, uluslararası alanda da yeni büyükelçilikler açıldığını, ticaret müsteşarlarının sayısının artırıldığını bildirdi.

Büyükelçilerden, hiçbir uluslararası toplantıda pasif durmamalarını isteyen Başbakan Davutoğlu, "Bir Türk vizyonu, bir Türk görüşü her yerde olacak. İster çevre konferansı olsun ister medeniyetler ittifakı konferansı ister BM ister UNESCO, ister önemli başka şeyler olsun. Sizden beklediğimiz, her zaman bize ait bir vizyonu dünya gündemine getirmektir. İşte tam da bu günler, bu vizyonu tanımlama ve tarih sahnesine bu vizyonu aktarma günleridir" diye konuştu.

Türkiye'nin tarihi sürekliliğinin her zaman güçlü olduğunu, nerede bir kriz çıksa insanların yönlerini Türkiye'ye döndüklerini ifade eden Davutoğlu, " Selçuklu, Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti çizgisinde öyle bir süreklilik algısı var ki ben onun için Türkiye Cumhuriyeti nevzuhur bir devlet değildir derken tam bunu kastediyorum. İkinci Dünya Savaşı şartlarında çıkmış konjonktürel bir devletin büyükelçileri değilsiniz" dedi.

Davutoğlu, tarih bu anlamda doğru okunmadığında ve süreklilik kaybolduğunda, siyasal motivasyon ve vizyonun da kaybolacağını söyledi.

-"Gocunmadan bu kimliği dimdik ayakta tutmanın tam vakti"-

Türkiye coğrafyasının da önemine işaret eden Davutoğlu, şöyle konuştu:

"İnsanlar sıkıntılarını aşabilmek için bu coğrafyaya doğru yürürler. Suriyelilerin şimdi yürüdüğü gibi. Tam da bu günler, hepimizin, hiçbir zaman Müslüman Türk olma, özellikle Avrupa'da doğabilecek ırkçı tepkiler karşısında söylüyorum:  hiç gocunmadan bu kimliği dimdik ayakta tutmanın tam vakti. Aslında bu kimlikten hareketle asırlarca İstanbul'un nasıl çok kültürlü bir şehir olarak yaşadığının, nasıl Selanik'in, Yahudilerin, Müslümanların, Hristiyanların iç içe yaşadığı bir şehir olduğunu, nasıl bugün krizle anılan Kudüs'ün bizim dönemimizde bir barış diyarı olduğunu, İbrahim şehri olarak bilindiğini, nasıl Saraybosna'nın bizim dönemimizde bir çok kültürlü şehir olarak kurulduğunu ve hiçbir yerde bu anlamda, belli bir etnik ve mezhebi kimlikle karşı etnik ve mezhebi kimliği yok etme çabası içine girilmediğini anlatmanın da tam vaktidir.

Birileri İslam adına, tam bir barbarlık içinde, yüce dinimizin hiçbir şekilde cevaz vermeyeceği, barış dini olarak ilham edilen ve gelişen bir dinin, bütün o şehir kültürlerini doğuran bir medeniyete menşei kaynak olmuş bir dinin böylesine istismar edilmesi üzerinden terör faaliyetleri ya da bu terör faaliyetleri gerekçe gösterilerek islamofobik faaliyetlerin yayılması karşısında hepimizin başını dik tutması lazım. Bugünler, kimsenin başını önüne eğeceği günler değildir. Aksine her türlü aşırılığa karşı, başımızı dik tutma günleridir. Dolayısıyla tarihimiz, coğrafyamız ve insani değerlere dayalı kültürel birikimimiz sürekliliğimizi temsil eder ve bundan feragat etmeyiz."

- "Ukrayna hala soğuk savaşın bitmediğini gösterdi"

Başbakan Davutoğlu, son bir yılda yaşanan olayların, soğuk savaş sonrasında yaşanan jeopolitik deprem, 12 Eylül'ün getirdiği jeokültürel deprem ve 2011'den itibaren Akdeniz etrafında Ortadoğu'da şekillenen büyük siyasal depremin iç içe geçtiğinin göstergesi olduğunu söyledi.

Bu üç depremin birinin bitip birinin başlamadığını, iç içe geçerek birbirini etkilediğini belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Ukrayna bize hala soğuk savaşın bitmediğini gösterdi. 1991'deki jeopolitik depremin etkilerinin sürdüğünü gösterdi Ukrayna Savaşı. Suriye olayı ve arkasından gelişen DEAŞ terörü ve dün Fransa'da yaşadıklarımız, 12 Eylül'ün ortaya çıkardığı psikolojik travmaların ve 12 Eylül ile birlikte ortaya çıkan güvenlik risklerinin hala nasıl aynı ölçüde devam ettiğini, devletlerin parçalandığını ve bu parçalanmadan ortaya çıkan yapıların sadece devletleri değil, insanlığın bütününü tehlikeye atabilecek sonuçlar doğurabileceğini ortaya koydu. Hala biz Fransa'da bu eylemi yapanların kimliklerin tam olarak bilmiyor olabiliriz ama şunu biliyoruz ki: hem bu saldırıyı yapanlar hem de kültürel gerilimleri tırmandıranlar aynı kaynaktan besleniyor. Nasıl Suriye'deki Esad rejiminin barbarlığı şehirleri yok eden, insanları katleden, 300 bin insanın katliamından oluşan barbarlığı terörizmin önünü açmışsa terörizm aynı şekilde ırkçı ve yabancı düşmanlığına dayalı bir başka aşırıcılığın önünü açıyor.

Birbirlerini destekleyen, birbirlerinden beslenen çok büyük bela kaynaklarıyla aynı anda yüzleşmek durumundayız. Ne Esad rejiminin varlığı terörizme mesnet teşkil eder ne terörizmin varlığı Esad rejimine meşruiyet kazandırır. Fransa'daki terör, her şekilde telin edilmesi gereken bir faaliyettir ve  arkasındaki güçler kimse mutlaka Avrupa'da yeni bir kültür çatışmasının tohumlarını ekme hedefine yönelmişlerdir. Ama aynı günlerde İsveç'te ve diğer ülkelerde camilere yönelik saldırılar da bir başka aşırıcılığa temel teşkil ediyor."

Davutoğlu, köklü tarihi gelenekten gelen bir devlet, bu tarihi geleneği benimseyen millet olarak, bu devletin temsilcileri büyükelçilerin dünyaya insanlık dersi vermesi gerektiğini söyledi.

Yemeğe, AB Bakanı Volkan Bozkır, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Başbakanlık Müsteşarı Kemal Madenoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, AB Bakanlığı Müsteşarı Rauf Engin Soysal da katıldı.

- Ankara

Kaynak: AA - AkHaber.com

Son Dakika Güncel 7. Büyükelçiler Konferansı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement