Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, AB ile ilişkiler konusunda, " Türkiye, kuşkusuz Le Pen'in, Wilders'ın ya da Sarkozy'nin kafasındaki Avrupa'nın parçası olmak istemiyor. Türkiye, demokratik özgürlüklere inanan, bu temelde çalışan bir Avrupa'nın parçası olmak istiyor." ifadelerini kullandı.
Altıncı Türk-İngiliz Tatlıdil Forumu'ndaki "Türkiye'de Darbe Girişimi ve Sonrası" konulu panelde yaptığı konuşmanın ardından Bakan Çelik, Forum'a ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türk-İngiliz Tatlıdil Forumu'nun önemine dikkati çeken Çelik, Forum'da iki ülke ilişkilerinin pek çok açıdan ele alınarak beyin fırtınaları gerçekleştirildiğini aktardı.
ABD'den gelen transatlantik ilişkileri sorgulayan mesajlar, Çin'in küreselleşme ve serbest ticaret yanlısı söylemleri, İngiltere'nin Brexit kararı, Türkiye'nin AB ile Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi süreci, Avrupa'daki seçimlere bakıldığında Çelik, "Bu senenin sonunda farklı bir dünya fotoğrafı, Avrupa fotoğrafı ortaya çıkacak gibi gözüküyor." diye konuştu.
Bu çerçevede Çelik, Türkiye'nin İngiltere ile ikili ilişkilerinde ortak alanları artırmak, Avrupa ve Ortadoğu meselelerine yönelik daha güçlü iş birliği ortaya koyabilmek açısından Forum kapsamında yapılan tartışmaların çok verimli geçtiğini ifade etti.
Forum çerçevesinde gerçekleştirilen "Türkiye'de Darbe Girişimi ve Sonrası" panelinde, İngiltere'nin Avrupa ve Amerika'dan Sorumlu Devlet Bakanı Alan Duncan ile beraber konuşma yaptıklarını aktaran Çelik, Duncan'ın Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından Türkiye'yi ilk ziyaret eden Avrupalı siyasetçi olduğunu da hatırlattı.
Türkiye'nin darbe girişimine karşı mücadelesinde Avrupa'nın yeterli dayanışma göstermediğini dile getiren Çelik, İngiltere gibi Avrupa'dan da o zaman bu ziyaretin yapılabileceğini kaydetti.
Avrupa'nın bu tutumuyla bütün dünyaya demokrasi mesajı verme fırsatını kaçırdığını ifade eden Bakan Çelik, "Tabii ki Türkiye, demokrasisini koruyacak, egemenliğini koruyacak güçtedir." diye konuştu.
ABD ve Birleşik Krallık'ın uçuşlara elektronik cihaz yasağı
ABD ve Birleşik Krallık'a yapılan doğrudan uçuşlara getirilen elektronik cihaz yasağını değerlendiren Bakan Çelik, yetkililerin bu konudaki görüşmelerinin sürdüğünü belirterek, Forum'daki görüşmelerde de bu yasağın yanlış olduğunu ve olumsuz sonuçları olabileceğini dile getirdiklerini ifade etti.
Çelik, "Güvenliği artırmaktan ziyade, yolcuları tedirgin eden, ulaşım ve seyahat özgürlüğünü rahatsız eden sonuçlar doğurabileceği açık ve net bir şekilde söyleniyor." dedi.
Akıllı telefonlar ile tabletlerin aynı teknolojiye sahip sadece biraz daha büyük cihazlar olduğunu vurgulayan Çelik, ebattan kaynaklanan bir güvenlik krizinin söz konusu olamayacağını bildirdi.
Bakan Çelik konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bazı haberler çıkıyor, bazı havaalanlarının geri plana itilmesi şeklinde. Eğer böyleyse, yani güvenlik konuları birtakım ticari davranışların unsuru haline getiriliyorsa bu dünya için daha da tehlikeli, sıkıntılı bir tablo ortaya çıkarır. Bugünün dünyasında insanların aidiyetlerini, terörle mücadele konusundaki gönüllü katılımlarını daha çok almak lazım. Bu tip davranışlar, terörle mücadele konusunda insanların katılımlarını da engelleyen, onları bu mücadeleden de soğutan davranışlar haline gelir."
Türk Hava Yolları ile İstanbul Atatürk Havalimanı'nın güvenlik konusuna son derece önem verdiğinin altını çizen Çelik, öte yandan terör saldırılarının "en güvenli" denilen havaalanlarında da gerçekleştiğini hatırlattı.
Bakan Çelik, "Sadece belli havaalanlarını ayırıp, diğerlerini geride bırakmak kuşkusuz bir çifte standart olarak değerlendirilir." diye konuştu.
AB ile ilişkiler
İş birliğinin her zaman için çatışmadan iyi olduğu görüşünü belirten Çelik, Türkiye'nin demokrasi ve insan hakları temelinde refahı, barışı inşa etmede daha çok iş birliği yapabilmek için AB'ye üye olmak istediğini söyledi.
Çelik, "Türkiye, kuşkusuz Le Pen'in, Wilders'ın ya da Sarkozy'nin kafasındaki Avrupa'nın parçası olmak istemiyor. Türkiye, demokratik özgürlüklere inanan, bu temelde çalışan bir Avrupa'nın parçası olmak istiyor. ve bu tip Avrupa'nın güçlenmesine, geleceğini inşa etmesine de Türkiye'nin güçlü bir katkısı olur." şeklinde konuştu.
Avrupa'da aşırı sağın yükselmesine ilişkin, 1980'li yıllarda Hollanda'da merkez partiler oyların yüzde 85'ini alırken, bu oranın şu an yüzde 45'lerde kaldığını dile getiren Çelik, "Bu, aşırı sağın yükselmesinin ciddi bir rakamsal gerçek olduğunu gösteriyor. Yani bu sadece Türklerin yorumu olarak değerlendirilecek bir şey değil. Bunun adını net bir şekilde koymak lazım." ifadelerini kullandı.
AB'nin 60. yıl dönümü toplantısı
AB'nin kurucu anlaşması kabul edilen 1957 tarihli Roma Anlaşması'nın 60. yıl dönümü dolayısıyla yapılan törene de değinen Çelik, Birlik'ten ayrılmak isteyen İngiltere ile Birlik'e katılmak isteyen aday ülkelerin bir tutularak toplantıya davet edilmemesini bir "vizyon eksikliği" olarak niteledi.
Türkiye'nin AB üyesi olmasa da, tarihsel olarak büyük bir Avrupa gücü ve yaklaşık 100 yıldır da güçlü bir Avrupa demokrasisi olduğunu vurgulayan Çelik, "Türkiye ile olan ilişkilerin, Avrupa'daki iç siyaset konularına ya da konjonktürel mevzulara feda edilmemesi gerekir. Bundan kimse karlı çıkmaz." değerlendirmesinde bulundu.
Son Dakika › Güncel › AB Bakanı Çelik: (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?