AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, " Avrupa Birliği'nin, darbe girişimini adını koyarak, kınamaktan kaçınmasındaki büyük soru işaretleri artarak devam etmektedir." dedi.
Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Konuşmasına şehitlere rahmet dileyerek başlayan Çelik, geçen hafta terörün kanlı yüzünü çeşitli şekillerde bir kere daha gösterdiğini söyledi. Çelik, buna karşın çeşitli olaylarda görüldüğü gibi bu terör eylemlerini kınamaktan kaçınan, masumların hayatını kaybetmesi karşısında bile terör örgütünü saklamaya çalışan bir çizginin maalesef utanç verici şekilde hayatiyetini devam ettirdiğini belirtti.
Terörle mücadelenin ne kadar haklı ve meşru olduğunun her olayda bir kez daha görüldüğünü ifade eden Çelik, " Türkiye'nin kararlılığı tamdır, terörle mücadele bütün vasıtalarla bütün operasyon yöntemleriyle hukuk içerisinde sonuna kadar sürdürülecektir." diye konuştu.
Nijerya'da gemi kaçırılması olayına değinen Çelik, "İçinde Türk mürettebat var. Bunlarla ilgili konuyu takip ediyoruz. Dışişleri Bakanlığımız ve istihbarat birimlerimiz konu üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyorlar. Şu anda size bu yürütülen faaliyetlerin ve operasyonların selameti açısından ayrıntılı bilgi vermeyeceğim ama büyük bir hassasiyetle takip edildiğini, ilk andan itibaren bütün birimlerimizin olay üzerine yoğunlaştığını bilmenizi isterim. Biz de buradan elimizdeki imkanlarla takip ediyoruz. Bir an evvel sağ salim kurtulmalarını diliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Bir şeref levhası olarak yerini koruyacak"
Dün 15 Temmuz darbe girişimi ve buna karşı milletin direnişinin yıl dönümü olduğunu anımsatan Çelik, millet olma hassasiyetinin bu direnişle nasıl güncellendiğinin görüldüğünü dile getirdi.
Bu ihanet şebekesine karşı aziz milletin ortaya koyduğu direnişin, Türk milletinin demokrasiye verdiği önemi ve bunun için ne büyük bedeller ödemeye kararlı olduğunu bir kere daha gösterdiğini ifade eden Çelik, her yıl dönümünde acıların tazelendiğini aynı zamanda direnişin tekrar tekrar anıldığını söyledi. Çelik, şöyle devam etti:
"Hükümetin, yüce Meclisin, güvenlik güçlerinin, yargı mensuplarının direnişi, asker üniforması giymiş teröristlere karşı topyekun devletin direnişi ama en önemlisi sivil vatandaşlarımızın ortaya koyduğu direniş ebediyete kadar alnımızda taşıyacağımız bir şeref levhası olarak yerini koruyacak. Fakat maalesef dün yüce Meclis'te FETÖ'nün lanetlenmesi gereken, yüce milletin direnişinin bir kez daha selamlanması gereken bir günde CHP sözcüsü çıkmış, Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan, son derece talihsiz ve ahlakla bağdaşmayacak bir konuşma yapmıştır. Bu konuşma yeni bir safhaya geçildiğini gösteriyor. Çok uzun zamandır, bir itibarsızlaştırma siyasetinin peşinde koşanlar, 15 Temmuz'daki darbe girişimine 'tiyatro' diyenler, şimdi gözüküyor ki bu tiyatro söyleminden vazgeçmiş ama bir şaşırtma siyasetine doğru dönmüşlerdir. Bir söylem analizi yapılsa bir cümle ile FETÖ'ye değiniyorlar, sonra geriye kalan 20-50 cümleyle seçilmiş cumhurbaşkanını, seçilmiş hükümeti suçlamaya devam ediyorlar. Maalesef son derece talihsiz bir konuşmayla bu ahlak dışı ifadeler ortaya koyulmuştur. Bunun adı esasında FETÖ'ye karşı bütün bir duruşun yeniden güncellenmesi gereken bir günde, bu direnişin yeniden anılması gereken bir günde, bu şekilde FETÖ'ye bir kaç cümleyle değinip daha sonra Türkiye'nin meşru cumhurbaşkanını hedef almak olsa olsa bir siyasi sabotajdır."
O gece Meclis'te bütün partilerden, CHP'den de milletvekillerinin bulunduğunu, CHP'ye gönül vermiş çok sayıda siyasetçinin darbe girişimine karşı olma konusunda son derece samimi olduğunu bildiklerini ve onları tenzih ettiğini vurgulayan Ömer Çelik, "Ama genel başkanlarının ve sözcülerinin maalesef sistematik şekilde bu siyasi sabotaja imza attıklarını görüyoruz." dedi.
Çelik, CHP'ye gönül vermiş vatandaşların her zaman bu değerlendirmelerin dışında olduğunu söyledi.
Darbe girişiminde özel bir tim gönderilerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın canına kastedildiğini anımsatan Çelik, muhalefetin her konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef almasını eleştirdi.
Çelik, darbe girişimi yaşandığında AB'den gelen mesajın Mısır'daki darbeyle ilgili ortaya konan mesaj ile aynı olduğunu ve buna büyük eleştiriler getirdiklerini anımsatarak, şu ifadeleri kullandı:
"Maalesef 15 Temmuz'un 3. yıl dönümünde dün yine bir açıklama yaptılar. 'O geceyi çok canlı bir şekilde hatırlıyoruz, Türk halkıyla dayanışmamız sorgulanamaz.' Açık ve net bir şekilde AB'nin bu darbe girişiminin adını koyarak kınamaktan kaçınmasındaki büyük soru işaretleri artarak devam etmektedir. Demokrasi konusunda, hukuk devleti konusunda bu kadar yüksek ilkelerden bahseden odakların, bu darbe girişimi karşısında bu derece geçiştirici üslupla konuşması kınanması gereken bir tutumdur."
"CHP'nin siyasi tarihinin temel yaklaşımı budur"
Bunun iç siyasetteki karşılığının CHP Genel Başkanı ve sözcüleri tarafından yerine getirildiğinin altını çizen Çelik, "İlk başta 15 Temmuz'a 'darbe girişimi' derken 20 Temmuz'da hukuk içerisinde alınmış, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin cevaz verdiği bir konuyu, olağanüstü hal ilan edilmesini bile bir darbe olarak nitelendirerek itibarsızlaştırmaya çalıştılar. FETÖ'ye bir cümleyle değinerek sürekli olarak hükümete saldırmaya çalıştılar. CHP'nin siyasi tarihinin temel yaklaşımı budur. Katil ile kurban arasında yer değiştirme siyasetidir bu." dedi.
CHP'nin bütün ihtilallerde, yargı vesayeti konusunda da bunu yaptığını, her zaman için bu mazereti ürettiğini belirten Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sefer büyük bir şekilde milletin topyekun direnişi karşısında bunu yapamayınca itibarsızlaştırma siyasetinden vazgeçip maalesef bu siyasi sabotaja imza atmaya çalışıyorlar. Şunun adının net bir şekilde koyulması lazım, Sayın Cumhurbaşkanımıza sık sık ifade ediyorlar 'diktatör' diye. Diktatörlerin temel özelliği, kendi halklarından korkarlar, tankın, topun, tüfeğin arkasına saklanırlar halka karşı. O gün Sayın Cumhurbaşkanımız vatandaşlarımızı sokağa çağırdığı gibi kendi hayatını, ailesinin hayatını da tehlikeye atarak, İstanbul'a inmiş ve bu direnişe öncülük, başkanlık etmiştir. Dolayısıyla en azından bunu takdir etseler, bunun altını çizseler, fakat buna değinmekten bile kaçınan tutumları var."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Yürekli bir savcı yok mu? Yürekli bir savcı Sayın Cumhurbaşkanı'nı çağırmayacak mı?" dediğini hatırlatan Çelik, " Marmaris'te Cumhurbaşkanımıza yapılmak isteneni yargı vesayeti yoluyla devam ettirmeye çalışıyor. Bu utanç verici bir şeydir. Hem de bunu 15 Temmuz'un yıl dönümünde yapıyor." diye konuştu.
Daha önce de CHP'li bir milletvekilinin "Biz birtakım savcılarla görüşüyoruz, 'siz iktidarı düşürün gerisini bize bırakın' diyorlar" dediğini belirten AK Parti Sözcüsü Çelik, şunları kaydetti:
"Bakın bu Yassıada zihniyetidir. CHP Genel Başkanından ve CHP yönetiminden açık ve net bir tutum bekliyoruz demiştik. Daha sonra bir milletvekilleri çıkmıştı darbe çağrısı yapmıştı. Bu utanç verici bir olaydır demiştik, CHP Genel Başkanı ve sözcülerine bunu kınayın demiştik ama maalesef bizatihi bu tavırların bu zihniyet, bu odaklar tarafından sahiplenildiği görülmektedir. Yani 15 Temmuz'un yıl dönümünde bir bildiri yayınlayarak, Sayın Cumhurbaşkanı'na dönük olarak bu derece hem Meclis'te hem daha sonra CHP Genel Başkanının kendisi tarafından bu şekilde bir siyasi tutum alınması maalesef, şaşırtma siyasetinin, meselenin, FETÖ'nün konuşulmasını engellemek, milletin direnişinin konuşulmasını engellemek ve bu şekilde Sayın Cumhurbaşkanımızı hedefe koymak şeklinde olduğu görülüyor. Ama tabii bütün bu şaşırtma siyasetine, bütün bu siyasi sabotaja en güzel cevap tabii ki dün gece Atatürk Havalimanı'nda o büyük milletimizle milli birlik ve dayanışma içerisindeki buluşmayla koyulmuş oldu."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › 'AB'nin tavrındaki soru işaretleri devam ediyor' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?