ABD'nin Suriyeli Muhaliflere Yönelik Siyaseti: Ne Kazan, Ne de Kaybet - Son Dakika
Güncel

ABD'nin Suriyeli Muhaliflere Yönelik Siyaseti: Ne Kazan, Ne de Kaybet

ABD\'nin Suriyeli Muhaliflere Yönelik Siyaseti: Ne Kazan, Ne de Kaybet

Suny Maritime Üniversitesi Öğretim Üyesi Meirowitz: “ABD'nin şu andaki politikası, Suriyeli muhaliflerin kaybetmemesi üzerine kurulu, kazanması üzerine değil” Atlantik Konseyi Başkan Yardımcısı Dunne: "Bir adım ileri, bir adım geri şeklinde davranmaya devam ediyoruz" Rand Corporation uzmanı Martini: "(ABD yardımlarının) Amacı Cenevre müzakeleri olması halinde elini güçlendirmek" Amerikan İlerleme Merkezi uzmanı Werz: "Bir sonraki adım, incelenmesi tamamlanmış muhaliflere silahların ulaştırılmasını oluşturuyor”

26.07.2013 11:16

BARIŞKAN ÜNAL-CAHİT OKTAY - Amerikalı uzmanlara göre, ABD Suriyeli muhaliflere yardımlarını artırsa bile şimdilik Suriye'de oyunun kurallarını tamamen değiştirecek manevralar yapması pek mümkün görünmüyor. Uzmanlar, ABD'nin Suriye'ye yönelik yeni adımlarının, muhaliflerin kazanmasından çok kaybetmemesini sağlamaya ve olası Cenevre türü müzakerelerde eli güçlendirmeye dönük olduğu görüşünde.

Obama yönetimi geçen ay Suriyeli muhaliflere yardımlarını artıracağını söylemesinin ardından şimdi de Kongre'yi ikna sürecini tamamlamasıyla, silah göndermesinin önündeki engel kalktı. Ancak, yine de ABD'nin muhaliflere ağır silahlar vermemesi ve diğer askeri seçeneklerden uzak durması, bazı kesimlerde ABD'nin Suriye krizine yeteri kadar eğilmediği sorularına neden oluyordu. Buna karşın, Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney'in geçtiğimiz günlerde, "Esed Suriye'yi bir kez daha asla yönetemeyecek" sözleri, ABD'nin Suriye konusunda daha aktif bir rol oynayıp oynamayacağı sorularını akla getirdi.

AA'ya konuşan Amerikalı uzmanlara göre, ABD muhalefetin yardımlarını artırsa bile, şimdilik Suriye'de oyunun kurallarını tamamen değiştirecek manevralar yapması pek mümkün görünmüyor.

-Meirowitz:  "Önemli olan ABD ve Rusya'nın masaya oturması"

Suny Maritime Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mark Meirowitz, Carney'in açıklamasına ilginç bir bakış açısı getirerek, "Aslında bir nevi Carney'e katılıyorum çünkü artık zaten parçalar halinde bir Suriye var, tüm bir Suriye yok ve dolayısıyla Esed de tüm Suriye'yi tekrar yönetemez" dedi. Carney'in açıklamasının ABD'nin Suriyeli muhaliflerin kazanması için daha aktif müdahil olacağı anlamına gelmediğini ifade eden Meirowitz, Rusya faktörüne dikkati çekerek, "Rusya'nın Esed'e desteği merkezi parçalardan biri ve bu destek sürdüğü müddetçe sorun çözülemez, Esed yerinde kalır" dedi. ABD'nin Rusya üzerindeki etkinliğinin sınırlı kaldığı görüşünü dile getiren Meirowitz, "Edward Snowden'ı bile geri getiremiyorlar. Bir tarafta, Rusya'nın desteği ve İran ve Hizbullah savaşçıları, karşısında ABD, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, yani vekil savaşı. Kimse, Esed'in yenilmesi için ne yapılması gerektiği konusuna kendisini adamıyor. Muhaliflerle rejim arasında barış görüşmelerinden bahsediyorlar ama ihtiyaç olan tek barış konferansı ABD ve Rusya'nın masaya oturduğu barış konferansıdır" diye konuştu.

Suriye'de şu anda muhaliflerin kazanacak gibi görünmediğini belirten Meirowitz, ABD'nin Suriye politikasını şöyle tanımladı:

"ABD'nin şu anda Suriyeli muhaliflere yönelik politikası, muhaliflerin kaybetmesine izin vermeme üzerine kurulu, kazanması üzerine değil. ABD'nin muhaliflerin kazanmasını sağlaması demek, Rusya ile kafa kafaya gelmek demek ve bunu isteyeceğini sanmıyorum. Dolayısıyla ABD'nin politikası istikrarı sağlamak, böylece muhaliflerin kaybetmesini önlemek".

Muhaliflerin kazanmasının tek yolunun senatör John McCain'in önerdiği şekliyle ağır silahlar ve uçuşa yasak bölge gibi unsurlarla sahaya girerek gerçek bir askeri çaba gösterilmesi olduğunu söyleyen Meirowitz, başarı için de ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey'in Suriye planlarının kombinasyonuna ihtiyaç olduğunu kaydetti. Ancak, ABD'nin ülke içinde ekonomi, ülke dışında Irak ve Afganistan gibi meseleleri bulunduğunu hatırlatan Meirowitz, "ABD, söz verdiği her yerden çekilirken Suriye'de tekrar taahhüt altına girmeyecektir" dedi.

Obama'nın ikinci dönemini bitirmeden önce başarmak istediği çok şey bulunduğuna da dikkati çekin Meirowitz, şöyle devam etti:

"Onun bu sırada yapmak istemediği şey ise, Suriye'de bataklığa saplanıp, sonra da savaş başlatmakla suçlanmak. Gelecek yıl Kongre seçimleri var, ardından 2016 yılında başkanlık seçimi. Sonuçta tüm siyaset yereldir. Eğer başkanlık seçimlerinde Suriye'de batağa saplanmış olursak, yeni Cumhuriyetçi aday, Obama'nın tam da Bush'a yaptığı gibi, 'Sen bizi bataklığa getirdin' diyecek. Dolayısıyla Obama'nın politikası savaş taahhüdü üzerine kurulu değil".

Meirowitz, ABD Kongresi'nin de çekirdek muhaliflere sempati duymasına rağmen bunun sorunu çözmek için pragmatik bir yaklaşımı getirmeyeceği görüşünü savundu.

-Dunne: "Bir adım ileri, bir adım geri"

Beyaz Saray ve Dışişlerinde görevler yapmış olan Atlantik Konseyi Başkan Yardımcısı Michelle Dunne, Carney'in açıklaması ve Orgeneral Dempsey'in Suriye'ye yönelik 5 planı ile Kongre'nin silah yardımlarına onay vermesi gibi gelişmelerin "ümit verici" olmasına karşın ABD'nin Suriye politikasının hala açık olmadığını söyledi.

ABD'nin Suriye konusunda daha fazla liderlik göstermesini ve gerçekten Esed'e alternatif bulma noktasında çalışmasını tercih edeceğini belirten Dunne, "Ama bu kararın alındığından emin değilim. Suriye politikası konusunda bir adım ileri, bir adım geri şeklinde davranmaya devam ediyoruz. (Carney'in sözleri, Kongre onayı ve 5 Suriye planı) Bunlar bir noktada ümit verici ama gelecek haftalarda ne olacağını görmek lazım" dedi.

-Werz: "Silah yardımı çok planlı bir şekilde yapılmalı"

Amerikan İlerleme Merkezi (CAP) adlı düşünce kuruluşunun uzmanı Michael Werz, Beyaz Saray Sözcülüğü tarafından yapılan açıklamanın Esed rejimine karşı uzun süredir devam eden Amerikan politikasının yeniden ifadesi olduğunu söyledi. Esed'in bütün ülkenin kontrolünü tekrar ele geçirmesinin mümkün olmadığını belirten Werz, "Ne rejimin ne de muhalefetin diğerini mağlup edecek kabiliyeti bulunmuyor. Bu bir çıkmaz. ve bu çıkmaz, öngörülebilir bir şekilde gelecekte de devam edeceğe benziyor" dedi.

Werz, silah yardımının da çok planlı şekilde yapılması gerektiğine dikkati çekerek, "Kongrede, yardımın hangi muhalif gruplara yapılacağı ve silahların nasıl ulaştırılacağı konusunda haklı endişeler var. Silahların Suriye'de operasyon yapan El-Kaide destekli grupların eline geçmesini istemiyoruz. Burada, bir sonraki adım aslında, incelenmesi tamamlanmış muhalif güçlere silahların ulaştırılmasını oluşturuyor" ifadesini kullandı.

-Martini: "ABD yardımları adım adım artıyor"

Rand Corporation uzmanı Jeff Martini de "Bence ABD muhalefete yardımlarını adım adım artırıyor. Önce, muhalifleri tanıyıp tanımamayı tartıştılar, ardından bir adım atıp bu kez muhalefete yardım sağlayıp sağlamamayı konuştular, şimdi de ölümcül yardımlar gündemde. ABD'nin attığı adımlar var ve giderek daha fazla müdahil oluyor" dedi.

ABD'nin Suriye'ye yönelik bir askeri müdahele yapacağını sanmadığını belirten Martini, Dempsey'in de mektubunda seçeneklerin içerdiği risklere dikkati çektiğini hatırlattı. Martini, Rusya'nın Esed rejimine desteğini hatırlatan Martini, ABD'nin de muhaliflere silah yardımı sağlayarak, "gelecekteki müzakerelerdeki duruşunu belirlediğini ve bunun, Cenevre müzakeleri olması halinde elini güçlendirme amaçlı" olduğunu kaydetti

-Husain: "Ortadoğu'yu  yeni silahlarla daha fazla militarize etmek verimli olmaz"

Dış İlişkiler Konseyi üyesi Ed Husain de ABD'nin muhaliflere yardım etme isteğini "samimi" bulduğunu belirterek, "Yardım edilecek tek bir muhalefet yok, muhalif gruplar var. Bunlar acımasız düşman Esed'e karşı birleşemeyen rakip gruplar ve Suriye için güvenilir bir gelecek planı yapamıyorlar. Fark yaratacak ve talepleri çatıştıracak şekilde ABD'nin muhaliflere daha fazla yardım etmesini istemek zor" dedi.

"Suriye muhalefetinin  içindeki şiddet gruplarını silahlandırma talebinin, savaşçıların esnek ve istikrarsız doğası göz önüne alındığında durumun riskini artırdığını" savunan Husain, "Ortadoğu'yu  yeni silahlarla daha fazla militarize etmek verimli olmaz" diye konuştu.

Husain, Esed rejiminin de Şam'ı kontrol etmeye devam etse bile tüm ülkeyi tekrar yönetemeyeceğini ifade ederek, "Suriyeliler, eski korkularını kaybetti ve ölümü göze aldı. Bu tür bir adanmışlık, Esed istifa etmedikçe veya siyasi bir çözüm olmadığı sürece kontrol edilemez" değerlendirmesinde bulundu. Husain, ayrıca, "Suriyelilere öncelikli olarak yardım etme sorumluluğu Türkiye, Arap milletleri ve Avrupalıların üzerinde. Eğer Esed yakın zaman içinde kazanırsa, bu komşularının durup izlemesinden dolayı olacaktır" ifadesini kullandı. - Washington DC

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel ABD'nin Suriyeli Muhaliflere Yönelik Siyaseti: Ne Kazan, Ne de Kaybet - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement