Ahmet Misbah Demircan ilk kez anlattı: Taksim Camii'ni yapan firmanın ailesi Rahmetli Özal'a 'Bu camiyi biz yapalım' demiş

İstanbul'un yeni sembollerinden Taksim'e yapılan cami, 28 Mayıs cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla kılınan cuma namazıyla açıldı. Mimarlar Şefik Birkiye ve Selim Dalaman'ın imzasını taşıyan, temeli 17 Şubat 2017'de atılan Taksim Meydanı'ndaki caminin minarelerinden öğle vakti ezan ve sela sesi yükseldi. Cuma namazı öncesi camide Kur'an-ı Kerim okundu, tekbir ve salavat getirildi.

"VATANDAŞLARIMIZIN UZUN YILLARDIR BÖYLE BİR İHTİYAÇLARI VARDI"

Taksim Camii ile ilgili olarak sorularımıza yanıt veren Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, caminin tamamen bir ihtiyaçtan doğduğunu ve bu bölgede yaşayan ya da çalışmakta olan vatandaşların uzun yıllardır böyle bir ihtiyaçlarının bulunduğunu kaydetti. Taksim Camii için ilk teşebbüsün 1950'de Adnan Menderes'ten geldiğini belirten Demircan, tarihi bir anekdotu da ilk kez paylaşarak "Camimizi yapan Sur Yapı firmasının ailesi, teşebbüste bulunup Rahmetli Özal'a 'Bu camiyi biz yapalım, gerçekten buna ihtiyacımız var' demişler" ifadesini kullandı.

İşte Ahmet Misbah Demircan'ın Haberler.com'un yönelttiği soruya verdiği yanıt;

Taksim Camii ibadete açıldı. Sizin için de Türkiye için de çok önemli bir proje. Türkiye'nin kalbi İstanbul, İstanbul'un kalbi de Taksim'de. Çok önemli bir eser, İstanbul'un yeni sembollerinden biri olarak ibadete açıldı, hayata geçirildi. Neler söyleyeceksiniz?

"Tabii bu konu çok kıymetli ve özel bir konu. Neden önemliydi? İnsanlar Taksim Camii'ni neden önemsediler? Neden bu kadar kıymetli? Belki buna cevap vermek gerekli. Çok genç arkadaşlarımız var, onlar belki işin tarihinde olanları bilmediği için acaba Taksim'e camii yapmak, bir mimari estetik açısından güzel bir yapı olduğu için mi kıymetli? Neden bu kadar çok gündem oldu? Buna bir cevap vermek lazım. Malum bugün tabii İstanbulumuz 15 milyon, 39 ilçesi var. Her 39 ilçede ticaret merkezleri var, AVM'ler var, caddeler var. Bundan 50 sene evveline, 70 sene evveline gittiğimizde İstanbul aslında Beyoğlu'ndan ve Eminönü'nden oluşan ve insanların bütün alışverişleri için gittiği iki yer. Beyoğlu'nda İstiklal Caddesi'yle birlikte 50 bin esnaf var, birçok alışveriş merkezinin olduğu bir yer. Özellikle Beyoğlu'nda insanların cuma namazı kılmak için gideceği yerlerde sorun var. Küçük mescitler var ve insanlara yetmiyor. Ve süreç içerisinde Taksim'de bulunan bu boş yere bir camii yapılsın ve ihtiyaç karşılansın diye bir duygu oluşmuş. Bu duygu Beyoğlu'nda yaşayanların duygusu değil İstanbul'un duygusu değil bütün Anadolu'nun duygusu.

"RAHMETLİ ÖZAL'A BU CAMİYİ BİZ YAPALIM, İHTİYACIMIZ VAR DEMİŞLER"

1950'de Adnan Menderes buraya bir camii yapalım diye teşebbüste bulunmuş. Muhtemelen o dönemin oradaki insanları, esnafları, oranın önde gelenleri bu isteği dillendirmişler. Hatta camimizi yapan firmanın ailesi, babalarından kendilerine vasiyet kalmış. Çünkü o zaman da onlar orada o işleri yapıyorlarmış. Ve kendileri teşebbüste bulunup Rahmetli Özal'a bu camiyi biz yapalım, gerçekten buna ihtiyacımız var demişler. Ben şöyle bir hatıra anlatayım. Çok kıymetli bir arkadaşımın babası hala orada oturuyor. Taksim Camii yapılmaya başlandığında beni aradı. Dedi ki benim için çok özel çünkü her cuma babamı camiye getirmek için gidiyorum. Bir saat evvel alıyorum sonra geri getiriyorum. Şimdi muhitimizde, mahallemizde böyle bir yapı olacak. Demek ki insanlar buna ihtiyaç hissetmişler. Ve uzun süre de bu beklenti karşılanmayınca ve burada insanların içinde bu konu bir üzüntüye dönüşmüş ve kendi mahallesinde garip hissetmişler. Bu yüzden bu işin macerasının duygusu bu.

"SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ 'BİZ BU CAMİYİ BURADA YAPACAĞIZ' DEDİ"

Sayın Cumhurbaşkanımız gerçekten halkın sevgisi ve teveccühü ile gelip İstanbul'a büyükşehir belediye başkanı olunca bu ihtiyacı biliyordu. Çünkü zaten Beyoğlu'ydu. Elleriyle işaret ederek, biz bu camiyi burada yapacağız dedi. O günden bugüne birçok engeller çıktı, engellerin sebepleri siyasidir, şudur budur belki bugünün konusu değil, ona girmeye gerek yok. Ama sonuçta halkımızın arzusunu, niyetini, isteğini yakından bilen bir insan olarak sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinden bu süreç böyle geldi ve bugün de Taksim'de camiyi açmış olduk."