Özgür ALTUNCU - Yaşar KAÇMAZ/İSTANBUL DHA - BAŞBAKAN Binali Yıldırım, "Ülkemizin zor bir süreçten geçtiği bu zamanlarda, siyasetin gerilim üretmesini asla istemiyoruz. Cumhurbaşkanımıza bu haksız, yakışıksız, çirkin ithamı yapan ana muhalefet partisi genel başkanının Cumhurbaşkanımıza karşı en azından bir özür borcu var. Özür dilemelidir. Türkiye'nin birliği, beraberliği, gelişmesi için, 2023 hedeflerini gerçekleştirmesi için, bölücülerle FETÖ'cülerle iç ve dış
düşmanlarla zafiyete düşmeden mücadele etmesi için, güçlü, tek başına iktidar çıkarması lazım, her seçimden. Bunun da yolu başkanlık sisteminden geçiyor. Hiç kimse 'başkanlık, eyalet sistemini getirecek, başkanlık bölünme getirecek' diye tezviratlarda, yalan yanlış beyanlarda bulunmasın. Türkiye'nin ülkesiyle milletiyle, bölünmez bütünlüğünü önceleyen, esas alan üniter yapıya sahip çıkan yargı, yürütme yasamanın, bütün bu erklerin alanlarını birbirinden ayıran modern Türkiye'nin ihtiyacı olan bir anayasadan bahsediyoruz."
Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti'nin Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen İl Başkanlığı Genişletilmiş Danışma Meclisi'ne katıldı.
Başbakan Yıldırım burada yaptığı konuşmasında, " Diyarbakır'da bir zıhlı aracımıza roket atarlı saldırıda bulunan üç hainden birisi etkisiz hale getirildi. İkisi de sağlam olarak ele geçirildi. Güvenlik güçlerimizi tebrik ediyoruz. Bu eylemi yapanlar daha önce Diyarbakır'da 8 ayrı eylemi gerçekleştiren hainlerdir. Türkiye'de ister FETÖ'cü, ister bölücü terör örgütleri hainler şunu bilmelidir ki; bu milletin gücü, sizin bu eylemlerinizin yanında azalmayacak, artmaya devam edecek" dedi.
"ÖLMEYELİM DAHA ÇOK YAPACAK İŞİMİZ VAR"
Başbakan Yıldırım, salonda bulunanların tezahüratları üzerine "Ölmeyelim daha çok yapacak işimiz var. Biz ölmeye öldürmeye değil yaşatmaya geldik. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' diyen bir kültürden geliyoruz" diye karşılık verdi. Yıldırım, konuşmasına ara vererek şehitlerin ruhu için salonda bulunanları Fatiha süresi okumaya davet etti.
BAŞKANLIK TARTIŞMALARI
Başbakan Yıldırım, cumhurbaşkanlığı seçimlerini hatırlatarak "Bugün başkanlık tartışmalarının başladığı nokta budur. Eğer CHP ve onun akıl daneleri o gün parlamentoda cumhurbaşkanı seçimini yaptırsalardı bugün belki de biz sistem meselesini konuşma ihtiyacı duymazdık. Ancak maalesef CHP siyasi hayatında hiçbir zaman halkın iradesine ram olmamış, hep vesayetlerin gölgesinde iktidar arayışıyla bugünlere gelmiştir. Şimdi Ak Parti'nin karşılaştığı vesayet ve darbe heveslileri bununla da yetinmedi, hemen arkasından kapatma davası açtılar. Türkiye'nin en büyük partisine, iktidardaki partisine. Dünya demokrasilerinde örneğine üçüncü dünya ülkelerinde bile rastlanmayacak bir alçak girişimde bulundular. Onu da def ettik, savuşturduk. Ama bunlar hala durmadılar. Yargıyla darbeye yapmaya kalktılar. Onu da yargı reformunu gerçekleştirerek aştık" dedi.
"TÜRKİYE'DEKİ GEZİCİLER DE..."
Başbakan Yıldırım, "Bununla da yetinmediler, bu sefer Gezi olaylarını tertip ettiler. 'Ağaç' diyerek, 'yeşil' diyerek Türkiye'de istikrarı bozmak, iktidarı devirmek hevesine kapıldılar. O günlerde gençler, dünyada başka yerlerde de gösteriler vardı, başka yerlerde de olaylar vardı. Venezüella'da vardı, Brezilya'da, Şili'de vardı. Meksika'da vardı. Onlar sokaklarda yöneticilerine diyordu ki, 'paraları çarçur etmeyin, yol yapın, havaalanı, tren yolu yapın' diye protesto yapıyorlardı. Türkiye'deki geziciler de, 'yol yapmayın, havaalanı yapmayın, köprü yapmayın' diye propaganda yapıyorlardı. İşte bu da gösteriyor ki, Türkiye ne zaman yol alamaya başlasa, ne zaman zincirlerinde kurtulsa mutlaka başını meşgul edecek bir vesayet odağı icat ediliyor, meydanlara sürülüyor. Gezi'de yine bu milletin evladı, vatanının, milletini canından daha çok seven Recep Tayyip Erdoğan çıktı dedi ki, 'Gezicilere pabuç bırakmayacağız, yol da yapacağız, havaalanı da yapacağız, milletimizin gönlünü de yapacağız'. Bunlar yine durmadı. Bu sefer FETÖ'cülerle elele vererek 17-25 Aralığı tezgahladılar. Türkiye'nin demokrasisine yargı yoluyla bir darbe kalkışmasıdır. Orada da yine sert kayaya çarptılar. Onlara da dersini 17 Aralık sabahı yine Cumhurbaşkanımız en gür şekilde sesini yükselterek, 'bu ülkeyi darbecilere asla teslime etmeyeceğiz' dedi. Onların heveslerini de kursağında bıraktık" diye konuştu.
"ANA MUHALEFET PARTİSİ GENEL BAŞKANININ CUMHURBAŞKANIMIZA KARŞI EN AZINDAN BİR ÖZÜR BORCU VAR"
Binali Yıldırım, "Yenikapı ruhuna gözümüz gibi sahip çıkacağız dedik. Bugün değişen hiçbir şey yok. Ama görüyorum ki ana muhalefet partisi fırsat buldukça bu ruhu ortadan kaldırmak, yine bildik ayrılıkçı, ayrıştırıcı, çatışmacı siyaset alışkanlığına dönmek istiyor. Önceki gün ana muhalefet partisi genel başkanının son derece talihsiz, son derece çirkin bir açıklaması oldu. Ne diyor, 'beyefendi Marmaris'te tatildeyken, Meclis topa tutuluyordu'. Bu son derece haksız ve yakışıksız bir açıklamadır. Bakınız 15 Temmuz gecesi Türkiye büyük bir tehlike atlattı, şehitlerimiz var, gazilerimiz var. Olağan üstü günlerden geçtiğimiz böyle günlerde siyasetin gerilmesini, kutuplaşmasını, elektriklenmesini istemek bu ülkeyi sevmek demek değildir. Ülkemizin zor bir süreçten geçtiği bu zamanlarda, siyasetin gerilim üretmesini asla istemiyoruz. Cumhurbaşkanımızı bu haksız, yakışıksız, çirkin ithamı yapan ana muhalefet partisi genel başkanının Cumhurbaşkanımıza karşı en azından bir özür borcu var. Özür dilemelidir. Çünkü Cumhurbaşkanımızın o gece nerede olduğunu, cümle alem, herkes biliyor. O gece darbecilerin ilk olarak Cumhurbaşkanımızı almaya, onun hayatına kast etmeye gittiklerini de bütün Türkiye biliyor. Üstelik Cumhurbaşkanımızın o gece gösterdiği dirayet ve cesaret bütün dünyada hayranlıkla karşılanıyor" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE'Yİ TERK ETMEYİ BİR AN BİLE AKLIMIZDAN GEÇİRMEDİK"
Başbakan Yıldırım, "Cumhurbaşkanımız da, biz de geçmiş dönemlerde olduğu gibi, şapkamızı, ceketimizi alıp kaybolmadık, toz olmadık. Tankların, tüfeklerin karşısına göğsüyle siper olan bu aziz milletin karşısında şapka çıkardık. Teslim olmayı bir an bile düşünmedik. Bu ülkeyi, bu güzel Türkiye'yi terk etmeyi bir an bile aklımızdan geçirmedik" dedi.
"BUNUN DA YOLU BAŞKANLIK SİSTEMİNDEN GEÇİYOR"
Yıldırım, "Türkiye'nin birliği, beraberliği, gelişmesi için, 2023 hedeflerini gerçekleştirmesi için, bölücülerle FETÖ'cülerle iç ve dış düşmanlarla zafiyete düşmeden mücadele etmesi için, güçlü tek başına iktidar çıkarması lazım, her seçimden. Bunun da yolu başkanlık sisteminden geçiyor" şeklinde konuştu.
BAŞKANLIK SİSTEMİ VE ANAYASA
"Başkanlık üniter yapıyla olacak. Yani başkanlık demek federasyon demek değildir. Federasyon olan yerler de var, olmayan yerler de var. Türkiye'de başkanlık sistemi 780 bin kilometrekare vatan toprağının bir karışının bile bölünmediği, ayrıştırılmadığı, tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek devlet ülküsünün, ilkesinin esas alındığı bir sistemdir. Bir kere bunu bir kenara açık ve net koyalım. Hiç kimse 'başkanlık, eyalet sistemini getirecek, başkanlık bölünme getirecek' diye tezviratlarda, yalan yanlış beyanlarda bulunmasın. Türkiye'nin ülkesiyle milletiyle, bölünmez bütünlüğünü önceleyen, esas alan üniter yapıya sahip çıkan yargı, yürütme yasamanın, bütün bu erklerin alanlarını birbirinden ayıran modern Türkiye'nin ihtiyacı olan bir anayasadan bahsediyoruz. Bu anayasaya göre yapılacak başkanlık sistemiyle Türkiye artık koalisyonlarla yönetilen zayıf iktidar dönemlerini geride bırakacak. ve sürekli tek başına iktidar çıkaracak, istikrarı ve güveni seçimden seçime sağlayacak yeni bir dönemle tanışmış olacak" diye konuştu.
Programın başında Başbakan Yıldırım, salona geldiği sırada yanına gelen gelin damat ile bir süre sohbet etti ve fotoğraf çektirdi.
Son Dakika › Güncel › Aktüel Görüntü) Başbakan Binali Yıldırm: Asıl Başkanlık Gelmezse Türkiye'nin Bölünme Riski Var (1) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?