Bakan Sinirlioğlu Lüksemburg'da

Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu, Lüksemburgla daha ileriye götürülebilecek iyi ikili ilişkiler bulunduğunu söyledi.

Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı için Lüksemburg'da bulunan Sinirlioğlu, Lüksemburg Dışişleri, Avrupa, Göç ve İltica Bakanı Jean Asselborn ile görüştü.

Görüşmenin ardından yapılan basın toplantısında Asselborn, iki ülke arasındaki ilişkiler konusunda çok verimli bir görüş alışverişi gerçekleştirdiklerini ifade etti.

AB ülkeleri dışişleri bakanlarının bir araya geldiği gayriresmi toplantının gündeminde sığınmacı krizinin olduğuna işaret eden Asselborn, bu nedenle Bakan Sinirlioğlu'nun bu toplantıya katılmasının önemli ve zamanlama açısından da çok iyi olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin sığınmacılara yardım konusunda çok önemli katkılar yaptığını ifade eden Asselborn, Türkiye'nin Suriye'den 2 milyona yakın sığınmacıyı barındırdığına işaret etti.

Asselborn, ikili ilişkiler konusunda açık ve işbirliği ruhu içinde konuşmanın, iki tarafın, pozisyonlarını netleştirmesi bakımından faydalı olduğunu dile getirdi.

1915 yılında yaşanan trajik olayların anılması çerçevesinde Lüksemburg Parlamentosu'nun 6 Mayıs'ta bir karar kabul ettiğini anımsatan Asselborn, parlamenterlerin kendi kararlarını istedikleri zaman istedikleri konuda almaya hakları olduğunu ifade etti.

Parlamentodaki tartışmalarda kendisinin de hazır bulunduğunu, yapılan tartışmalar esnasında bütün siyasi partilerin, Avrupa ve NATO'da ortak ve dost ülke olarak Türkiye ile iyi ilişkilere verdikleri önemi teyit ettiklerini anlatan Asselborn, parlamenterlerin Türk halkına ve Türk yönetimine saygılarını ilettiklerini, Türkiye'yi ve Ermenistan'ı sorunun çözümü için diyalog konusunda cesaretlendirdiklerini kaydetti.

"Soykırımın yasal tanımı var"

"Soykırım" teriminin uluslararası hukukta spesifik bir yasal tanımı olduğunu anımsatan Asselborn, bu tip suçların yetkili bir mahkemede görülmesi gerektiğini ifade etti.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ermenilerin yaşadığı çok kötü acıların unutulmayacağını vurgulayan Asselborn, Türkiye ve Ermenistan'ın sorunun çözümü ve ilişkilerinin normalleştirilmesi çabalarını devam ettirmeleri konusunda desteklenmeleri gerektiğini kaydetti.

Bu kapsamda, Türkiye ve Ermenistan'ın Zürih'te Ekim 2009 ayında imzalanan anlaşmaları onaylamalarının önemli olduğunu dile getiren Asselborn, her iki ülkenin tarihçilerinin çalışmalarının devam etmesi gerektiğini söyledi.

Asselborn, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 1915 olaylarında hayatını kaybeden Ermenilerin torunlarına taziyelerini iletmelerinin sorunun çözümü yolunda önemli sinyaller olduğuna işaret etti.

Türkiye ve Lüksemburg'un dost iki ülke, NATO ve uluslararası örgütler çerçevesinde ortak olduklarını ifade eden Asselborn, siyasi, ekonomik ve kültürel seviyede ikili ilişkilere önem verdiklerini söyledi.

Lüksemburg'un 2011 yılında Ankara'da büyükelçilik açtığını anımsatan Asselborn, Türkiye'nin AB üyeliğini de başlangıçtan beri desteklediklerini belirtti. Asselborn, "Lüksemburg Hükümeti, ikili ilişkileri daha da geliştirmek için, Türkiye büyükelçisinin bir an önce görevine yeniden başladığını görmek istiyor" dedi.

"Hukuki sonuçları varsa dikkatli olunmalı"

Sinirlioğlu ise yaptığı açıklamada, çok yapıcı bir toplantı gerçekleştirdiklerini belirtti.

Türkiye ve Lüksemburg'un iki müttefik ve ortak ülke olduğunu vurgulayan Sinirlioğlu, "Birbirimizle yakın çalışmaya devam etmeyi bekliyoruz. Gündemde pek çok sorun var" dedi.

Lüksemburg'un AB dönem başkanı olarak önemli sorumlulukları bulunduğuna işaret eden Sinirlioğlu, sığınmacı akınının Türkiye ve AB için önemli bir sorun olduğuna, bu konuda Türkiye ve AB'nin beraber hareket etmesi gerektiğine işaret etti.

Sinirlioğlu, "Lüksemburgla daha ileriye götürülebilecek iyi ikili ilişkilerimiz var" diye konuştu.

Asselborn'a, Lüksemburg Parlamentosu'nun 1915 olaylarıyla ilgili kararı hakkında yaptığı açıklama için teşekkür eden Sinirlioğlu, "Her Parlamento elbette siyasi bir pozisyon alabilir, fakat bunun hukuki sonuçları varsa dikkatli olunmalı" ifadelerini kullandı.

Sığınmacılar sorununun çözümü

Suriyeli sığınmacılar sorunu ile ilgili bir soru üzerine Asselborn, AB'nin Suriye'deki savaşı tek başına durduramayacağını ancak savaşın durması için uluslararası toplumla birlikte hareket ederek yardımcı olabileceklerini söyledi.

Konunun insani yönü kapsamında BM Güvenlik Konseyi'nde çabalar yürüttüklerini ifade eden Asselborn, AB'nin silah vermesinin Suriye'deki trajediyi engelleyemeyeceğini kaydetti.

Asselborn, "Bir müddet sığınmacı krizi ile ilgili görüntüleri görmedik. Çünkü AB Yunanistan'a odaklanmıştı, şimdi göçe odaklandık"  dedi.

Göçün Suriye'deki ve bölgedeki istikrarla ilgili olduğunu vurgulayan Asselborn, Suriye konusunda Rusya ve ABD'nin gayriresmi toplantılara başladıklarını ifade etti.

Bakan Sinirlioğlu da yaşanan insani krizin ilk ve en önemli sorumlusunun Esed rejimi olduğunu söyledi. Sinirlioğlu, "Suriye halkının çok fazla acılar çekmesine neden olan bu karmaşayı, bu kaosu o (Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed) yarattı" dedi.

Suriye'de DAEŞ ve diğer terör örgütlerinin oluşmasından Esed'in sorumlu olduğunu vurgulayan Sinirlioğlu, "İnsanlar umutsuz ve tünelin ucunda artık hiçbir ışık göremiyorlar. Sadece hayatta kalabilmek ve aileleri için daha iyi bir gelecek sağlamak için hayatlarını her gün tehlikeye atıyorlar. Bu bir trajedi ve bu probleme çözüm bulmak hepimizin sorumluluğu" diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Sinirlioğlu, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve Belçika Dışişleri Bakanı Didier Reynders ile de ayrı ayrı görüştü.