Başbakan Yardımcısı Akdoğan Açıklaması

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Türk milliyetçisi, Kürt milliyetçisi, kim varsa hepsinin aynı kefeye girdiğini, bunların amaçlarının AK Parti'yi engellemek olduğunu belirterek, "Eskiden 'muhtar bile olamaz' diyorlardı, şimdi 'başkan yaptırmayız' diyorlar. Aynı zihniyet hortladı. Yeni Türkiye'de bu anlayışlara yer yok. Darbeci anlayışa, derin devlet yapılanmasına yer yok, paralel devlet yapılanmasına yer yok. KCK yapılanmasına yer yok" dedi.

Akdoğan, partisinin Altındağ Seçim Koordinasyon Merkezinin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'de millete sevdalı olanlar ile kavgalı olanlar arasında bir mücadele olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun millet sevdalısı olduğunu vurgulayan Akdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Millete sevdalı olanlarla kavgalı olanların mücadelesi uzun zamandır devam ediyor. 1992-2002 arasını hep birlikte yaşadık. Bir fetret dönemi, karanlık bir dönem. Krizler, koalisyonlar, gerilimler, enflasyon, devalüasyon, işsizlik, terör. O yıllarda herkes her şeyini kaybetti. Herkes hakkını, hukukunu, özgürlüğünü, cebindeki parayı kaybetti. Türkiye 2 büyük kriz yaşadı. Uçurumun kenarına gelen Türkiye. Vesayet odakları, güçlü bir iktidar istemediler. İktidarlar muktedir olmasın dediler. 'Millet olmasın' dediler. Ülke bu anlayış yüzünden uçurumun kenarına gelmişti. 2002'de Türkiye uçurumdan sürüklenecekti ki millet yönetime el koydu. AK Parti'yi iktidara getirdi."

"AK Parti milletin iktidarıdır"

Türk milliyetçisi, Kürt milliyetçisi, kim varsa hepsinin aynı kefeye girdiğini ifade eden Akdoğan, "Amaçları, AK Parti'yi nasıl engelleyebiliriz. Eskiden 'muhtar bile olamaz' diyorlardı, şimdi 'başkan yaptırmayız' diyorlar. Aynı zihniyet hortladı. Yeni Türkiye'de bu anlayışlara yer yok. Darbeci anlayışa, derin devlet yapılanmasına yer yok, paralel devlet yapılanmasına yer yok. KCK yapılanmasına yer yok. Milletin iradesine tasallut eden, 'bizim dediğimiz olacak, milletin dediği olmayacak' diyen kim varsa, bunlara yer olmayacak. Millet ne derse o olacak. AK Parti milletin iktidarıdır" diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, AK Parti iktidarının rotasını milletin çizdiğini belirterek, parti olarak milletin dediğinden başka bir şey yapmadıklarını ve yapmayacaklarını ifade etti.

Bütün vesayet odaklarının, mahfillerin, AK Parti'ye karşı bir araya geldiğini dile getiren Akdoğan, "Paralel yapı üflüyor bunlar oynuyor ve her yol mubah. Bunların hiçbir kutsalı yok. Üfürükçü bunlar, sadece üfürüyorlar. 'Ben üç fazlasını veririm, beş fazlasını veririm'. Türkiye'de artık üfürükçü siyasete yer yok. Artık hizmet siyasetine yer var. Artık birlik siyasetine yer var. Türkiye'nin bütünlüğünü sağlayabilecek bir siyasete yer var. Bunlar zihinlerinde Türkiye'yi böldüler. Kimi Hakkari'ye gidemez, kimi Edirne'ye gidemez. Bu yüzden sizin varlığınız, sizin siyasetiniz çok değerli" ifadesini kullandı.

CHP'nin Suriye politikasını eleştiren Akdoğan, "CHP'nin seçim vaadi, 'Suriyelileri geri göndereceğim'. Böyle bir şey olabilir mi? Sen Suriye'de insanlar katledildi, kaç 100 bin insan öldü gıkını çıkaramadın. Suriye uçağımızı düşürdü, gittiler Esed'in kapısında kuyruk oldular. Esed ile fotoğraf çektirdiler. İnsan bu konuda bari milli bir tavır sergiler. Biz kimseyi geri göndermeyiz. Dünyanın neresinde mazlum varsa, gariban varsa biz yardım elimizi uzatıyoruz. Bu ahlaki duruşu devam ettirmek zorundayız" şeklinde konuştu.

"Seçim vaatleri, vaat olmaktan çıktı"

Eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da bu seçim sürecinde şimdiye kadarki en asılsız ve en gerçek dışı vaatler gördüklerini söyledi.

Seçim vaatlerinin, vaat olmaktan çıktığını, adeta seçim palavrasına dönüştüğünü dile getiren Bozdağ, "Bir yandan Kılıçdaroğlu, bir yandan Bahçeli, bir yandan da Demirtaş, 'ben daha fazla yaparım, ben daha fazla veririm' diyor. Bu vaatler 'biz iktidar olamayacağız'ın itirafıdır. İktidar olacaklarına yüzde bir ihtimal verseler bu vaatlerde bulunmazlar" ifadesini kullandı.

Bu vaatlerin bazılarını yerine getirmek için iktidar olmaya gerek bulunmadığını kaydeden Bozdağ, "Ey Kılıçdaroğlu, Bahçeli, eğer samimiyseniz asgari ücreti dediğiniz rakama seçimden önce getirme imkanınız var. Neden? Asgari ücretin alt limitini hükümet belirler, üstü serbesttir. Öyleyse buyursunlar, CHP ve MHP'li belediyeler, vadettikleri ücreti kendi uygulasınlar. Bunlarınki laf ola beri gele hesabıdır" diye konuştu.