Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Dmd Üyeleriyle Buluştu - Son Dakika
Güncel

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Dmd Üyeleriyle Buluştu

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Dmd Üyeleriyle Buluştu

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Almanya'da Türklerin yaşadığı yerlerde çıkan yangınlarla ilgili, "Gerek Stuttgart'ta gerek Köln'de meydana gelen yangınlarda mutlaka Neo-Nazi cinayeti olma ihtimali veya başkaları tarafından bunun bir kundaklama"...

01.04.2013 11:34

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Almanya'da

Türklerin yaşadığı yerlerde çıkan yangınlarla ilgili, "Gerek Stuttgart'ta gerek

Köln'de meydana gelen yangınlarda mutlaka Neo-Nazi cinayeti olma ihtimali veya

başkaları tarafından bunun bir kundaklama veya başka bir eylem olma ihtimalini de

dikkate alarak bütün soruların sorulması ve bu soruların cevaplarının bulunması

ve kamuoyuyla paylaşılmasında fayda var" dedi.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD)

üyeleriyle Rixos Otel'de kahvaltılı toplantıda bir araya geldi.

Almanya'da son günlerde Türklerin hayatını kaybettiği yangınlarla ilgili

görüşleri sorulan Bozdağ, Avrupa'da yaklaşık 6,5 milyon Türk'ün yaşadığını

hatırlattı. Bozdağ, Türklerin yaşadığı yerlerde arka arkaya yangın olayları

olunca, akıllara soruların geldiğini söyledi.

Bozdağ, son olayların kendilerini şüpheci davranmaya ve bu şüphelerini

kamuoyuyla paylaşmaya mecbur bıraktığını belirterek, "Olayı soruşturan polis

yetkilileri daha olayın başında ne olup ne bittiğini anlamadan bir kundaklama

emaresi görülmediğine ilişkin veya bir Neo-Nazi cinayeti olmadığına ilişkin bazen

resmi bazen gayri resmi açıklamalar yaptığını görüyoruz" dedi.

İşin hemen başında bu tür beyanlar ortaya konunca şüpheye düştüklerini ifade

eden Bozdağ, şunları kaydetti:

"Gerek Stuttgart'ta gerek Köln'de meydana gelen yangınlarda mutlaka Neo-Nazi

cinayeti olma ihtimali veya başkaları tarafından bunun bir kundaklama veya başka

bir eylem olma ihtimalini de dikkate alarak bütün soruların sorulması ve bu

soruların cevaplarının bulunması ve kamuoyuyla paylaşılmasında fayda var. Aksi

takdirde 'Bu yangınlar çıkmak için sadece Türklerin meskun olduğu evleri mi

seçiyor veya prizler şase yapmak için sadece Türklerin evini mi seçiyor, hep de

gece mi oluyor bu olaylar, gündüz saatlerinde hiç şase yapamaz bir priz' gibi

soruları ister istemez ben de sormak zorunda kalıyorum. O yüzden bekliyoruz ki,

Alman yetkililer özellikle yabancıların ve hassaten Türklerin olduğu yerde çıkan

bu yangınlarla ilgili bütün boyutlarıyla olayları soruşturması, fail veya

failleri yargıya teslim edip, yargının bunlara hak ettiği cezayı vermesi

konusunda samimi gayretleri olur ve bunları biz de görürsek bundan memnuniyet

duyarız. Aksi takdirde sorularımızı sormaya devam ederiz."

-Türk gazetecilerin Almanya'daki duruşmaya alınmaması-

Bozdağ, Almanya'daki Neo-Nazi cinayetleriyle ilgili aşırı sağcı Nasyonal

Sosyalist Yeraltı (NSU) terör hücresi davasının Türk gazetecilerce izlenmesine

izin verilmemesine yönelik bir soru üzerine, Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi'nde 17

Nisan'daki duruşmayı Türk basının izlemesine izin verilmeyince nedenini

sorduklarını, müracaat sırasına göre basının alındığı cevabıyla karşılaştıklarını

ancak Türk basını olmamasına rağmen Hollanda, Avusturya gibi ülkelerden

gazetecilerin duruşmayı izleyeceğini söyledi.

"Mahkeme başkanı Türk medyasını da içeri alacak bir tasarrufta

bulunabilirdi, bulunmadı" diyen Bozdağ, müracaat sırasına göre medyaya izin

verilmesi gibi bir kanuni durum olmadığını, bunun mahkeme başkanının tasarrufu

olduğunu belirtti. Bozdağ, şunları söyledi:

"Bir dava görüyorsunuz ve bu davada 8 Türk hayatını kaybetmiş. Türk

medyasından bir tane temsilciye duruşma salonunda yer vermiyorsunuz. 50 tane

Alman medya temsilcisine yer veriyorsunuz. O zaman burada mahkeme başkanının

tarafsızlığını söyleyemeyiz. Tarafsız bir başkanın yapacağı bir iş değildir bu. O

yüzden mahkeme başkanı umarız ki 17 Nisan'a kadar bu duruşmayı izleyecek medya

arasına Türk medyasının temsilcilerini alır ve böylelikle bu davanın sağlıklı

görülmesine katkıda bulunur. Aksi takdirde mahkeme başkanının böyle davrandığı

bir yerde taraf olduğu kanısı güçlenir herkeste. O zaman da dava sonucunda burada

ne tür karar verirse versin bu karara dair herkeste bir şüphe oluşacaktır.

Mahkeme madem ki aleni, madem ki mahkeme yapacağı yargılamadan yana herhangi bir

endişesi yok, öyleyse bu aleniyetin gereğini yapması lazım. Ama maalesef mahkeme

başkanının tutumu bu noktada fevkalade hukuk devletiyle uygunsuz bir tutumdur.

Tarafsızlığına gölge düşüren bir tutumdur. Bu, yargılamanın sonucunda ortaya

çıkacak karara ilişkin hepimizde şimdiden şüpheye sevk eden bir tutum olmuştur.

Umarız mahkeme başkanı bu noktada tavrını değiştirir.

Eğer Türkiye'de bir Alman'ın mağdur olduğu ya da maktul olduğu bir dava

olsa, sanıklar Türk olsa, böyle bir yargılamayı Türk mahkemesi yapsa, oraya Alman

medyasından bir tane temsilciye yer vermese herhalde kıyamet kopardı. 'Türkiye'de

demokrasi yok, hukuk yok, insan hakları yok, adalet yok' diye Berlin'den,

Paris'ten, Brüksel'den, Strasbourg'dan dünya kadar açıklama gelirdi. Çok önemli

bir dava görülüyor ve mahkeme başkanı neredeyse taraf olduğunu gösterecek bir

yaklaşım ortaya koyuyor. Hiçbir yerden bir tane açıklama yok. Bu da Avrupa'nın

her zaman bildiğimiz çifte standardının göstergesidir."

-Akil insanlar-

Bozdağ, "akil insanlar" komisyonu ile ilgili bir soru üzerine, "Zannedersem,

bu konuyla alakalı bu hafta içerisinde kamuoyunun bilgisi olacak sonuçlar ortaya

çıkacaktır" dedi.

Akil insanların konferans, seminer gibi Türkiye'nin 7 ayrı bölgesinde

çalışmalar yürüteceğini belirten Bozdağ, söz konusu grubun başkanlarının Başbakan

Recep Tayyip Erdoğan ile muhatap olacaklarını söyledi.

Bozdağ, "Akil insanlar bu anlamda kendilerine verilen görevi umuyorum ki

milletimizin tamamını kucaklayacak şekilde bütün coğrafi bölgelerimizde başarıyla

yerine getireceklerdir. Muhtemelen bu hafta içerisinde kamuoyu bunları net

şekilde görme imkanı bulacaktır" dedi.

Geçen hafta anayasa çalışmalarına ilişkin yaklaşık 300 akademisyenin

imzaladığı bildiriyle ilgili bir soru üzerine Bozdağ, anayasadan Türk kelimesini

çıkarmak isteyen kimse olmadığını belirtti. "Bu bir çarpıtmadır" diyen Bozdağ,

anayasada Türk kelimesinin pek çok yerde geçtiğini, konuşulan şeyin vatandaşlık

tanımıyla ilgili olduğunu belirtti. Bozdağ, şöyle devam etti:

"Biz vatandaşlık tanımını daha önce de söyledik; Türkiye Cumhuriyeti

devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır.

Bu anlayış Türklüğü, Türk kavramını daha doğrusu, anayasadan çıkarmak anlamına

gelmez. Bu fevkalade büyük bir çarpıtmadır. Çünkü anayasanın başkaca maddelerini

bugünkü anayasada olduğu gibi yeni anayasanın başkaca maddelerinde de zaten bu

kavram olacaktır, vardır da. Ama maalesef birileri 'Anayasanın hiçbir yerinde

Türk kelimesi geçmeyecek, bunlar bunu silecek yok edecek' şeklinde büyük bir

çarpıtma, karalama kampanyası yapıyorlar. Biz bunun yanlış olduğunu söylüyoruz.

Bizim söylediğimiz şey vatandaşlık tanımını doğru yapmak. Vatandaşlık tanımı bir

etnisitenin tanımı değildir. Hukuki bir tanımdır. Dolayısıyla hukuki bir tanımı

da hukukun gereklerine göre yapmamız lazım. Bir etnisite tanımı yapmıyoruz

vatandaşlıkta. Sadece vatandaşlığın tanımı neyse onu yapıyoruz."

(Sürecek) - ANKARA

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Dmd Üyeleriyle Buluştu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement