Mısır'da ordunun yönetime el koyup, seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi devirmesinin ardından, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen mesajlar ve özellikle ABD'nin duruma "darbe" demekten kaçınması tartışılmaya devam ediyor. Konunun uzmanları, ABD'nin, müdahaleyi darbe olarak nitelendirmemesini "dikkat çekici" fakat "şaşırtıcı olmadığı" düşüncesinde.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mensur Akgün, Mısır'da yaşanan müdahaleyi "çok rahatsız edici" bulduğunu belirterek, "Obama'nın mesajına bakacak olursak, sanki bir uzlaşma var gibi. ABD, o düzenlemeyi destekler nitelikte bir açıklama yaptı" dedi.
Obama'nın Mısır ordusuna, "İşin başına siz geçmeyin" dediğini söyleyen Akgün, ABD'nin, darbe olduğunu açıkça telaffüz etmesi gerektiğini vurgulayarak, "Ama darbe olduğunu söyleselerdi bir müeyyide uygulamaları gerekecekti. Bunun sonuçlarına katlanmak istememiş olabilirler. Bir de, Müslüman Kardeşler'in iktidarından çok mutlu değillerdi. Belli ki, bunu bir fırsat olarak değerlendiriyorlar" şeklinde konuştu.
Akgün, Mısır ordusunun ABD'den 1,3 milyar dolar yardım aldığını hatırlatarak, Amerika, orduya etkin bir şekilde "yapmayın" telkininde bulunsaydı, muhtıra bile gerçekleşmezdi" tespitinde bulundu.
ABD'nin darbeye karşı aldığı pozisyonla güvenilirliğini yitirdiğini söyleyen belirten Akgün, "Böylesine önemli bir olayda tepki vermeyen Amerika, yarın öbür gün Ortadoğu'nun demokratikleşmesi konusunda, hak ihlalleri konusunda bir şey söylediği zaman çok fazla inanılırlığı kalmayacak. Onu aydınlar, entelektüeller, kanaat önderleri, Mısır'daki reaksiyonu kendilerine örnek gösterecekler" dedi.
Akgün, Türkiye'nin pozisyonunu son derece "basiretli" olarak nitelendirerek, "Türkiye, darbeyi lanetliyor ama varolan fiili durumu da kabul ediyor. Bu çok daha tutarlı" şeklinde konuştu.
"ABD'nin tek önemsediği İsrail'in güvenliği"
Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, Batı'nın tutumunun yeni ve süpriz bir durum olmadığını kaydederek, "Batı, özellikle Ortadoğu ve Afrika'daki darbelere her zaman destek vermiştir. Hatta çoğu zaman kendi eliyle bu darbeleri yapmıştır. Orta ve Doğu Afrika'da bunun örneklerini net bir şekilde gördük" dedi.
Kurşun, "Batı değerleriyle demokrasi yaşatmaya çalışan Doğu ülkeleri vardır ama Batı hiçbir zaman demokrasi ihraç etmemiştir" diyerek, Batı'nın kendisi dışındaki ülkelere demokratik değerler açısından çifte standart uyguladığını söyledi. Kurşun, "Batı bir takım olumsuzluklarda kendi tavrının sorgulanmaması için, anti demokratik tutumlardan rahatsız oluyormuş gibi davranıyor" şeklinde konuştu.
Özellikle ABD'nin, Arap Baharı'nın ilk günlerinden beri sadece bir önceliği olduğunu söyleyen Kurşun, "ABD'nin önemsediği tek husus İsrail'in güvenliğiydi. Oluşacak yeni durumda, İsrail'in güvenliğiyle ilgili endişeleri vardı. Halkın iradesinin nasıl şekilleneceği konusunda çok yeterli ve tutarlı bilgilere sahip değildi" dedi.
Kurşun, Mısır ordusunun Batı'nın müttefiki olarak konumlandığını ve zannedildiğinden çok daha güçlü olduğunu ifade ederek, Batı'nın İsrail'in konumuyla ilgili "güvence" aldıktan sonra rahatlıkla darbe konusunda sessiz kalabileceğini belirtti.
Mısır'daki darbenin son derece planlı yapıldığını vurgulayan Kurşun, şunları kaydetti:
"Mısır'da bir cunta hükümeti kurulmadığı, ordu yönetime el koyduktan sonra 'sivil unsurlara' idareyi devrettiği için darbe demekten kaçınılabilecek bir pozisyon oluşturuldu. Olaya, idari bir tasarruf görüntüsü verildi. Ordu, şekil olarak Batı'ya 'darbe' ifadesini kullandırmayacak biçimde bu operasyonu yaptı. Hatta ordunun darbeden 48 saat önce yaptığı açıklama bile kendi meşruluğunu sağlamak içindi. Bu tablo, birtakım danışmanlarla planlanmışa benziyor. Böylelikle, Batı'nın eline imkan verildi darbe dememek için."
-"ABD çok fazla bu işin içinde görünmek istemiyor"
Dış politika uzmanı Soli Özel ise, ABD'nin bu Mısır'daki darbe olayının içinde görünmek istemediğini söyleyerek şunları kaydetti:
"Denebilir ki, 'Darbe darbedir, o zaman darbeyi niye kınamadınız diye?' Eminim onlar da bunu düşünmüşlerdir. Ama sonuç olarak, Mısır'daki yeni yönetimle aralarındaki ilişkileri zedeleyecek bir durumu hemen yaşamak istemediklerini varsayıyorum. Dolasıyla, devlet devlete ilişki kuruyoruz diye düşünüyorlar. Bir an önce sivil anayasaya geçilmesini, seçim yapılmasını beklediklerini dile getirdiler. Arap Birliğinin tepkisine baktığımız zaman orada da bundan dolayı çok büyük bir şikayet yok. Sanırım bütün dünyada 'süremeyecek olan bir kötü denge' halledildi gibi bir algı var. Bundan sonrası ahlaki olmasa da siyasi olarak tutarlı olacak gibi görünüyor." - Ankara
Son Dakika › Güncel › Batı Ülkelerinin Mısır'daki Olaylara Yaklaşımı Tartışılıyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?