BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "İmralı sürecini BDP olmadan da sürdürebiliriz" tarzı bir yaklaşıma da destek vereceklerini belirterek, "İmralı boyutunu dışarıdan destekleyebiliriz BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "İmralı sürecini BDP olmadan da sürdürebiliriz" tarzı bir yaklaşıma da destek vereceklerini belirterek, "İmralı boyutunu dışarıdan destekleyebiliriz. 'BDP İmralı'ya gitmezse her şey biter' demedik, demiyoruz" diye konuştu.
Partisinin TBMM Grubunda konuşan Demirtaş, ilk olarak Suriye sınırında yaşanan patlamaya değindi. "Suriye'de yaşanan savaşın Türkiye'ye sıçradığını biliyoruz. Bu ilk olay değil. Türkiye resmen savaşa girmiş değil ama Suriye'de yaşanan çatışmaların önemli boyutu Türkiye üzerinden yürütülmektedir" diyerek şöyle devam etti:
"Çeteler Türkiye tarafından örgütlenip Suriye'ye gönderiliyor. Hükümet savaşı resmen ilan etmiş değil. Dün Hatay'da yaşanan saldırıda bunlardan bağımsız değil. Türkiye'nin güney sınırları yok hükmündedir. Sınır kapısı yok. Sınırın Türkiye tarafından görev yapan yetkililer çetelere kimlik dahi sormuyor. Şu husus var. Davutoğlu ısrarla şiddeti bitirmek için çaba harcadığını söylüyor. Aynı Davutoğlu İsrail'in Şam'a saldırısında farklı konuşuyor. Dış politikada gelinen noktanın tehlikeler arz ettiği konusunda idrake erememiş. Bir yandan İsrail'le birlikte Suriye'de Müslüman halka savaşı destekliyor. Aynı Türkiye Gazze katliamı nedeniyle İsrail'i kınıyor. Yine aynı Türkiye oradaki savaşı yürütüyor.
Türkiye Suriye'de Kürt karşıtıdır. Hücrelerine işlemiş Kürt fobisidir. Kürtler orada hak elde etmesin diye Türkiye'yi Suriye bataklığına götürmüştür. Bunun sonucu dünkü gibi 13 kişinin yaşamına mal olmuştur. Başbakan Erdoğan, 'Suriye'deki politikamızın haklı göstergesidir' diyor. Suriye bataklığına düşmüş olduğunun sonucu olarak görmüyor. Türkiye bodoslama Suriye'deki bataklığa dalmıştır."
-"İMRALI SÜRECİNE YAKLAŞIMINIZ BU MUDUR?"-
Türkiye'de en önemli gündem maddelerinden birinin de İmralı süreci olduğunu vurgulayan Demirtaş, "Bu süreçle ilgili özellikle 15 Şubat'ın yaklaştığı günlerde hatırlatmalara ihtiyaç var. Rahmetli Ecevit 'Abdullah Öcalan'ın bize neden teslim edildiğini anlamış değilim' demişti. İtiraf etmişti. Türkiye resmi olarak İmralı ile görüşmelere başlamış durumda" dedi. 14 yıllık süreçte gecikme nedeniyle binlerce canın kaybedildiğine vurgu yapan Demirtaş sözlerine şöyle devam etti:
"14 yıl öncesinde o günün fırsatları değerlendirilseydi bugün Kürt sorunu konuşulmayacaktı. Eğer o günkü hükümetler bu fırsatları değerlendirseydi savaştan söz etmiyor olacaktık. Gecikmiş olsa da bir kez daha bu konuda girişimlere başlanmış olmasını destekliyoruz. 15 Şubat'la ilgili halkımızın hassasiyeti var. Diyarbakır'da Şahin Öner polis aracı tarafından ezilerek öldürülmüştür. Elinde bomba patlamamıştır. Panzerle ezildikten sonra karakolun bahçesine götürülmüştür. 19 yaşındaki genç yaşamını yitirmiştir. Size hiç gibi gelebilir. 19 yaşında bir Kürt daha ölmüş denebilir. Devlet dün Diyarbakır'da katil olmuştur.
İçişleri Bakanı bundan sorumludur. Senin valin ve emniyetin elinde bomba patladı demesine rağmen kaburgaların kırıldığı için öldüğü tespit edilmiştir. İmralı sürecine yaklaşımınız bu mudur? Bu süreç nedir? Sayın Başbakan bunu izah etsin. 'Ben İmralı'da görüşme yapabilirim ama siz bunu protesto edemezsiniz' diyor. Bunların hepsi bu sürecin ne kadar pamuk ipliği ile bağlı süreçler olduğunu gösteriyor. Ahmet Türk'ün sözü süreci tıkadı diyenler daha Şahin'i yazmadınız bile. Bu süreci tıkar mı? Bunu yazmayacak mısınız? Barıştan ne anladığımızı anlamak istiyoruz. Bakın biz bu kadar sorun sıkıntı baskı içinde barış diye haykırıyoruz. Bu onurlu duruşun iyi algılanması gerekir. Sürecin desteğini arttırmak için gayret gösteriyoruz."
-"SÜRECİ DIŞARIDAN DESTEKLEYEBİLİRİZ"-
Herkesin "Silahlar sussun siyaset konuşsun" görüşünde olduğunu bunu da desteklediklerini ifade eden Demirtaş, sürecin sonuna kadar var olduklarını ifade ederek şöyle devam etti:
"Sonuna kadar varız. Ama siyaset özgürce konuşulsun. Kimse kimsenin siyaset çizgisini belirleyemez ancak eleştirebilir. Siyasetle müzakereye bizde varız. Ama siyasetçiyi siyasi kimliğinden arındırıp müzakere ederim denilirse oradan sonuç çıkmaz. İmralı'da devam ediip etmediğinden emin olmadığımız bir süreci destekliyoruz, dedik. BDP olarak elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Biz içeride ve dışarıda bu süreci nasıl destekleyebiliriz diye bakıyoruz. Biz İmralı sürecini 'BDP olmadan da sürdürebiliriz' yaklaşımı varsa, biz sürecin İmralı boyutuna dışarıdan destekleriz. Biz, 'BDP İmralı'ya gitmezse her şey biter' demedik. Demeyiz. Biz BDP olarak işin yasal reformları boyutuyla mücadelemizi sürdürebiliriz. Takdir sizin.
'İmralı'da önemli aşamaya gelindi ama isim krizi nedeniyle süreç ilerlemiyor' şeklinde algı dayatmasını kabul etmiyoruz. Bizden kaynaklı süreç tıkanması yok. Biz ille de İmralı'ya gideceğiz diye dayatmıyoruz. Talep olacaksa tekrar BDP'nin resmi olarak kurumsal katkısı isteniyorsa biz desteğe hazırız. Bizim süreci tıkayan tavrımız olmadı olmayacak. BDP kurumsal kişiliğini dikkate almadan, dışarıdan bireysel görevlendirmelerle bu süreci yürütemeyiz. Yapay krizi aşma konusunda kararlılık sahibiyiz. BDP'yi günah keçisi olarak elde tutmayı düşünüyorsanız, süreci tıkayan olarak gösterirseniz bu sürecin ciddiyeti ile bağdaşmaz. Biz herhangi bir partinin samimiyetsiz olduğunu ispatlamaya çalışmıyoruz. Başbakan Erdoğan, Ahmet Türk'e bozuk o yüzden İmralı'ya ziyaret gerçekleşmiyor. Türkiye'nin tarihi sorununu çözmek için elimizi taşın altına koyduk diyeceğiz. Gelip isimler konusunda takıntı olarak düşünülerek süreç tıkandı denilecek.
-"ALNIMIZ AK ÇIKACAĞIZ"-
Kürt meselesinin en önemli boyutunun Anayasa olduğunun altını çizen Demirtaş, "Süreçten alınız ak çıkacağız. Bu meselenin en büyük boyutu anayasadır. Anaysa bu işin can damarıdır. Anayasa ile yürütülen tartışmalara bakın. Bu çalışmayı başından beri sonuna kadar masada kalacağımızı söylüyoruz" dedi. Demirtaş şöyle devam etti:
"Biz tek başımıza anayasa yapamayız. Sayısal gücümüz olsa da yapamayız. Uzlaşma Komisyonunda bir netice alınmıyorsa başka alternatifleri değerlendirmek partilerin kendi takdiridir. Bir hiçbir parti ile anaysa konusunu konuşmuş değiliz. Uzlaşma Komisyonu masası dışında konuşmayız. Bizim uzlaşma aradığımız yer o masadır. BDP ile uzlaşılmadan hiçbir parti özgürlükçü anayasa yapamaz. Bizim sunduğumuz tekliflerin tek maddesi bile sadece Kürtlere ait değildir. Bugün Türkiye'de Türkçe de özgür değildir. Türk dilinin bile korunmadığı ortada. BDP ile uzlaşmaya çalışmak ileri anayasa arayışı ile uzlaşmaya çalışmaktır. Biz kimseyle kapalı pazarlık yürütmeyiz." - Ankara
Son Dakika › Güncel › Bdp'li Demirtaş: Süreci Dışarıdan Destekleyebiliriz - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?