CHP'den Adalet Bakanı'na Mektup: İnfazları Durdurun

CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a yazdığı mektupta, özel yetkili mahkemeler tarafından hükme bağlanan kararların henüz infazı gerçekleştirilmeyen, infazı gerçekleştirilmek üzere olanların da infazının durdurulmasını istedi.

-ADALET BAKANI'NA MEKTUP YAZDI-

Havutça, Adalet Bakanı'na yazdığı mektupta, Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk olarak adlandırılan davalara işaret etti. Hukuk skandalının tüm çıplaklığıyla ortada olduğunu belirten Havutça, mektubunda şöyle dedi:

"Özel yetkili mahkemeler tarafından hükme bağlanan kararların henüz infazı gerçekleştirilmeyen, infazı gerçekleştirilmek üzere olanların da infazının durdurulması, yasal düzenleme sonrasına bırakılması kamu vicdanını rahatlatacak, hukuka inanç ve bağlılığın yeniden tesisinde önemli bir adım atılmış olacaktır.

İstanbul Askeri Casusluk ve Şantaj Davası için son derece kritik süreç yaşanmaktadır. Yeniden yargılama konusunun Türkiye gündeminde ağırlıklı olarak yer almasından 5 gün sonra, 31 günlük bir incelemenin ardından yerel mahkemeye gönderilerek infaz süreci başlatılan İstanbul Askeri Casusluk ve Şantaj Davası hükümlüleri ve hükümlü yakınları, yeni bir hukuksuzluğa ve haksızlığın ortaya çıkacağı kaygısı taşımaktadırlar.

-ADALET BAKANI'NA ÇAĞRIDA BULUNDU-

"Hukuk skandalı' olarak tanımladığım bu davanın; yeniden yargılamanın başlatılması konusunda mevzuatta önemli adımların atıldığı bir süreç öncesinde, infazların hızlandırılması kaygısı taşıyan hükümlü yakınları, anne ve babaların, eş ve çocukların bu kaygısını dindirmeniz için Türkiye Cumhuriyeti'nin Adalet Bakanı olarak sizi göreve davet ediyorum."

-"YOKTAN VAR EDİLEN SUÇ ÖRGÜTÜ"-

Yeniden yargılama yapılmasının kaçınılmaz olduğuna hukuki nedenlerle inandığı İstanbul Askeri Casusluk ve Şantaj Davasının Yargıtay 9'ncu Ceza Dairesinde kesin hükme bağlandığına işaret eden Havutça, mektubunda söz konusu davaya ilişkin şu tespitlerde bulundu:

"Yoktan var edilen suç örgütü. "Askeri casusluk, fuhuş ve şantaj' suçlarından beraat eden sanıkları cezalandırmak için yoktan var edilen suç örgütünün lideri yoktur, amacı muğlâktır.

Sözde suç örgütüne yönelik olarak üretilmiş olan senaryo tamamen imzasız, dijital dokümanlarla kurgulanmıştır.

Davanın 1 numaralı sanığı olduğu iddia edilen İbrahim Sezer'in telefon dinleme tutanaklarına aslında olmayan konuşmaları ekleyen iki polis hakkında halen İstanbul 4'ncü Sulh Ceza Mahkemesinde kovuşturma devam etmektedir.

Davanın tek dayanağı düzmece dijital dosyalar.

Yumurtlayan hard diskler.

Yanlış evde arama yapmak, ama yine de suç delillerini bulmak.

Sözde örgütün, sözde hücre liderlerinden birinin haber elemanı olduğu iddia edilen Kemal Şemsioğlu, karaciğer transplantasyonu için sıra beklerken Aralık 2008 tarihinde vefat etmiştir. Vefatından bir yıl sonra Kemal Şemsioğlu'nu haber elemanı olarak göstermek, kurgunun 2008'den önce yapıldığını kanıtlamaktadır."