CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "97 vatandaşımızın katledildiği hareket de cumhuriyete karşı yapılmış bir harekettir. Ne oldu? Sadece, taziye mesajları geldi diğer ülkelerden. Bizi şimdi ağır ağır Orta Doğu ülkesi gibi konumlandırıyorlar. Ağırıma giden bu" dedi.
Kılıçdaroğlu, Halk Tv'de canlı yayımlanan "Halk Arenası" programında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Ankara'daki terör saldırısının ardından 97 kişinin öldüğünün, 100'ü aşkın vatandaşın da uzuv kaybıyla karşı karşıya kaldığının dile getirilerek, "Bunların hayatları eskisi gibi olmayacak. Protez ihtiyaçları olacak. AKP bunlara çok mesafeli bakıyor. CHP bu yurttaşlara sahip çıkacak mı" sorusu yöneltilen Kılıçdaroğlu, "Kesinlikle sahip çıkacağız. Bugün arkadaşlarıma talimat verdim. Bunların şehit sayılması için bir kanun teklifi vereceğiz. Çünkü terör dolayısıyla hayatını kaybeden insanların bir şekliyle şehit ve gazilere sağlanan ayrıcalıklardan bunların da ailelerinin de yararlanmaları gerekiyor" diye konuştu.
Terör olayının ardından ulusal yas ilan edildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Madem ki ulusal yas ilan ettik, bütün partilere çağrıda bulunacağız. O zaman bu çocukların ailelerini, engelli durumuna düşen protez almakta zorlanan bu kişileri devletin, bizim korumamız lazım. Bize düşen görevlerden birisi de bu" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, " TSK, hem Suruç katliamından sonra hem de Ankara'daki katliamdan sonra neden IŞİD mevzilerini vurmuyor" sorusu üzerine, orada Amerikan ve Rus savaş uçaklarının bu görevi yaptığını ve mevzilerin vurulduğunu, karadan da bir çarpışmanın bulunduğunu anlattı.
"Önümüzdeki günlerde büyük bir ihtimalle Suriye ordusunun Rakka'ya ulaşacağı tahmin ediliyor" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bu uluslararası medyada da yazılmaya başlandı ve IŞİD'in bölgeden temizleneceği iddia ediliyor. Şu korku var; IŞİD'i çok rahat dillendirmekte korkuları var. ya uyuyan hücreler harekete geçerse. Bana anlattı ben dillendirmedim bunu ama Sayın Davutoğlu anlatmış televizyonda. İşte 'IŞİD'in uyuyan hücreleri sakallı vesaire değil, tıraşlı, kravatlı vesaire. Dolayısıyla bunları tespit etmek zor' diye bir açıklamada da bulunmuş. Sorun şu, IŞİD'in yayın organları var. Bunlar, Türkiye'de toplantılar da yaptılar. Bunların belli merkezleri de var. O merkezlerde yüzlerce çocuk eğitiliyor."
"Göstermelik operasyonlar yapılıyor" sözleri üzerine de Kılıçdaroğlu, "Devletin çivisi çıkarsa o devlet zor yönetilir. Şu anda Türkiye'de ciddi bir yönetim boşluğu var. Devlet yönetilmiyor aslında. Kimin ne yaptığı belli değil. Bakanların da Davutoğlu'nun da ne yaptığı belli değil. Tamamen bir aldatmaca" ifadelerini kullandı.
-"Uyuyan hücrelerin kim olduğunu bilmiyorlar"
"Tarafsız bütün yorumcuların ortak kanaati 'çok büyük bir bela başımıza musallat oldu' yönünde. Niçin devlet gücünü gösterip de bunları almaz ve uyuyan hücrelerden bu kadar korkar" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Çünkü uyuyan hücrelerin kim olduğunu bilmiyorlar ve Türkiye'nin başına ne tür bir felaket açacağını da bilmiyorlar. Hani bizde bir atasözü var ya 'besle kargayı oysun gözünü' diye. O noktaya gelindi ama bunlar yine su üstünde geziyorlar" görüşünü savundu.
Kılıçdaroğlu, "Genelkurmay Başkanını terörist diye içeri aldılar. Askerleri, yazarları çizerleri, gazetecileri aldılar, sonunda dönüp dediler ki 'paralel bizi kandırmış'. Tam bir safsata. Kesinlikle de doğru değil, bilinçli yaptılar" ifadelerini kullandı.
Suruç'taki katliamdan hemen sonra parlamentoyu olağanüstü toplantıya çağırdıklarını ve araştırma komisyonu kurulmasını istediklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, ancak önergelerine AK Parti ve MHP'nin karşı çıktığını belirtti.
Terörden en çok şikayet eden partinin MHP olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Güzel şikayet ediyorsun. Niye AKP 'terörü araştırmayalım' diyor, sen destek veriyorsun?" diye konuştu.
-"Bahçeli ile mevcut tabloyu görüşecektik"
Ankara'daki terör saldırısının ardından teklifleri kabul edilseydi MHP Genel Başkanı Bahçeli ile ne görüşeceğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Mevcut tabloyu görüşecektik. Kendi düşüncelerini alacaktık" yanıtını verdi.
MHP'yi önemli bir parti olarak gördüklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, "97 kişinin hayatını kaybettiği cumhuriyet tarihinin en büyük katliamının olduğu bir dönemde siyasi parti liderleri görüşmeyecekse biz ne zaman görüşeceğiz" diye sordu.
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Ben gitmek istiyorum, 'olmaz' diyor. Kendisi buyursun gelsin. Kapımız açık. Türkiye'nin en temel sorunu, 97 kişi hayatını kaybetmiş, cumhuriyet döneminin en büyük katliamı yapılıyor. İşin içinde hangi siyasi örgütün olduğu hükümet tarafından özenle bir yerde tutuluyor, gizleniyor, açıklanmıyor, birilerinin buna dur demesi lazım.
İki parti yan yana gelmeyecekse konuşmayacaksa biz neyi konuşacağız. İki parti lideri pikniğe mi gidecek, o zaman mı biz konuşacağız?. Bizim görevimiz ülkenin sorununu çözmekse şimdi çözmeyeceğiz de ne zaman çözeceğiz. Saygı duyarım, elbette kendilerine göre belki haklı gerekçeleri olabilir. Ben onu bilmiyorum ama bu soruları sormaktan da kendimi alamıyorum.
Vatandaşlara seslenmek isterim: Bu kadar temel bir sorun gündemdeyken, vatandaşlar beraberlik isterken ayrışma neden? Niye bir araya gelmiyoruz, hangi gerekçeyle bir araya gelmiyoruz? Gelmeliyiz bir araya, konuşmalıyız. Partilerin elbette farklı düşünceleri ve çözümleri var. Bu gayet doğaldır ama asgari müşterek dediğimiz bir ortak paydayı oluşturmak zorundayız."
-"Hep beraber teröre karşı ortak tavır takınmalıyız"
Başbakan Davutoğlu'na gittiğinde teröre karşı iki partinin genel başkanının imzasını açtığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bunu beraber imzalayabiliriz diye. Kendisine şunu söyledim: Biz ikimiz imzalarsak diğer partiler sanki terörü savunuyormuş konumuna düşer. Siz parlamentoda '4 parti imzalasın' dediğinizde biz evet dedik. Burada da 4 parti imzalayacaksa yine evet deriz biz. Çünkü teröre karşı bütün siyasi partilerin açık, net ortak tavır sergilemesi lazım. Bunun aması, lakini, fakatı olmaz. Açık net olacak."
Bütün siyasi partilerin teröre karşı ortak tavır takınması gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, "(Biz teröre karşıyız ama lakin, karşıyız ama fakat) bunlar olmamalı. Terör bir insanlık suçudur, hep beraber teröre karşı ortak tavır takınmalıyız" dedi.
-"Orta Doğu'ya sırtımızı dönmeyiz ama biz uygar toplumun bir parçasıyız"
Fransa'da bir mizah dergisine saldırı düzenlendiğini ve orada gazetecilerin yaşamını yitirdiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, Fransa'nın "bu cumhuriyete karşı bir eylemdir" açıklamasını yaptığını ve ardından, neredeyse dünyanın hemen hemen her ülkesinin başkanının oraya gittiğini dile getirdi.
Başbakan Davutoğlu'nun da gittiğini ve orada yürüyüş yapıldığını aktaran Kılıçdaroğlu, "97 vatandaşımızın katledildiği hareket de cumhuriyete karşı yapılmış bir harekettir. Ne oldu? Sadece, taziye mesajları geldi diğer ülkelerden. Bizi şimdi ağır ağır Orta Doğu ülkesi gibi konumlandırıyorlar. Ağırıma giden bu. Biz uygar bir ülkeyiz. Orta Doğu'ya sırtımızı dönmeyiz ama biz uygar toplumun bir parçasıyız. Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü savunuruz biz" değerledirmesini yaptı.
Kılıçdaroğlu, "Orta Doğu halkları Türkiye'ye özenmiştir hep ama Türkiye'nin yöneticileri Orta Doğu yöneticilerine özendiler, sorunumuz o. Ciddi bir paradoks var" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu'na, "Siz Suruç katliamının failinin yakalandığını ve adalete teslim edildiğini söylediniz. Benim bildiğim Suruç olayını yaratan canlı bomba parçalandı ve onun adalete teslim edilmesi mümkün değil" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "(Onu sonra düzelttim) dedi. O düzeltme üzerine yeni bir gaf. 'Canlı bomba, eylemden sonra tutuklanacak, gözaltına alınacak, hapse atılacak'. Adam zaten parçalanıp gidecek. Siz belki kimliğini bile tespit edemeyeceksiniz" ifadelerini kullandı.
"Bizim polisimiz havada uçan bir kuşun bile nereden gelip nereye gittiğini bilebilir" sözleri üzerine Kılıçdaroğlu, "Görevi zaten o ama siz hükümet olarak onu görevinden alıkoyarsanız görevini yapamaz hale getirirseniz, bulunduğu makamı siyasallaştırırsanız, sadece ben iktidara hizmet ederim, ülkeye değil diye bir algıyı yerleştirirseniz ülke bu hale gelir. Geldiğimiz nokta bu" diye konuştu.
"Devri sabık yaratmak gibi bir düşüncemiz yok"
Kılıçdaroğlu, 17-25 Aralık operasyonlarına değindi, ülkede "hukuk kırıntısı" kalsa dahi suçlu varsa yargılanacağını belirtti.
"Devri sabık" yaratmak gibi bir düşüncelerinin olmadığını da dile getiren Kılıçdaroğlu, hukukun gereği neyse onun yerine geleceğini, kişiye göre yasa ve ayrıcalığın ise olamayacağını vurguladı.
Bazı CHP'li belediyelerle ilgili iddialar olduğu belirtilerek, bunların üzerine gidip gitmediklerini sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Bir belediye başkanı ve eşine yönelik suçlamalar vardı. Kendilerinden, cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunmalarını istedim. Bana ikinci bir belediye başkanı gösteremezsiniz. Bizde yargı tümüyle hükümetin baskısı altında olmasına rağmen öz güvenle gittiler, kendileri hakkında suç duyurusunda bulundular. Hiçbir tereddüdümüz olmadı" diye konuştu.
Bir soru üzerine, inanç ve kimlik üzerinden yapılan siyasetin insana saygısızlık olduğunu değerlendiren Kılıçdaroğlu, Türkiye'de yıllardır etnik kimlik ve din üzerinden yapılan siyasetin ülkeyi ayrıştırdığını savundu.
Başbakan Davutoğlu'nun açıklamaları
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "Elimizde canlı bombaların listesi var ama eylem yapmadan tutuklayamıyoruz" şeklinde açıklama yaptığının belirtilerek, görüşünün sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, böyle bir açıklamanın mantıken kabul edilemeyeceğini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, "Davet etsin Başbakanlık'a, mademki liste elinde var. Davet etsin vazgeçirmeye çalışsın onları. Belki ikna yöntemi güçlüdür. Emin olun, mizah yazarlarının bile aklına gelmez böyle bir cümle kurmak. 'Eylem yapmadan tutuklayamıyoruz.' Canlı bomba. Eylem yaptıktan sonra zaten vücut yok ortada. Adam yok yani ortada. ya kolunu ya bacağını bulacaksınız kimin eylem yaptığını tespit edeceksiniz" diye konuştu.
"Sandık güvenliği nasıl sağlanacak?" yönündeki bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Geçen seçimlerde sandıklara büyük ölçüde sahip çıkıldı. Biz bütün ıslak imzalı tutanakların aldık tamamını, aldık denetledik. Sandığa gitmeyen önemli bir kesim var, hepimizin sorumluluğu var. Diyebilirler, '7 Haziran'da gittik niye gidelim?' Aynı tablonun çıkmaması için sandığa gitmek, oy kullanmak gerekiyor. Bu seçimler düşünerek sandığa gitmemiz gereken seçimlerdir. Çünkü bu seçimlerde biz cumhuriyeti, özgürlüğü, geleceğimizi oylayacağız. Dolayısıyla sandığa gidip sahip çıkmak cumhuriyetimiz için de geleceğimiz çok önemlidir. Sandığa gitmiyorsan, hiç şikayet etmeyeceksin."
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (3) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?