Ferhat Demircan - Stratejik Düşünce Enstitüsü
(SDE) Güvenlik ve Terör Uzmanı Prof. Dr. Aytekin Geleri, "ulusalcı, aşırı milliyetçi, radikal bazı grupların, çözüm sürecinin işleyen yönlerini görmezden gelip, kamuoyunun zihnini bulandırıcı eylemlerde bulunabileceğini", ancak bu tip provokatif eylemlerin süreci sekteye uğratmasının mümkün olmadığını belirtti.
Geleri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, 30 yılı aşkın süredir PKK terörüyle mücadele ettiğini, bu süreçte ekonomik, sosyal, demokratik, hukuki, kültürel ve insan kaynağı açısından büyük zararlar gördüğünü anımsattı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın iradesiyle, Kürt meselesinin, biraz daha özelde de PKK sorunun çözümüne yönelik çok ciddi adımlar atıldığına işaret eden Geleri, "Süreç, Öcalan'ın doğrudan muhatap alınmasıyla önceden olmadığı kadar önemli bir aşama kaydetti. Eğer bu süreç olumlu giderse,ki emareler olumlu gideceği yönünde, Türkiye'nin iç barışının, huzurunun, istikrarının sağlanması mümkün olacaktır" ifadesini kullandı.
-"Sulhu sağlamış Türkiye, yere daha sağlam basacak"-
Geleri, bölgesel ve küresel anlamda kabuğunu kırmış, tabuları param parça etmiş Türkiye'nin önündeki tek sorunun PKK olduğunu ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Atatürk'ün dediği, 'Yurtta sulh, cihanda sulh ilkesi' bağlamında, içeride sulhu sağlamış bir Türkiye'nin, bölgesel ve küresel sulhun sağlanmasında eli güçlü olacak, ayakları yere daha sağlam basacaktır. Bu anlamda, iç güvenliğin, bölgesel ve küresel güvenliğin de sağlanması konusunda Türkiye'nin tezleri ve çabaları çok daha aktif hale gelecektir. Sorunun çözümü sadece Türkiye'nin iç meselelerinin çözümüyle sınırlı değil, aynı zamanda Türkiye'nin bölgesel ve küresel sorunlara daha yapıcı davranışlar sergilemesi bakımından da önemli.
Bundan sonra, sorunsuz şekilde Türkiye topraklarındaki teröristlerin belli koridorları izleyerek, provokasyonlardan uzak şekilde sınır dışına çıkmaları; silahların bırakılması anlamında görüşmelerin Türkiye, özellikle Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi, Kandil, BDP, ABD çerçevesinde yapılıp, silahsızlanma için suça karışmamış, haklarında adli kavuşturma olmayan teröristlerin, ailelerinin yanına dönüp toplumun bir parçası olmaları sağlanmalı. Diğer taraftan, isteyenlerin Kandil'de, Kuzey Irak'ta, Suriye'de yerleşmesi, üst düzey yöneticilerin bazı Avrupa ülkelere gitmesi, ortak görüşmeler sonucunda sürecin parçaları olarak gerçekleşmeli. Suça karışanlar, pişmanlık duyacak olanlar, Pişmanlık Yasası'ndan istifa etmek suretiyle daha az ceza alıp tekrar topluma kazandırılmalı.
Ayrıca, yeni anayasanın yazımı tamamlanmalı. Hiçbir ayrıcılık ifadesinin olmadığı, herkesi kucaklayan demokratik bir anayasanın yapılması lazım. Anayasal güvence çok önemli. Genel affın olması mümkün değil. Genel af herkesi yaralayacak bir şey. Bundan ziyade sürecin aşamalarını kolaylaştırıcı yasal mevzuatlar devreye girebilir."
-"Öcalan'ın özgür bırakılması mümkün değil"-
Aytekin Geleri, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın özgür bırakılmasının şu anda mümkün olmadığına dikkati çekerek, "On sene sonra toplum ne ister bunu bilemeyiz. Bu tür şeyleri gündemde tutmak, aslında provokatif bir amacın ürünü. Bu yapıcı bir tutum değil, şu anki gelişmeleri baltalayıcı bir tutum" diye konuştu.
Çözüm sürecinin, PKK terör örgütü tarafından kabul edilmediğinin açıklanması ve eylemlere topyekun başlanması halinde sekteye uğrayabileceğini belirten Geleri, şunları kaydetti:
"Terör örgütü içinde bazı grupların bireysel, küçük çaplı eylemleri süreci sekteye uğratamaz. PKK da, BDP de, Öcalan da, hükümet de, kamuoyu da süreci baltalama niyetinde olabilecek kişilerin olduğunu biliyor. Bazı eylemler oldu ama kamuoyu bunlara karşı duruş sergiledi, süreçten yana olduklarını gösterdi.
Türkiye'de ulusalcı, aşırı milliyetçi, radikal bazı gruplar, sürecin işleyen yönlerini görmezden gelip, insanların zihinlerini bulandırıcı eylemlerde bulunuyor, ileride de bulunacaktır. Halkın büyük bölümü çözümden yana. Meclisteki iradenin büyük kısmı çözümden yana. Halk, bu tip provokatif söylem ve eylemlerin olacağının farkında ama onların eylemlerinin süreci sekteye uğratması mümkün değil. Belki bizi, toplumu üzer ama süreci sekteye uğratamaz. Zaman içinde şartlar olgunlaştıkça ve sürecin sağlıklı işlediği görüldükçe bu radikal grupların etkisi daha da azalacaktır."
Geleri, süreç kapsamında yaz aylarında Türkiye'deki PKK'lı teröristlerin çekilmelerinin tamamlanacağını dile getirerek, "2014 yılının, silahların bırakılması konusunda milat olacağını düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Çözüm sürecine ilişkin verilerin, sürecin başarısız olmayacağını gösterdiğinin altını çizen Geleri, "Şartlar, PKK için hiçbir zaman olmadığı kadar olumsuz durumda. Türkiye, güvenlik boyutlu yaklaşımla da hiç olmadığı kadar etkin ve söz sahibi konumda. Hiçbir şey eskisinden daha da kötü olamaz. Tam tersine siyasi iradenin, güvenlik kuvvetlerinin, istihbaratın, kamuoyunun yaklaşımı içinde Türkiye her şeyin üstesinden daha iyi gelebilecek konumda" diye konuştu.
Yayıncı: Ebubekir Gülüm - ANKARA
Son Dakika › Güncel › Çözüm Süreci - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?