Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın, şunun bunun değil, sonunda Türkiye Cumhuriyeti'nin demirbaş kaydına girdiğini belirterek, "Bu konuyla ilgili kontrol mekanizmaları bellidir. Kontrol mekanizmaları, bu konuda eğer bir yanlış, bir suistimal varsa bunu zaten yakalar ve gereğini de yapar" dedi.
Erdoğan, Türkmenistan'a hareketinden önce, Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Bir gazetecinin, " Selahattin Demirtaş, 'Çözüm süreci donmuş durumda, İmralı'da başladı, İmralı'da biter' açıklamaları yapıyor. Süreç gerçekten dondu mu?" sorusu üzerine Erdoğan, sürecin, demokratik açılımla başladığını, "Milli Birlik Kardeşlik Projesi" olarak devam ettiğini, Çözüm Süreci'nin de bunun devamı niteliğinde olduğunu söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunun ne İmralı'yla ne şurayla ne burayla alakası yoktur. Ülkemizde bölücü terör örgütüne, teröre karşı halkımızı nasıl rahatlatabiliriz, nasıl bir huzur ortamına kavuşturabiliriz, buna yönelik attığımız adımlardı. Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi diye ifade ettiğimiz proje, çok daha farklı bir hassasiyet ifade ediyordu. Türkiye'nin milli birliğe ihtiyacı vardı. Bu milli birliğin içerisinde herhangi bir etnik unsur ayrımı söz konusu değildi ve bunun içinde birlik, beraberlik söz konusuydu. Bu süreci bu şekilde sürdürdük. Daha sonra bunu yeni bir sürece aktaralım dedik. Bu süreç de Çözüm Süreci olsun dedik."
-"11 yıllık Başbakanlığım döneminde neyiniz eksikti"
Çözüm Süreci içinde herkesin bulunmasını istediklerini ve Türkiye'nin akil insanlarını sürece dahil ettiklerini anlatan Erdoğan, tüm siyasi partilere de çağrı yaptıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Katılanlar, katılmayanlar oldu. Şu anda 'İmralı'da başlar, İmralı'da biter' türü yaklaşım tarzı... Bir defa bunlar zaten çözüm sürecinin içinde veya yanında olmadı ki bu ifadeleri kullananlar. Siz kalkar da tamamıyla etnik bir yaklaşım içinde vatandaşı sokağa davet ederseniz, sokakta da 40 kişinin ölümüne neden olursanız burada zaten senin çözüm diye bir derdin olmaz. Olmadığı da ortaya çıktı, ardından bir açıklama yaptı, 'Ben öyle demek istememiştim, sokağa çıkın demek şiddet demek değildir.' Bu tür şeyler artık milleti tatmin etmiyor. Eğer siz gerçekten bu ülkede barış istiyorsanız barış isteyen barışın çağrısını yapar, özgürlük isteyen özgürlüğe çağrı yapar. Ama bunların ne barış ne özgürlük diye bir derdi yok. Çünkü böyle bir derdi olan eline molotof kokteyllerini vermek suretiyle vatandaşın dükkanının camını çerçevesini indiren, sivil vatandaşlarımızın ki o bölgede tamamen Kürt vatandaşlarımız, onların araçlarını yakanlar, hatta evleri, dükkanları işaretlemek suretiyle bu tür evleri dükkanları yakıp, yakanların barıştan, özgürlükten bahsetme hakkı yok. Eğer barış istiyorsanız, eğer hakikaten özgürlükten yanaysanız şu anda 11 yıllık Başbakanlığım döneminde neyiniz eksikti. Bu ülkede özgürlük, barış uğruna her şey yapıldı. Şu anda mevcut hükümet de yapıyor. Cumhurbaşkanı olarak ben de bu görevimde sürekli olarak bu kavramların savunucusu olacağım sözünü meydanlarda verdim, milletim de bu söze inandığı için yüzde 52 bize oy verdi. Bundan sonra da bu böyle devam edecektir."
-Cumhurbaşkanlığı Sarayı
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve yeni Cumhurbaşkanlığı uçağının maliyetine ilişkin eleştirilerin hatırlatılması üzerine de şunları söyledi:
"Bu ülkede taş üstüne taş koyanlar var ama bu ülkede taş üstüne taş koymayı hayal edemeyenler var. Bunlar artık tamamen eski Türkiye'de kaldı. Eski Türkiye'de 'Araba yoksa yaya gidelim' diyenler vardı. Allah rahmet etsin, Özal geldi, Başbakanlığa bir iki uçak aldı. Onu ciddi manada eleştirenler, hakaret edenler oldu. Ama o hakaret edenler sonra aynı uçaklara bindiler. Niye, çünkü artık modern dünyada eğer büyüyeceksiniz, eğer bir atılım içinde olacaksanız, dünya ile rekabetiniz olacaksa bir şeyler yapmanız lazım. Ama bunların böyle bir şeyi yok. Biz şu anda Cumhurbaşkanlığı makamı için böyle bir yeri yaptıysak ki bu işe başlangıcımız burayı bir Başbakanlık makamı yapalım diye adımı attık. Ankara'da şu andaki Başbakanlık makamının önü kendisine ait değil, orası bir caddedir. O cadde üzerinde hükümet başkanlarıyla tören yapardık, o gün trafik kesilirdi. Koskoca Türkiye Cumhuriyetine, sokağı kapa, caddeyi trafiğe kapa, orada tören yap, bu yakışır mı? Dünyanın her tarafını dolaşıyoruz, geziyoruz. Buralar bir ülkenin itibar makamlarıdır. Bu itibar makamlarında herkes buraya bakarak kararını verir. Ama bunların böyle bir derdi yok, çünkü bunlar eski Türkiye."
Erdoğan, yeni binanın daha sonra Cumhurbaşkanlığı makamı, Çankaya'nın ve mevcut yerin de Başbakanlık makamı olarak değerlendirilmesine karar verdiklerini söyledi. Çankaya'nın, Başbakanlık makamı, mevcut Başbakanlık Merkez Bina'nın da yine Başbakanlığın diğer elemanları için kullanılacağını anlatan Erdoğan, tüm törenlerin artık belli bir konseptin içinde gerçekleşeceğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun Türkiye'ye gelen devlet, hükümet başkanlarının, Türkiye gibi sıçramasını yapan, yeni Türkiye'nin, temel taşlarını atmış bir ülkenin nasıl yönetildiğini görmesi bakımından önemli olduğunu vurguladı.
Binanın maliyetiyle ilgili farklı farklı rakamlar açıklandığını belirten Erdoğan, "Bunlar duymaz uydurur cinsindendir" dedi.
-"Halka açık cami ve konferans salonu yapılacak"
Tüm hassasiyetler kullanılarak bu yatırımın yapıldığını, alanda daha yapılacak işler bulunduğunu ve inşaatların devam ettiğini söyleyen Erdoğan, halka açık cami ve 2 bin kişilik konferans salonu yapılacağını bildirdi.
Konut ve diğer yapılması gereken ilavelerle inşaatın devam edeceğini kaydeden Erdoğan, "Olaya bu noktada farklı bakan yeni Türkiye'nin yönetimi var. Kaldı ki bu, şunun bunun değil, sonunda Türkiye Cumhuriyeti'nin demirbaş kaydına giriyor, başka bir yere girmiyor. Bu konuyla ilgili kontrol mekanizmaları bellidir. Kontrol mekanizmaları, bu konuda eğer bir yanlış varsa, bir suistimal varsa bunu zaten yakalar ve gereğini de yapar" diye konuştu.
-Yeni Cumhurbaşkanlığı uçağının maliyeti
Yeni Cumhurbaşkanlığı uçağıyla ilgili eleştirilere de değinen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu tamamıyla ayıplanacak bir konudur. Kusura bakmasınlar. Artık Türkiye Cumhuriyeti'nin Cmuhurbaşkanı da Başbakanı da Meclis Başkanı da bakanları da uluslararası toplantılara gittiği zaman vakit nakittir anlayışıyla gidiyor. Tarifeli uçaklarla günlerini yollarda tüketen iktidar değil. İcabında günübirlik gidip, çalışma ziyaretini yapıp dönen bir hükümet. Öyle günler yaşadık ki uzun bir yolculuk, 2-3 yerde duruyorsun böyle yolculuklarımız oldu. Olay farklı, daha yeni bu 'TUR' uçağına sahip olduk. Bu uçağımızla artık non-stop gidebileceğimiz yerlerimiz olacak. Bu ziyaretlerde, bizlerle yeri geldiği zaman işadamlarımızı da alacağız, zaten bakan, milletvekili, basın mensubu arkadaşlarımızı da alacağız. Böylece bu seyahatlerimizi gerçekleştireceğiz. Zamandan ciddi bir tasarrufumuz olacak. Bir de Türkiye'nin gidilen yerlerdeki duruşunu ortaya koyacaktır. Yapılan budur. Türkiye kendine yakışanı yapmıştır. Bundan sonra da yapmaya devam edecektir. Bu tür şeyler yazmakla çizmekle bu milletin bakışını bunlar değiştiremezler. Ben de milletimin bu noktadaki aklı selimine zaten inanıyorum. Bizler de bunun değerlendirmesini buna göre yaptık ve kararımızı böyle verdik."
- Ankara
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan'a Gitti - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?