Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Cumhurbaşkanımıza, MİT diyelim ki bir bilgi arz ederken, bunun altının dolu olması, bütün detaylarıyla analiz edilip, bütün halinde sunulması esastır. Bu çalışma yapılırken, bunlar anlıyorlar olayın deşifre olduğunu ve bizim tahminimize göre darbe erkene alınıyor. Yaklaşık bir 5-6 saat önceye alınıyor. O sırada da tabi herkes imkanı ölçüsünde elindeki imkanları seferber ederek bu darbenin durması için harekete geçti." dedi.
Kalın, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, soruları yanıtladı.
OHAL ilanıyla ilgili eleştirilere yönelik açıklamalarda bulunan Kalın, Avrupa'da da terör saldırıları sonrasında olağanüstü hal ilan eden ülkelerin bulunduğunu hatırlattı.
Kalın, "Paris saldırısı... Hepimiz kınadık, iğrenç bir terör saldırısıydı. Bir terör saldırısı üzerine olağanüstü hal ilan etti Fransa. Hiç kimse 'Fransa'da insan hakları elden gidiyor, piyasalar çökecek' falan, filan demedi. Dolayısıyla kimse Fransa'ya diyemediğini Türkiye'ye demesin. Avrupa'ya da söylüyoruz, her kim söyleyecekse onlara da söylüyoruz. Belçika'da da Brüksel saldırısı olduğunda, daha önce de yapmışlardı, olağanüstü hal ilan ettiler. Kimse Belçika'ya söyleyemediğini Türkiye'ye söylemesin. Biz burada hukuk kuralları çerçevesinde bunu uygulayacağız, normal hayatı etkileyecek bir şey yok ama bu darbecilerin kazınması için devlet ne gerekiyorsa bunu yapacak." diye konuştu.
Batıdan darbe girişimi sonrası kınama mesajları geldiğini belirten Kalın, "Bundan dolayı da müttefiklerimize teşekkür ediyoruz, yani o konuda net tavır alanlar, erken tepki verenler oldu. O konuda bir tereddüdümüz yok." ifadesini kullandı.
"Hukuk dışı bir şey asla söz konusu değil"
Kalın, darbeye karşı olma, demokrasiye sahip çıkma konusunda bir tereddüdün söz konusu olmaması gerektiğine işaret ederek, "Fakat bunu dedikten sonra, kurulan ikinci cümle 'fakat' ile başlayan cümleler, 'Türkiye kontrollü, hukuk kuralları içinde hareket etmeli' gibi ifadeler, hukuk içinde hareket etmediğimizi kim söylüyor. Burada bu darbeye karşı demokrasinin, hukukun üstünlüğünün ve özgürlüğünün yanında duran biziz. Bu darbe bize ve bu millete yapıldı ve bu millet de şu anda bunun hesabının görülmesini istiyor, biz de bunu yapacağız. Dolayısıyla hukuk dışı bir şey asla söz konusu değil." değerlendirmesinde bulundu.
"Sivil darbe" ifadesiyle yapılan eleştirilerin hatırlatılması üzerine ise Kalın, son yıllarda özellikle batı ana akım medyasının, Türkiye'nin bu alanlarda attığı her adımı karalayan, kötüleyen ve başka bir çerçeveye oturtmaya çalışan bir trendinin bulunduğunu bildirdi.
Kalın, "Amerika'da bir saldırı oluyor, polis sokakta vatandaşı öldürüyor. Bununla ilgili kimseden bir ses çıkmıyor, 'Kamu düzeni için bunu yapıyor' deniyor. Hamdolsun bizim polisimiz böyle bir şey de yapmıyor." dedi.
"Bu açık bir çifte standarttır"
Türkiye'de kamu düzenine yönelik bir adım atıldığı zaman hemen bunun "otoriterlik, özgürlüklerin kısıtlanması" şeklinde yorumlandığına değinen Kalın, Amerika'da da Ferguson olayları sonrasında olağanüstü hal ilan edildiğini hatırlattı. Kalın, "Bunlara 'kamu düzeninin korunması ve özgürlüklerin güvence altına alınması' olarak bakılırken bizde söz konusu olduğunda işte 'özgürlükler ortadan kalkacak, muhalefeti ortadan kaldıracaklar' gibi yorumlar yapılıyor. Bu açık bir çifte standarttır. Burada bir darbe girişimini püskürten bu ülkedir, bu milletin evlatlarıdır. Onların talepleri doğrultusunda da gereken, hukuk çerçevesinde yapılacaktır." diye konuştu.
"Elimizdeki bilgiler, belgeler ve istihbarat çerçevesinde harekete geçildi"
Darbe girişimi sonrası gözaltı yapılanlar ve açığa alınanların çokluğuna ilişkin eleştirilerle ilgili bir soru üzerine Kalın, 17-25 Aralık sonrası zaten Paralel Devlet Yapılanması'yla mücadele konusunda yürüyen bir süreç olduğunu, bunun yeni bir şey olmadığını ifade etti.
Kalın, "Bunların bir kısmı uyuyan hücre, bir kısmı doğrudan ya da dolaylı destekçileri, bunun sivil kanatta olanları var, emniyette, başka yerlerde olanları vardı. Şimdi elimizdeki bilgiler, belgeler ve istihbarat çerçevesinde harekete geçildi ve bu da tamamen hukuk çerçevesindedir. Burada hukuksuz bir işten, el uzatma, askıya alma, gözaltı falan söz konusu değil. Zaten bir yargı süreci var şu an. Bu gözaltına alınanlar mahkemeye çıkarılır, bir suçu yoksa aklanır, varsa da cezasını çeker." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın darbe girişimini eniştesinden öğrendiği hatırlatılarak, "Cumhurbaşkanına MİT ya da Genelkurmay Başkanlığı neden haber vermedi, size ne açıklama yapıldı? MİT Müsteşarı ya da Genelkurmay Başkanı ya da kuvvet komutanları, bir görevden alma söz konusu olacak mı?" şeklindeki bir başka soru üzerine Kalın, "Şu anda zaten bununla ilgili çok detaylı, kendi kurumları yani MİT, Genelkurmay kendi süreçlerini analiz edip, raporluyorlar." karşılığını verdi.
"İnsanın aklına gelebilecek en son şeylerden birisini yaşadık"
Bugün Genelkurmayın, darbe girişiminin gerçekleştiği gün, neler yapıldığına dair bir açıklaması olduğunu da hatırlatan Kalın, "Baktığınız zaman o süreci başlatan da MİT'in verdiği istihbarattır. Asıl MİT'in istihbaratı üzerine harekete geçiyor burada da Genelkurmay. Dolayısıyla orada kendi aralarında bu koordinasyonu sağlarken, tabi ki şimdi Cumhurbaşkanımıza MİT diyelim ki bir bilgi arz ederken, bunun altının dolu olması, bütün detaylarıyla analiz edilip bütün halinde sunulması esastır. Bu çalışma yapılırken, bunlar anlıyorlar olayın deşifre olduğunu ve bizim tahminimize göre darbe erkene alınıyor. Yaklaşık bir 5-6 saat önceye alınıyor. O sırada da tabi herkes imkanı ölçüsünde elindeki imkanları seferber ederek bu darbenin durması için harekete geçti." diye konuştu.
"Bu yanıtların kamuoyunu tatmin etmediğini ve Genelkurmayın olay günü tedbir aldığı saatlerde neden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aranmadığının" sorulması üzerine Kalın, olay günü herkesin farklı yerlerde olduğunu, kendisinin de Antalya civarında bulunduğunu belirtti.
Hareketlilik başladığında, saldırı gerçekleştirilen ilk yerlerin Gölbaşı'ndaki Özel Harekat ile MİT karargahı olduğunu anımsatan Kalın, "Olaylar çok hızlı gelişiyor. O sırada haberler geliyor, bir hareketlilik var, sıra dışı bir hareketlilik oluyor. Belli noktalarda Akıncılar Üssü'nde, Eskişehir'de. Tabi bunlar toparlanıp bir şey haline getirilene kadar, bu adamlar harekete geçiyorlar." dedi.
"O gece insanın aklına gelebilecek en son şeylerden birisini yaşadık." diyen Kalın, tablo netleşmeye başladığı andan itibaren Cumhurbaşkanı Erdoğan'la temasa geçtiklerini ve talimatlarını istediklerini ifade etti. Kalın, "Tabi ilk söylediği şeylerden birisi (Vatandaşlarımızı meydanlara sahip çıkmaya davet ediyoruz.)" ifadesini kullandı.
"Talimatlarını çok net bir şekilde verdi"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bulunduğu otelde, yayın hazırlığı yaptıklarını ve gazetecileri davet ettiklerini anlatan Kalın, 3-4 dakikalık bir kaydın yapıldığını, ancak teknik sebeplerden dolayı kaydın yaklaşık 40 dakika gecikmeli olarak yüklendiğini belirtti.
Saldırıyı gerçekleştiren helikopterlerin, kayıt yapılması sonrasında bölgeye geldiğine işaret eden Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da kaydın ardından otelden ayrıldığını dile getirdi.
Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan aldığı "Vatandaşları meydanlara çıkmaya davet ediyoruz" talimat doğrultusunda ilgilileri aramaya başladığına dikkati çekti.
"Endişeli miydi Cumhurbaşkanı ilk anda?" şeklindeki soruna Kalın, "Yok. Şöyle söyleyeyim, yani olağanüstü bir şey olduğunun farkındaydı ama ben ne ses tonunda ne arkadaşlardan aldığım bilgiler çerçevesinde en ufak bir tereddüt, korku endişe hissetmedim, tam tersi çok net bir şekilde 'şurayla görüşün, şunları yapın' talimatlarını çok net bir şekilde verdi." dedi.
Kalın, "MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın kendisini arayıp aramadığıyla" ilgili bir soru üzerine de Fidan ile görüşmeler yaptıklarını kaydetti.
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (1) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?