Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Orta Asya'nın büyük bir ekonomik refah havzası haline getirilmesi gerektiğini belirterek, "Biz Türkiye olarak sorumluluklarımızın farkındayız. Nasıl büyük bir hasretle kardeşlerimizin bizi beklediğini ve bunun gereği olan siyasi misyonu yerine getirmek icap ettiğinin farkındayız" dedi.
Kazakistan'da temaslarda bulunan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ziyaretinin ikinci gününde Almatı'dan Türkistan'a geçti. Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Kazak-Türk Üniversitesi'ni ziyaret eden Davutoğlu'na, Türkiye ile Türk dünyası arasındaki ilişkilere yaptığı katkılardan dolayı "Fahri profesörlük beratı" verildi.
Takdim töreninin ardından öğrencilere seslenen Davutoğlu, "Sizleri Anadolu'dan getirdiğim en kalbi selamlarla ve muhabbetle selamlıyorum. Ahmet Yesevi Üniversitesi'nden fahri profesörlük almak benim için büyük bir onur ama onurların en büyüğü Ahmet Yesevi'nin talebesi olabilmek. Hiçbir unvan, bu büyük üstadın manevi talebesi olmaktan daha kutsi, anlamlı ve onurlu değildir" diye konuştu.
Tarihte kimi şahsiyetleri anlamanın "insanlığın kadim yürüyüşünü" anlamakla eş değer olduğunu ifade eden Davutoğlu, Ahmet Yesevi'nin felsefesinin zamanı ve mekanı aştığına dikkati çekti.
Doğduğunda dedesinin, kulağına adını "Ahmed-i Sani" diye okuduğunu ve bunun Yesevi'nin isimlerinden biri olduğunu yıllar sonra öğrendiğini anlatan Davutoğlu,
"Ahmet Yesevi, Pir-i Türkistan'dır, Hazreti Türkistan'dır. Bu Türkistan, sadece bu mekanın değil, bizim medeniyetimizin gittiği her mekanın adıdır" ifadesini kullandı.
Davutoğlu, Yesevi'nin irfanının nesilden nesle aktarılmasının üç aşaması olduğunu belirterek, bunları, Yesevi'nin "kadim Türk medeniyetinin" kuruluşu esnasında oynadığı rol, bu medeniyet saldırıya uğradığında Yesevi kültürünün bir savunma mevzisi oluşturması ve şu anda yaşanmakta olan "kadim medeniyetin yeniden ihya dönemi" olarak sıraladı.
Yesevi'nin "tevhid inancını" manevi babası Arslan Baba'dan emanet aldığına değinen Davutoğlu, "Şimdi o emaneti biz taşıyoruz, taşımak zorundayız" değerlendirmesinde bulundu.
-"Bizim nesil için hayaldi"-
Türkistan'a gelirken özüne dönmenin coşkusunu yaşadığını dile getiren Davutoğlu, "Ahmed-i Sani isminin adının ağırlığını taşıyabilirsek, bugün gezdiğimiz bu toprakların ruhunu dış politikamıza bir temel mesnet olarak taşıyabilirsek bundan daha onurlu bir görev yapmış olamayız" diye konuştu.
Davutoğlu, yüzyıllar önce bu topraklardan yaşanan göçün ardından, gidenlerin, arkada bıraktıkları kardeşlerini, geride kalanların ise gidenlerin akıbetini merak ettiğini söyledi. İki tarafın tarihteki en uzun ayrılıklardan birini yaşadığını ve yeniden kavuşacakları günü özlemle beklediklerini dile getiren Davutoğlu, "Bizim nesil için bir hayaldi bir Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı'nın gelip Türkistan'da Ahmet Yesevi üzerine konuşması. Elhamdülillah ki nasip oldu" ifadesini kullandı.
-"Yeni bir ekonomik refah havzası"-
Sovyetler Birliği'nin dağılmasının bölgede jeopolitik, jeokültürel ve jeoekonomik bir dönüşüme neden olduğuna işaret eden Davutoğlu, Orta Asya milletlerinin bugün yeni bir yapı etrafında birleşmeleri gerektiğini vurguladı.
Bakan Davutoğlu, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev ile görüşmesinde en çok üzerinde durdukları konuların Bakü-Tiflis-Kars demiryolu ile Çin'den Kazakistan'a, oradan da Hazar bölgesine ulaşan hattın birleştirilmesi projesi olduğunu aktardı.
Geçmişte kervanların İpek Yolu üzerinden bu bölgeyi kalkındırdığını anımsatan Davutoğlu, "Şimdi de hızlı trenler, demiryolları, ticaret hatları, havayolları ve en önemlisi de enerji hatlarıyla büyük ve yeni bir ekonomik refah havzası oluşturmak durumundayız" dedi.
Davutoğlu, "Orta Asya'yı tekrar Anadolu ve daha ötesinde Avrupa ile birleştirecek projelerin öncülüğünü yapacağız. Bu yeni yükseliş döneminde bir tarafta siyasi altyapıyı kurarken, diğer taraftan da bu altyapının zihniyet ve gençlik planlamasını yapmak durumundayız" değerlendirmesinde bulundu.
Bölgede kaderleri birleştirmek gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Yeni ve geniş bir havza oluşturmak zorunluluğuyla karşı karşıyayız. Biz, Türkiye olarak sorumluluklarımızın farkındayız. Nasıl büyük bir hasretle kardeşlerimizin bizi beklediğini ve bunun gereği olan siyasi misyonu yerine getirmek icap ettiğinin farkındayız. Onun için, bizim Orta Asya siyasetimiz, sadece bölgesel bir siyaset değil, aslında bu inşaat faaliyetinin menşeinden tekrar kurucu bir şekilde hayata geçirilmesi faaliyetidir."
Türkiye ile Kazakistan arasında son yıllarda geliştirilen ilişkilerin, diğer ülkeler için örnek teşkil ettiğine de işaret eden Davutoğlu, "Hedefimiz şu, Orta Asya cumhuriyetleri, her biri milli düzeyde güçlü devletler olarak ayağa kalksınlar, ekonomik altyapılarını güçlendirsinler, kimliklerini ayrıştırıcı değil birleştirici kimlikler olarak inşa etsinler, güçlü siyasi yapılar olarak dünyadaki yerlerini alsınlar. Ulusal düzeydeki meydan okuma budur" diye konuştu.
-"Almatı ile İzmir'in farkı yok"-
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bizim için Almatı ile İzmir'in, Türkistan ile Konya'nın, Astana ile Ankara'nın hiçbir farkı yok. Semerkant ile Buhara'nın da farkı yok. Bütün hedefimiz, bu kardeşlik etrafında yeni dönemi anlamamız ve yeni bir inşa faaliyeti içine girmemiz. Zihniyetlerimizi ve toplumlarımızı yeniden inşa edeceğiz, devletlerimizi yeniden inşa ederek, restore ederek güçlendireceğiz. Bölgesel faaliyetleri birlikte hayata geçireceğiz."
Türkiye'nin girişimiyle başlatılan Afganistan'a ilişkin İstanbul Süreci'nin son toplantısının Kazakistan'ın ev sahipliğinde Almatı'da düzenlenmesinden gurur duyduğunu belirten Davutoğlu, söz konusu girişimin İstanbul ve Almatı'yı bir araya getirdiğine değinerek, "Türkiye ile Kazakistan, Afganistan için birlikte çalışıyor. Görmek istediğimiz birliktelik bu" diye konuştu.
Davutoğlu, şöyle dedi:
"İnşallah önümüzdeki dönemde, bu devletler kendi iç bütünlüklerini kuvvetlendirerek, siyasal yapılarını derinleştirerek, ekonomik altyapılarını güçlendirerek dünyada hak ettikleri yeri alacaklar. İnşallah bu coğrafya, ekonomide yükselen bir yıldız coğrafya olacak. Bunu, birlikte yapacağız. İnşallah bu kardeş milletlerin bayrakları yan yana bütün dünyada onurla dalgalanacak. Yeni bir dönem başlıyor arkadaşlar ve bu dönemin manevi ışığı Ahmet Yesevi'dir. Bizim görevimiz bu dönemin hakkını vermek."
-"Dış politikamız Yesevi'den besleniyor"-
Türk dış politikasının temel ilkelerine dikkati çeken Davutoğlu, "Dış politikamızın temelindeki dünyanın neresinde mazlum varsa ona sahip çıkma ideali de Ahmet Yesevi'den beslenmektedir" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin dünyanın dört bir yanındaki mazlumlara yardım elini uzattığını anlatan Davutoğlu, "Çünkü biz Ahmet Yesevi ocağından beslenmiş bir geleneği temsil ediyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin dostluğunun, kıymeti bilindiğinde büyük bir dostluk olduğunu vurgulayan Davutoğlu, Türk devleti için "şefkat ve kudret" kavramlarının önem taşıdığını belirterek, "Artık sırtınızı dayayacağınız öyle bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti var ki hem kudretlidir hem şefkatlidir" değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Davutoğlu, "İnşallah bu yeni inşa döneminde hep beraber, omuz omuza bir büyük medeniyetin çocukları olarak bütün insanlığa Ahmet Yesevi'nin mesajını iletmeye devam edeceğiz. Bizim nesillerin çektiği ayrılığı, yaşadığı hasreti bizden sonraki nesiller yaşamayacak" dedi.
Artık öğretim üyesi olduğu bu üniversitede en yakın zamanda Ahmet Yesevi üzerine ders vermeyi arzu ettiğine değinen Davutoğlu, öğrencilere müjdeli bir haber de vererek, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın, üniversitenin tayin edeceği 20 başarılı öğrenciyi Türkiye ve Balkanları kapsayan bir gezi programına dahil edeceğini kaydetti.
Davutoğlu'na, konuşmasının ardından üniversite yönetimi tarafından çeşitli hediyeler takdim edildi. Davutoğlu, daha sonra Türk müziği ve halk danslarından örneklerin sunulduğu gösteriyi izledi. - TÜRKİSTAN
Son Dakika › Güncel › Davutoğlu'na Ahmet Yesevi Üniversitesi'nden 'Fahri Profesörlük' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?