Deik Genel Kurulu - Son Dakika
Güncel

Deik Genel Kurulu

Başbakan Davutoğlu: (2) "Politikayla ekonomi birbirine bütünleşik alanlardır.

08.11.2014 22:24

Başbakan Ahmet Davutoğlu, politikayla ekonominin birbirine bütünleşik alanlar olduğunu belirterek, "Bunu politikanın ekonomiyi yönetmesi, ekonominin politikaya etki etmesi anlamında söylemiyorum. Sizin planlamalarınızın önünü açmak bizim görevimiz. Özel sektördür ekonomiyi belli bir çıtaya getirecek olan" dedi.

Davutoğlu, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK) İş Konseyleri Genel Kurulu'ndaki konuşmasında, devletin koyduğu ideallere, iş dünyasının intibak edememesi ya da iş dünyasının ufku genişlediğinde devletin o ufku anlayamaması durumunda "orkestra ritmi" yaşanmayacağını söyledi.

Devletin makro stratejik planlamasıyla şirketlerin planlaması arasında uyum olduğu zaman sonuç alındığını ifade eden Davutoğlu, "Son 12 yıldaki başarımızın arkasında bence bu yöntemin büyük bir payı var. Şirketler eğer devletin geleceğinden emin değillerse yani yönetimlerin, siyasi istikrarın geleceğinden emin değillerse frene basmaya başlarlar. Yatırımlarda frene basılır. 1999-2000 krizinden sonra, ilk iş maaşı dolara çevirmekti. Çünkü ertesi gün ne olacağını bilmiyor. Şirketlerde de aynı durum vardı. Bir Anayasa kitapçığı atılıyor ve bir anda ortalık karışıyor" diye konuştu.

Ahmet Davutoğlu, en önemli meselenin, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nu, ortak aklın üretildiği ve şirketlerin ortak aklıyla devlet aklının birleştiği kurullar haline getirmek olduğunu vurgulayarak, "Evet bir devlet aklı var. Bundan emin olunuz. Hiç tereddüttünüz olmasın. Türkiye'de bugün devlet aklı ve vizyonu vardır. O devlet aklıyla kastettiğim siyasi istikrarı ve siyaseti elinde bulunduran bugünkü kadroların dünyaya bakışının bir perspektifi var. 12 yıldır bu perspektif kararlı bir şekilde sürdürüldüğü için bir netice alabiliyoruz" ifadelerini kullandı.

Bu karşılaştırmayı yapmanın bazı ülkeler için doğru olmayabileceğini anlatan Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı döneminde 5 yıl içinde bazı ülkelerde 7, bazılarında 6, bazılarında 5 dışişleri bakanı gördüğünü, hiç birinde 2-3 bakan görmediğini söyledi.

Her dışişleri bakanının başbakan değişimi anlamına geldiğini aktaran Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Aynı 1994-1996 yılları gibi... Dışişleri bakanlarımızın resmini astığımda birkaç yılda öyle bir yoğunluk var ki arka arkaya bir kaç bakan değişmiş. Öyle bir bakan nasıl planlama yapabilir, öyle bir başbakan nasıl popülizmden kurtulabilir? Her seçime girişte popülizm sebebiyle kaybettiğimiz büyük kaynaklar var. Çünkü istikrarsız koalisyonlar onu teşvik eder. 'Ekonomi politik' kavramını kullanmanın sebebi bu. Politikayla ekonomi birbirinden arındırılmış, psikolojileri birbirinden uzaklaştırılmış alanlar değildir. Politikayla ekonomi birbirine bütünleşik alanlardır. Bunu politikanın ekonomiyi yönetmesi, ekonominin politikaya etki etmesi anlamında söylemiyorum. Söylediğim gibi sizin planlamalarınızın önünü açmak bizim görevimiz. Özel sektördür ekonomiyi belli bir çıtaya getirecek olan."

Yeni programlar açıklanacak

Başbakan Davutoğlu, Mayıs 2013'te Türkiye'de faizlerin yüzde 5'e kadar indiğini, muhteşem bir olumlu atmosfer olduğunu belirterek, Gezi olayları, arkasından 17 ve 25 Aralık ile son Kobani olaylarının ortaya çıktığını, fakat ülke insanının kaderiyle ilgili nihai tutumunu belirlediğini kaydetti.

Davutoğlu, 10 Ağustos'tan sonra " AK Parti'de bir türbülans yaşanıp yaşanmayacağı, yaşanması durumunda Türk ekonomisi nereye gider" diye analizler yapıldığını belirterek, "Birileri de buna büyük bir beklentiyle bakıyordu 'Ah bir kriz çıksa' diyerek. Bunların hiç birisi olmadı. Kast ettiğim devlet aklı ve vicdanı budur. Biz gerek Cumhurbaşkanımızın geçiş sürecinde gerek hükümette arkadaşlarımızla istişare ederken öncelikli ve tek meselemiz bulunduğumuz makamları korumak değil, Türkiye'nin geleceğini herhangi bir riske atmayacak şekilde bir planlama içinde davranmak" diye konuştu.

Açıklanan hükümet programının ortak akılla 3 günde yazıldığını, koalisyon partili bir dönem olması durumunda bunun 3 ayda bile yazılamayacağını dile getiren Davutoğlu, programla ilgili ekonomik anlamda olumsuz bir referans duymadığını anlattı.

Davutoğlu, 12 yıllık birikim üzerine programın tek tek, cümle cümle kaleme alındığını ifade ederek, bir çok işin arasında, Kobani, Suriye ve Irak'la uğraşırken orta vadeli programın da açıklandığını söyledi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Reel sektörle ilgili alanların dışında inşallah 8 makro ekonomik alanda, 8 de sosyal alanda ayrıca paketleri önümüzdeki haftalarda açıklayacağız. G-20'ye çok güçlü bir şekilde gidiyoruz ve G-20 dönem başkanlığını da 1 Aralık'ta alacağız. İş kazalarıyla ilgili yeni yasal düzenlemeler yapıyoruz ve daha bir çok alanda. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu yeniden yapılanırken, Türkiye'nin siyaseti de yeniden yapılandı. Bu yeniden yapılanma içinde bir saat bile kaybedilmedi. Tek bir tartışma bile yaşanmadı, tek bir sorumsuz davranışla ülke ekonomisi riske edilmedi. Bir açıklamayla bir davranışla... Bu hükümetimizin ve AK Parti içindeki değişimin nasıl bir toplam zihniyetin ve yöntemin ürünü olduğunu ortaya koyan bir tutumdur. Hemen bu yapısal değişimle yeni Türkiye ve yeni ekonomi kavramlarını  da gündeme getirmeye çalıştık."

"Yatırımlar arttı"

Ahmet Davutoğlu, Türkiye'de önemli bir ölçek değişimi yaşandığını ifade ederek, Türkiye'ye giren toplam yabancı yatırımların 1984-2002 arasında 14,6 milyar dolar olduğunu, bu rakamın 2003-2014 yılları arasında ise 145 milyar dolar düzeyinde bulunduğunu söyledi.

Küçülen bir dünya ekonomisi göze alındığında son 10 yılda gelen yatırımların söz konusu 20 yılın 10 misli olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, DEİK'in sadece ticaret değil, belli alanlarda dış yatırım da yapması gerektiğini ifade etti.

Davutoğlu, 1974'ten 2002'ye kadar müteahhitlerin dışarıdan aldığı toplam iş tutarının 46 milyar dolar olduğunu aktararak, "2002-2003 yılları arasında bu rakam 231 milyar dolar. Ne değişti 10 yılda ya da 30 yılda? Zihniyet değişti, yöntem değişti, vizyon değişti ve en önemlisi de bunları değiştiren siyasi istikrarı sağlayan kadrolar ve siyasi irade, yapı istikrarlı bir şekilde 12 yıldır işbaşında" dedi.

"Bu seçim bir geçiş süreci değildir"

62. hükümeti kurarken bir önceki hükümetten kalan 8 aya göre planlama yapmadıklarını vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Biz, 2015 Haziran'da yapılacak seçimler sonrasında da devam edeceğimizi öylesine inanıyoruz ki, 2023'e kadar 9 yıllık program açıklayacağız ve herkes şunu bilecek, kimse tereddüt etmeyecek; bu seçim bir geçiş süreci değildir. Madem ki iktidardayız, biz geçiş süreci diye bir mantığı ne kendimiz benimseriz ne de herhangi bir vatandaşımızın, girişimcimizin, iş adamımızı 'Bir geçiş süreci olacak. Dolayısıyla bu geçiş sürecinde ben bekleyeyim' psikolojisine sokarız. Bu sorumsuzluk olur. Ve o ciddiyetle yaklaştık. Bütün arkadaşlarımla Orta Vadeli Program (OVP) ve yapısal dönüşümün çalışmalarını daha o gün başlatmış olduk. Bunun bir başka boyutu da var; eğer biz son 12 yılda bütün türbülansları aşabildiysek, bütçe disiplininden şaşmadığımız için.

Şimdi bir an 'Acaba bu geçiş dönemi mi veya beklemeye mi alınıyoruz? dediğinizde popülizme kayabilecek uygulamalar da başlar ve bürokrasinin de kendisini bu yeni şartlara intibak ettirmek için beklemeye aldığını görürsünüz. Biz hiçbir şekilde, demokrasiden alınan kudretin bürokrasiyle paylaşılması gerektiğini düşünenlerden değiliz. Kim bu ülkede 'Ben geleceğimi göremiyorum' diyerek frene basmaya kalkarsa ona 'gölge etme kardeşim' deriz. Gölge etme bizim kaybedecek vaktimiz yok."

- İstanbul

Kaynak: AA - AkHaber.com

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement