"Demokratikleşmenin Sağlanması Lazım"

"İÇKİ ÜZERİNDEN YAPILAN TARTIŞMALAR SİYASETİN SIĞLIĞINI GÖSTERİR"

HALKIN Sesi Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Balyoz davası ile ilgili duyulanların tüyleri diken diken ettiğini belirterek, "Hiç kimsenin aklının ucundan bile bu memlekette ihtilali ve olağan üstü dönemi geçirmeyeceği bir demokratikleşmenin sağlanması lazım. Türkiye'deki bir takım olağan dışı yollara sapanların hepsinden mahkeme önünde hesap sorulmalıdır" dedi. Kurtulmuş içki üzerinden yapılan tartışmaların ise siyasetin sığlığını gösterdiğini belirtti.

Numan Kurtulmuş, partisinin il başkanlığını açmak için bu sabah Genel Başkan Yardımcısı Teoman Rıza Güneri ve Genel Sekreter Ekrem Baki ile birlikte Bolu'ya geldi. Tem Otoyolu Paşaköy gişelerinde İl Başkanı Abdullah Uzun ve partililer tarafından çiçeklerle karşılanan Numan Kurtulmuş, parti otobüsünden vatandaşları selamladı. Kurtulmuş, Belediye Meydanı'nda bulunan halk kahramanı Köroğlu'nun heykeli önünde hatıra fotoğrafı çektirdi. Köroğlu Otel'de basın toplantısı düzenleyen Numan Kurtulmuş, Genel Başkan Yardımcısı Teoman Rıza Güneri'nin cep telefonuyla internet üzerinden gazeteleri okuduktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın "Hayat içki ve seksten ibaret değil" sözlerinin hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, "Hükümetlerin esas görevi bir ülkedeki içki tüketiminin, özellikle gençlerin içkiye ulaşmasının engellenmesi ve azaltılmasıdır. Bununla ilgili İçki Piyasası ve Düzenleme Kurulu'nun aldığı karar doğruydu. Ancak, Başbakan'ın sözleri ve bunun üzerinden devam eden sözlerin tekrarlanması doğru değildir. 'Yiyin efendiler yiyin. Aksırıncaya tıksırıncaya kadar yiyin' sözünü Tevfik Fikret, içki masalarındaki insanlar için söylemiş olduğu bir söz değil. Kamu kaynakları ve devlet kaynaklarıyla zenginleşmeyin şeklinde yapılan bir uyarıdır. İçki üzerinden yapılan tartışmalar siyasetin sığlığını gösterir" dedi.

Kurtulmuş, AK Parti iktidarı döneminde iç tüketiminin arttığını açıklalayarak, "Bir taraf 'yaşam tarzımıza müdahale ediliyor' diyor, diğer taraf ise içki kullanımını azaltmış gibi konuşuyor. Türkiye'nin gerçeği var. İçkiye başlama yaşı 11'e düşmüş. AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılındaki içki tüketimi yaklaşık 500 milyon litre, şu andaki tüketim ise yaklaşık 1 milyar 900 milyon litre. AK Parti döneminde içki tüketimi azalmış değil. İçki tüketimi 4 katı artmış. Demek ki tartışma yanlış yapılıyor. Kim ne şekilde hayat tarzı yaşamak istiyorsa yaşasın, kim ne şekilde günlük hayatında hangi tercihlerde bulunuyorsa yapsın. İçki içsin veya içmesin. Ama hükümetin görevi çocuklarını içkiden ve uyuşturucudan korumaktır. Sanki zannediyorsunuz ki Türkiye'de böyle bir şey olmuş. Yaşam tarzına müdahale ediliyor algısı var. Algı başka, Türkiye'nin gerçekleri başka" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "AKP Hizbullahla işbirliği yapıyor" şeklindeki açıklamasını değerlendiren Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Bunu sabah öğrendim. Kılıçdaroğlu bunu hangi bilgiye dayanarak söylüyor bilemiyorum. Böyle bir durumun olmasını temenni etmiyorum. Siyasi partilerin ister iktidarda olsun, ister muhalefette olsun halktan alacakları açık, şeffaf ve demokratik destek önemlidir. Örgütlü bir takım güçlerden, hele yasadışı örgütler üzerinden siyasi hesaplar olmaz. Bunu yapan hiçbir partiye hiçbir fayda sağlamaz. Kılıçdaroğlu bunu hangi bilgiyle söylüyor bilmiyorum ama tahmini olarak söylüyorum, Türkiye'de hiçbir partinin bu anlamda örgütlü gruplarla ilişkisinin olmasını doğru bulmuyorum"

Bir gazetecinin "Balyoz soruşturması kapsamında Gölcük'te Donanma Komutanlığı'nda ortaya çıkan belgeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu Kurtulmuş, şöyle cevapladı:

"Her iki davayı da Türkiye'nin demokratikleşmesi ve bir takım karanlık statükoların değişmesi bakımından önemli davalar olarak görüyorum. Ancak bu davalar üzerinden siyasi tartışma yapılmaması lazım. Bir davaya yapılacak en büyük kötülük siyasetin o davaya karışmasıdır. Davanın siyaset dışında konuşulması gerekir. Bu davalarda sadece önde görünen birkaç kişi değil, meselenin aslında esas sahipleri kimlerse meselenin arkasında hangi odaklar varsa o odaklara kadar gidilmeli ve herkesten hesap sorulmalıdır. Balyozla ilgili duyduklarımız tüylerimizi diken diken ediyor. Ama öyle bir sistem kurmalısınız ki, Türkiye'de artık hiçbir kimse, hiçbir kamu görevlisi, hiçbir askeri bürokrat kendisini 'ihtilal yapabilirim' şeklinde konusuna koşullandırmasın. Hiç kimsenin aklının ucundan bile bu memlekette ihtilali ve olağan üstü dönemi geçirmeyeceği bir demokratikleşmenin sağlanması lazım. Türkiye'deki bir takım olağan dışı yollara sapanların hepsinden mahkeme önünde hesap sorulmalıdır"İl Başkanı Abdullah Uzun toplantının ardından Kurtulmuş'a üzerinde Köroğlu'nun bulunduğu tablo hediye etti.