MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Paris'te öldürülen 3 PKK'lı kadının Diyarbakır'daki cenazesinin aleni terör propagandasına çevrildiğini belirterek, "Diyarbakır'da devlet PKK'nın seviyesine indirilmiş, polis ve askerler geri tutulmuştur. Bu aslında, ikinci bir Habur'dur ve rezillikler örtbas edilerek, hasır altı yapılmıştır" dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, ezbere hareket etmediklerini ve sırf muhalefet olsun diye konuşmadıklarını söyledi.
İmralı ile yürütülen görüşmelerin Türk milletini kafese almanın bir yöntemi olduğunu savunan Bahçeli, terör örgütünün taleplerinin gün be gün karşılandığını kaydetti.
Şehitlerin kanının Öcalan'ın eline bulaştığını vurgulayan Bahçeli, "Ömür boyu hapis cezası almış idamlık bir mahkum ve terör suçlusuyla, sözde çözüm ve barış adına pazarlıklar yürütmek izahı olmayacak bir sapma ve sapkınlıktır. AKP'nin medet beklediği, çare umduğu, elinden tuttuğu şahıs Türk milletine çevrilmiş ölüm silahının bir numaralı failidir" diye konuştu.
Çözümün ne olduğunu ve neleri içerdiğini soran Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"PKK neyin karşılığında silah bırakacak, hangi tavizlerle gönlü alınacaktır- 1984 yılındaki Eruh baskınından itibaren, öldürme ve yok etme konusunda uzmanlaşmış caniler, birden bire hidayete erip silahlarını ve hedeflerini nasıl terk edeceklerdir- Silahı sigorta olarak görenler nasıl olacak da birden bire hedeflerinden vazgeçeceklerdir- Merak etmekteyiz ki barış nedir, tarafları kimlerdir- Türkiye'nin teslim senedi imzalanınca, teröristler aklanınca, İmralı canisi özgürlüğüne kavuşunca, bölücülük kurumsallaşınca ve Türk milleti parçalanınca bunu adı çözüm mü olacak, buna barış mı diyeceğiz- Türkiye'nin mahvı, milletimizin imhası ve isyankarların itibar kazanması çözüm müdür- Sadakatin mahkum olduğu, millet ruhunun rencide edildiği, hüsran ve hezimetin kazandığı, milli kimliğin ezildiği, Türklüğün ağır darbe aldığı bir sürece, bre riyakarlar siz çözüm mü diyorsunuz-
Sayın Başbakan; çözümle neyi çözmeye, barışla neyi batırmaya ve bastırmaya çalışıyorsun- Bil ki seni PKK Başbakan yapmadı, bil ki partini bölücüler iktidara taşımadı. Yoksa verilmiş sözlerin, altından kalkamayacağın vaatlerin ve Başbakan kalabilmek için yabancılara yeminlerin mi vardır- Türkiye bu hıyanet kuşağını daha fazla kaldıramayacak, bu saldırılara daha fazla katlanamayacaktır."
-"Teröristler cirit attı"-
Devlet Bahçeli, Paris'te öldürülen 3 PKK'lı kadının cenazesine de değinen Bahçeli, Türkiye getirilen cenazelerin, AK Parti'nin müsamahası ve göz yumması altında tam bir şova dönüştüğünü ve aleni terör propagandasına çevrildiğini söyledi.
Cenaze töreninin barış havasında yansıtıldığını ifade eden Bahçeli,
"Bilhassa 17 Ocak tarihinde Diyarbakır'da bölücü örgütün at koşturduğunu ve her şeyi kontrolü altına aldığını gösteren manzara, şüphesiz en başta hükümet adına utanç verici bir acziyet olarak görülmelidir" dedi.
Diyarbakır'da devletin PKK'nın seviyesine indirildiğini, polis ve askerlerin geri tutulduğunu öne süren Bahçeli, şöyle devam etti:
"Bu aslında, ikinci bir Habur'dur ve rezillikler örtbas edilerek hasır altı yapılmıştır. Sözde güvenlik önlemleri PKK militanları tarafından alınmış, şehir eşkıyaları yolları keserek araç ve kimlik kontrolü yapmışlardır. Örgüt paçavraları, tabutların üzerine serilmiş ve hastane önlerindeki bayrak direklerine asılmış, sonuçta taşlar bağlanmış ve teröristler cirit atmıştır. İmralı canisinin posterinin taşınmamasına hikmet dolu anlamlar yüklenmiş, kitlenin olgun, polisin hoşgörülü, havanın barışçıl, günün olaysız geçtiği heyecanla gündeme getirilmiştir.
Bu yaşananlardan çıkan gerçek şudur: Bugüne kadar tek sorun polistir, askerdir ve devletin bizatihi varlığıdır. Bunlar sütre gerisine çekilince, her şey güllük gülistanlık olmuş ve bir tek taşkınlık dahi yaşanmamıştır. AKP; PKK'ya Habur'da karşılama, Diyarbakır'da da cenaze töreni düzenlemiş ve siciline bir karanlık mühür daha yemiştir. El birliğiyle kaldırılan terörist tabutları, aslında Türk milleti için kurgulanan ölüm merasiminin bir provası niteliğinde geçmiştir. Öylesine tehlikeli bir psikolojik ortam kamuoyuna pompalanmıştır ki eğer devlet olmazsa, yani Türkiye bölünürse, hiçbir sorun yaşanmayacak ve bir mesele de kalmayacaktır. Bu son gelişmeler, müzakerelerin en sinsi ve en kurnaz planlanmış bir safhasından başka bir şey değildir."
Bahçeli, Diyarbakır'daki cenaze töreninde yaşananlarla ilgili soruşturma başlatılması gerektiğini belirterek, "Ben yiğit, cesur ve hukuka tam manasıyla riayet eden Cumhuriyet savcılarından ses ve çıkış bekliyorum. Diyarbakır'da PKK'nın meşrulaştırma girişimlerine ders verecek, Türk milletinin, Türk devletin hak ve hukukunu sahiplenmiş kararlı ve yürekli hakimlerin ortaya çıkmasını diliyorum" diye konuştu.
-"Başbakan Kürtçülüğe can veren kişi"-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın fikirlerinde tutarlılık bulunmadığı, beyanlarının çelişkili olduğunu savunan Bahçeli, bu durumun Türkiye açısından kaygı verici olduğunu söyledi.
Erdoğan'ın değişik tarihlerde "Kürt sorunu olduğu" ve "Kürt sorunu olmadığı" yönünde açıklamalarda bulunduğunu anlatan Bahçeli, "Merak etme Sayın Başbakan; göğe direk, denize kapak olmayacağı gibi, nafile beyanların, yalan sözlerin de kalıcılığı ve geçerliliği bulunmayacaktır. Bu sebeple, ne dersen de Kürtçülüğün mutfağında yüzünü kapatan aşçı sensin. Gerçekten de Başbakan Erdoğan ölüm döşeğindeki Kürtçülüğe can veren, su veren ve hayat veren kişidir" dedi.
Bahçeli, Erdoğan'ın darboğaza girince düşüncelerinden caydığını, terör örgütünün cüret kazandığı bir dönemde tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet açıklamasında bulunmasının dikkat çekici olduğunu savundu. Devlet Bahçeli,
"Başbakan Erdoğan tek milleti tanımlamıştır tanımlamasına ama bu milletin isminin ne olduğunu bir türlü itiraf edememiştir. Başbakan'ın söyleyemediği, sırrını ve anlamını bilemediği büyük kudretin ismini kendisine hatırlatırım ki Türk vatanı üzerinde yaşayan muazzam beşeriyetin ismi büyük Türk milleti, devletinin ismi Türkiye Cumhuriyeti'dir" diye konuştu.
Türk milletinin etnik bir yapıya atıf yapmadığını, biyolojik beraberliğe göndermede bulunmadığını, ırkı önceliğine almadığını vurgulayan Bahçeli, "Türk milletinin eşit ve saygın fertleri Türk Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlıdır ki bundan dolayı herkes eşittir Türkiye'dir. Türkiye'de sözde Kürt sorunu yoktur. Bölücülük ve terör sorunu vardır ve tarafları AKP'nin müzakere ortaklarıdır" dedi.
Öcalan'ın Kürt kökenlilerin temsilcisi, terör örgütünün Kürt kökenlilerin sözcüsü olmadığını dile getiren Bahçeli, "Aksini söyleyenler ahlaksızdır, şuursuzdur ve insanımızın başına musallat olan kan içici kenelerdir" ifadesini kullandı.
-"Demokrasiye saygısızlık"-
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Erdoğan'ın, Gaziantep'te, atama bekleyen ve tepkisini dile getiren bir öğretmene "o oy senin olsun, al onu kendine sakla" dediğini anımsatarak, bu sözün demokrasiye saygısızlık, söz söyleme özgürlüğüne darbe olduğunu söyledi.
Bu sözün, bir çiftçiye sarf edilen "ananı da al git" sözünün bir versiyonu, değişik bir yansıması ve aslında kopyası olduğunu ifade eden Bahçeli,
"Gaziantep'teki hakaret tüm öğretmenlerimize, tüm memurlarımıza ve iş bekleyen tüm kardeşlerimize yapılmıştır" dedi.
Bahçeli, geçen haftaki grup toplantısında, İmralı ile yürütülen süreçten sonra AK Parti'nin yüzde 70 oy almasının sürpriz olmayacağını söylemesinin Erdoğan ve danışmanlarına ters köşe yaptırdığını dile getirdi. Erdoğan'ın bu sözü pas olarak iddia ettiğini anlatan Bahçeli, "Başbakan yediği golü pas olarak değerlendiriyorsa bu kendi bileceği bir şeydir. Başbakan 10 yıldır 1'i 36'ya, tarihi 36'ya, kültürü 36'ya, dili 36'ya, vatanı 36'ya, kaderimizi 36'ya, geleceğimizi 36'ya bölmeye çalışırken matematiğin yüz karası, milletin utanç tablosu olduğunu nedense unutmuş ve görmezden gelmiştir. Biz, geçen haftaki sözlerimizle aziz milletimizin dikkatini çektik ve mesaj verdik" diye konuştu.
(Bitti)
Muhabir: Ali Hakan Der
Yayıncı: Sefa Salantur - TBMM
Son Dakika › Güncel › 'Devlet PKK'nın Seviyesine İndirildi' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?