1)TREN FACİASINDA YARDIMA KOŞAN KÖYLÜLER: 25 TRAKTÖRÜMÜZLE TEK YÜREK OLDUK
TEKİRDAĞ Çorlu ilçesi yakınlarında 24 kişinin öldüğü 318 kişinin de yaralandığı tren faciasında, olay yerine traktörleriyle güçlükle ulaşıp, yaralıları ilk yardımı yaparak, ambulansların bulunduğu bölgeye taşıyan Sarılar köylüleri, görevlerini yerine getirmenin buruk mutluluğunu yaşıyor. Köylülerden Fikret Döner, "Vatandaşımızın başı sağ olsun. Köylümüz çok büyük fedakarlık yaptı, tek yürek olduk. Yaralılarımızı traktörlerle ambulanslara taşıdık. Böyle olduğu müddetçe Türkiye'ye hiçbir şey olmaz" dedi.
Edirne'nin Uzunköprü ile İstanbul Halkalı seferini yapan 362 yolcu, 6 personeli bulunan yolcu treni önceki gün Tekirdağ'ın Muratlı ile Çorlu ilçeleri arasındaki Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıkarak devrildi. Kazaya bölgesine 5 kilometre mesafedeki en yakın yerleşim birimi olan Sarılar köylüleri, kazayı haber alır almaz yardıma koştu. Araçların giremediği kaza bölgesine traktörleriyle ve yaya olarak çamurla tarlalardan güçlükle ulaşan köylüler, yaralılara ilk müdahaleyi yaparken, traktörlerine aldıkları yaralıları, en yakın ambulansların bulunduğu bölgeye taşıyıp, zamanında müdahale yapılmasını sağlayarak ölü sayısının artmasını önledi.
Tekirdağ'ın büyükşehir olmasının ardından köyden mahalle statüsüne geçen 550 nüfuslu Sarılar'da, 24 kişinin öldüğü, 318 kişinin yaralandığı tren faciasında üzerlerine düşen görevi yerine getirmenin buruk bir mutluluğu yaşanıyor. Kazanın duyulmasının ardından
Muhtar Fuat Döner'in talimatıyla köy camisinden anonslar yapılarak kaza duyuruldu ve köylüler yardıma çağırıldı. Genci, yaşlısı, kadını, erkeği demeden onlarca köylü traktör ve kamyonlarla olay yerine gitti. Canla başla çalışan köylü, kurtarma ekipleri gelene kadar yaralıları traktörlerle ambulanslara taşıdı. Sarılar Köyü sakinleri Mustafa Kemal Atatürk'ün "Köylü milletin efendidir" sözüne layık olduklarını belirtti.
Olayı duyar duymaz kazanın yaşandığı bölgeye koştuklarını söyleyen Çiftçi Fikret Döner (70), "Vatandaşımızın başı sağ olsun. Köylümüz çok büyük fedakarlık yaptı, tek yürek olduk. Hasta ve yaralılarımızı traktörlerle ambulanslara taşıdık. Böyle olduğu müddetçe Türkiye'ye hiçbir şey olmaz" dedi.
'CAMİDEN ANONS YAPILDI 25 TRAKTÖR BÖLGEYE GİTTİ'
Kazanın hemen ardından köy camisinden yardım anonsları yapıldığını belirten Nemci Altun (65) ise, "Bu kaza olduktan sonra köy muhtarımız köydeki camimizden yardım etmemiz için anonslarla bilgi verdi. Köyümüzden en az 25 traktör olay yerine girip tüm yaralıları ambulansların girebildiği noktalara kadar taşıdı. Kurtarma ekipleri gelene kadar köylülerimiz yaralılara yardım etti. Yaralıların bir kısmı da yürüyerek köyümüze intikal etmesi sonucu buradan Çorlu Devlet Hastanesi'ne gönderildi" diye konuştu.
"15O YILLIK KÖPRÜNÜN ÜZERİNE RAY DÖŞEDİLER"
Köylülerden Mustafa Çalışkan(58), kimi köylünün arabası kiminin ise traktörüyle bölgeye gittiğini kimim de koşarak yaralılara ulaşmaya çalıştığını anlatt.. Çalışkan, "Bütün köylüm burada tek yürek oldu. Herkes bir şeyler yapmaya çalıştı. Devlet demiryollarının bakımı oldu, trenlerimiz 1.5 yıl çalışmadı. 1.5 yılda tren raylarının üstüne döşediler ve 150 yıllık köprünün üzerine tren rayı koydular. Normal vatandaş gözüyle bile o menfezin o suyu almayacağını bilirsin" dedi.
"50 YIL ÖNCE BENZER BİR KAZA YAŞANDI"
Yaklaşık 50 yıl önce benzer bir kaza yaşandığını anlatan Muammer Özük, "Bizim çocukluk yıllarımızda da yani yaklaşık 50 yıl önce benzer bir kaza ile karşılaşılmıştı. Demir yolunun üzerinden çamur ve taşlar olduğu gibi akıp gitmişti ama bu o an için bir kazaya sebebiyet vermemişti. Bugün yaşanan ise çok acı oldu. Aynı yerde yukardan tarlalardan gelen bir afet sebebi ile yeni demiryolunun üzerinden olduğu gibi su akmıştı" dedi.
'ALLAH HALKIMIZDAN RAZI OLSUN'
Traktör dışında kaza yerine girişin imkansız olduğuna dikkat çeken Sarılar Köyü Eski Muhtarı Şahin Nas, "Traktör haricinde o çamurda hiçbir vasıta iş yapamazdı, köy halkı olay yerine koştu. İki traktörümü bölgeye götürdüm. Traktörle de olsak zorlandık. Çamurda yürüyemeyen batanlar var. Yaralıları traktörler çekti. Allah köy halkımızdan razı oldu. Traktörünü kapan römorkuyla yaralılara yardıma gitti" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü
-----------------------
-Köyün girişinden genel detaylar
-Köy kahvesinden detaylar
-Anons
-Köy sakini Çiftçi Fikret Döner röportajı
-Traktörlerin kaza yerinden detayları
-Necmi Altın röportajı-
-Olay gününden detaylar
-Köy sakini Mustafa Çalışkan röportajı
-Köyden detaylar
-Muammer Özük Röportajı
-Eski Muhtar Şahin Nas röportaj
Haber-Kamera: İlknur SARGUT-Hüseyin ÇAKMAK/TEKİRDAĞ,-
======================================================
(ÖZEL)
2)VAN'DA YAŞAYAN KIRGIZLAR GELENEKLERİNİ SÜRDÜRÜYOR
AFGANİSTAN'ın Pamir Yaylası'ndan göç ederek 1982 yılında Van'ın Erciş ilçesine bağlı Ulupamir köyüne yerleşen Kırgız Türkleri, asırlardır geleneklerini sürdürüyor. Köyde her yıl festival düzenleyen Kırgızlar, düğünlerini de kendi örf ve adetlerine göre yapıyor.
Doğa koşulları ve hastalıklar nedeniyle 1980'li yıllarda Afganistan'ın Pamir Yaylası'ndan göç etmek zorunda kalan, dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından da 1982'de Türkiye'ye getirilen Kırgız Türkleri, Erciş'e 30 kilometre uzaklıktaki Altındere mevkisinde oluşturulan Ulupamir köyünde kültürlerini yaşatıyor. Kırgızlar, köyde Han Otağı Kültür Evi (büyük ve süslü çadır) açarken, her yıl da festival düzenliyor. Festivalde Kırgız gelenek ve görenekleri sergileniyor.
Kendilerine özgü yaşamları, çadırları ve atlarıyla fotoğraf sanatçılarının yanı sıra yerli ve yabancı turistlerin de ilgisini çeken Kırgızlar, düğünlerini de kendi örf ve adetlerine göre yapıyor. Yaz aylarının başlamasıyla Kırgız köyünde düğünler de yoğunlaştı. Köyde Ayşe Başaran ile Şemsettin Polat çiftinin düğünleri de geleneklerine göre yapıldı. Kırgızlar, düğün için yöresel kıyafetlerini giyip, sabahın erken saatlerinden itibaren hazırlıklara başladı. Erkek ve kız tarafının ayrı yerde yemeklerini yediği düğünde davetliler Kırgız ve Türk ezgileriyle eğlendi.
Geleneklere göre, gelin ve damadın takı törenleri de ayrı ayrı yapıldı. Daha sonra damadın ve gelinin yakınları damadı yemeğe götürürken, yolda kız ve erkek tarafı şarkılı sözlü atıştı. Ardından Aksakallı heyetin de katıldığı törende, gelin evinde Kırgızların örf adetlerine göre çiftin nikahı kıyıldı. Kırgız düğünlerinde, köyün yaşlılarından oluşan Aksakallı heyeti büyük önem taşıyor. Büyük saygı duyulan Aksakallı heyetin verdiği kararlar köyde büyük önem taşıyor.
'GELENEKLERİMİZİ YAŞATIYORUZ'
Kırgızların düğünlerinde kendi yöresel kıyafetlerini giydiklerini belirten gelin Ayşe Başaran, "Arkadaşım bana süpriz yapmış ve gelinlik getirmiş. Ben de onu kırmamak için gelinlik giydim. Ama normalde düğünlerde Kırgızların yöresel kıyafetleri giyiniliyor. Burda elimizden geldiğince kendi geleneklerimizi yaşatmaya çalışıyoruz. Ama yine de etkilenmeler oluyor. Küçük çocuklar internet üzerinden izledikleri videolarla Kırgız folklorünü öğreniyor. Türk müzikleriyle de eğleniyoruz" diye konuştu.
Van'da yaşamaktan mutlu olduklarını belirten Kırgız Türkleri de kendi geleneklerini yaşatmak ve bir sonraki nesillere aktarmak için çaba sarf ettiklerini belirterek, mümkün olduğunca bu örf ve adetlerine bağlı kalmak istediklerini söyledi.
Görüntü Dökümü
-----------------------
-Kırgızların düğününden detaylar
-Gelin ve damıdın yakınlarını geleneklerine göre atışmaları
-Gelinin oynaması
-Yöresel kıyafetleriyle düğüne katılanlar
-Muhabir anansu
-Gelinle röportaj
-Düğünden ve katılanlardan detaylar
Gülay KUYUCU- Orhan AŞAN/VAN, -
===============================================
3)KAHRAMANMARAŞ'TA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTLERİNE OPERASYON: 7 GÖZALTI
KAHRAMANMARAŞ'ta organize suç örgütlerine yönelik yapılan operasyonda 7 kişi gözaltına alındı. Operasyonda 260 bin lira para ile çok sayıda silah, çek ve senet ele geçirildi.Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, tefecilik ve yağma suçları kapsamında Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde sabah saatlerinde organize suç örgütlerine yönelik çok sayıda adrese eşzamanlı operasyon düzenledi. 7 kişinin gözaltına alındığı operasyonda adreslerde arama yapan ekipler, 1 uzi otomatik silah, 1'i M16 tipi olmak üzere 3 pompalı tüfek, 1 tabanca, 5 kurusıkı tabanca, 260 bin lira para, 628 tabanca mermisi, bıçak, hortum ve çok sayıda senet, çek, satış sözleşmesi, tapu, alacak defteri ele geçirdi.
Gözaltına alınan şüpheliler sorgulanmak üzere emniyete götürüldü.
Görüntü Dökümü
-----------------------
Ele geçirilen silahlar
Çek ve senetler
Genel ve detay görüntüler
Haber: Ömer KOÇ Kamera: KAHRAMANMARAŞ-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 26 MB
====================================================
ÖZEL
4)HAYATTA OLMAYAN BABASINA 5 BİN LİRAYI AŞKIN SU BORCU ÇIKTI
ANTALYA'nın Manavgat ilçesinde 29 yıl önce yaşamını yitiren, oturduğu evi ise 1996'da belediye tarafından yıkılıp, parka dönüştürülen Ahmet Coşkun'a, 2006 yılından 750 metreküp su kullanıldığı gerekçesiyle 1586 liralık borç çıkarıldı. Ahmet Coşkun'un oğlu Şükrü Coşkun (60), borcun gecikme ücretiyle birlikte 5 bin lirayı geçtiğini belirterek, "Tam Aziz Nesin'lik olay. Ölmüş bir insan, Bayır Mezarlığı'nda yatarken, 750 ton su kullanmış" dedi.Manavgat Belediyesi'nce 1996 yılında Aşağı Pazarcı Mahallesi'nde yaptırılacak Asım Okur Parkı için 1989'da yaşamını yitiren, 2'si erkek 8 çocuğu bulunan Ahmet Coşkun'a ait 2 katlı cumbalı ev kamulaştırıldı. Kamulaştırmanın ardından Ahmet Coşkun'un varislerine belediyeye ait başka yer verildi ve ev yıkıldı. 'Bütünşehir Yasası'nın devreye girmesiyle 2014 yılı mahalli idareler seçimlerinin ardından Manavgat'ta altyapı ve su, Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı ASAT'a devredildi. Geçen hafta Ahmet Coşkun'un oğlu Mahmut Coşkun'un evine giden ASAT görevlileri, ölen babalarının, belediye tarafından park yapılmak amacıyla yıkılan evlerinin su aboneliğinden kaynaklanan borcu olduğunu belirterek, görüşmeye davet etti.
2006'DAN SU BORCU ÇIKTI
ASAT'a görüşmeye giden Ahmet Coşkun'un küçük oğlu Şükrü Coşkun, kendisine verilen fatura dökümleriyle şaşkınlık yaşadı. ASAT'tan verilen dökümlerde, Ahmet Coşkun adına olan abonelikten 2006 yılında 750 metreküp su kullanıldığı ve 1586 lira 82 kuruş borç olduğu kaydedildi. 2015'e kadar açık ve aktif görünen abone numarasının diğer yıllara ait su tüketimi olmadığı belirtildi. ASAT görevlileri, 2014 yılında ilçeye geldiklerini, ondan önceki bütün kayıtları Manavgat Belediyesi'nden devraldıklarını belirterek, Şükrü Coşkun'a ilçe belediyesine gitmesini tavsiye etti.
'SU SAATLERİNİ OKUYAN PERSONEL EMEKLİ OLDU'
Şükrü Coşkun, babasının 1989 yılında öldüğünü, abone numarasının olduğu evin ise Manavgat Belediyesi tarafından 1996 yılında kamulaştırılarak yıkılıp, park yapıldığını söyledi. Manavgat Belediyesi'ne giderek, olayı anlatan Coşkun'a belediye yetkilileri, 1996 yılında su saatlerini okuyan personelin emekli olduğunu, bu kişiye ulaşarak, durumun ne olduğunu soracaklarını ve hata varsa mutlaka düzelteceklerini söyledi.
'TAM AZİZ NESİN'LİK OLAY'
Şükrü Coşkun, 1 haftadır yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Burası Asım Okur Parkı. Babamızın evi burası. Akay Şenel'in ilk Manavgat Belediye Başkanlığı döneminde 1996 yılında burada bir uygulama yapıldı. Bizim evimizi aldılar, mağdur olduk. Bu binayı Manavgat Belediyesi yıktı ve su saatini de aldı. Belediyeden aldığımız belgelerde de o dönem 'Su borcu yoktur' diyor; ama ne hikmetse 1996 yılında yıkılan binaya 2006 yılında 750 metreküp borç geldi. Yıkılan binaya bugünün parasıyla gecikme cezalarıyla birlikte 'Yaklaşık 5 bin liralık borcunuz var' diye ASAT çağrı yaptı. Ben ASAT ve Manavgat Belediyesi arasında 3 gündür gidip geliyorum. 'Sorun yok, sehven yazılmıştır' da demiyorlar. Tam Aziz Nesin'lik olay. Biz borcumuzun olmadığına dair belediyeden yazı alıyoruz; ama babam öldükten ve bu uygulama olduktan 10 yıl sonra buraya '5 bin lira borcunuz var su için' diye borç çıkageldi."
'MEZARLIKTA YATARKEN 750 TON SU KULLANMIŞ'
Evi yıkılmadan 10 yıl önce yaşamını yitiren babasının hayır işleri yapmayı ve bağ bahçe sulamayı sevdiğini dile getiren Şükrü Coşkun, "Şimdi babam yattığı Bayır Mezarlığı'nda su kullanıyor herhalde. İşin komik tarafı ama doğrusu da bu. Ölmüş bir insan Bayır Mezarlığı'nda yatarken 750 ton su kullanmış. Belki dünyada örneği ilk olacak bir olay. Merak ediyorum, ölüler öbür tarafta ayda ne kadar su kullanır ve ne kadar su faturası öder?" dedi.
Görüntü Dökümü
-----------------------
Asım Okur Parkı'ndan genel görüntü
Şükrü Coşkun ASAT binasına giriyor
Şükrü Coşkun ASAT binasından çıkıyor
RÖP: Şükrü Coşkun
Detay
02.29
HABER- KAMERA: Mithat ABAKAN/MANAVGAT(Antalya),
=====================================================
5)MISIRDA YÜKSEK REKOLTE BEKLENTİSİ
ADANA Seyhan Ziraat Odası Başkanı Cahit İncefikir, Türkiye genelinde geçen yıl 6 milyon ton olan mısır rekoltesinin iyi hava şartları nedeniyle bu yıl yüzde 20 artmasını beklediklerini söyledi. Mısır anızının yakılmaması konusunda çiftçilere uyarılarda bulunan İncefikir, çiftçilere sap parçalayıcı makineler dağıtılması ve bu makineler için ucuz mazot sağlanmasıyla anız probleminin belirli ölçüde çözülebileceğini kaydetti.
Kentte 1 milyon dekarı aşan alanda yetiştirilen ve Türkiye ihtiyacının yüzde 20'sini karşılayan mısır, iyi hava şartları nedeniyle çiftçinin yüzünü güldürdü.
Oda başkanı İncefikir, Türkiye genelinde mevsim şartlarının iyi olması nedeniyle 6 milyon ton olan mısır rekoltesinin yüzde 20 artmasını beklediklerini ifade ederek, "Mısırlara baktığımızda yeşil aksan olarak oldukça sağlıklı ve mısırın kendisi oldukça dolgun. Boyut olarak da iyi. Zamanında yağmur yağması, yağmayan yerlerde de zamanında sulama yapılmasının rekolteyi artıracağını bekliyoruz. Geçen yılın rekoltesinin çok üstünü aşacağımıza inanıyorum. Mersin'in Tarsus ilçesindeki bazı bölgelerde aşırı rüzgar nedeniyle yer yer yatmalar oldu. Yatmalar olmasaydı bölgede rekor beklenebilirdi" dedi.
Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) ürün fiyatları konusunda çiftçilere ciddi sözler verdiğine dikkat çeken İncefikir, "Rakamların olabilecek üst seviyede olmasını temenni ediyoruz. Eğer fiyatlar üreticinin istediği şekilde gidiyorsa yani üretici bu fiyatlardan memnunsa TMO'nun vereceği rakam onun üstünde olmalı çünkü eğer piyasa yüksek seyrederken TMO daha düşük rakam verirse otomatik olarak alıcı oradan kesilen vergileri, stopajı kesip ürünü düşürmeye başlıyor" diye konuştu.
'CEZA TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL'
Önümüzdeki günlerde başlayacak mısır hasadının ardından anız yangınlarının da gündeme geleceğini vurgulayan Cahit İncefikir, şunları söyledi:
"Anız yakmak toprağı yüzlerce yıl geriye atan, mikroorganizmayı yok eden bir olay. Hiç temenni etmiyoruz ama bunu çok detaylı konuşmak gerekiyor. Çiftçiye sap parçalayıcı makineler gerekiyor. O makineler de oldukça pahalı ve maliyetli. O makineyi kullanacak çiftçinin güçlü bir de traktöre sahip olması gerekiyor. Eğer üreticiye uygun mazot sağlanırsa, belirli bölgelerde bu makineler düzenli olarak, kapsamlı olarak dağıtılırsa anız yakmakla ilgili problemimizi belirli ölçüde çözeriz. Tek başına ceza yeterli değil."
Görüntü Dökümü
----------------------------
Mısır tarlasından genel görüntü
Mısırlardan detaylar
Seyhan Ziraat Odası Başkanı Cahit İncefikir'in konuşması
Sap ayrıştırıcı makinenin görüntüsü
Tarladan genel ve detay görüntüler
SÜRE: 04'22" BOYUT: 266 MB
Haber: Nuri PİR-Kamera: Can ÇELİK/ADANA,
================================================
6)HİBEYLE KURDUĞU İŞLETMEDE KEÇİ ETİ VE SÜTÜ ÜRETİYOR
TOKAT'ın Erbaa ilçesine bağlı Akça köyünde hayvancılık yapan Fazıl Hanedar (60), 2015 yılında hazırladığı projeyi Tarım ve Kırsal Kalkınma Destekleme Kurumu Tokat İl Koordinatörlüğü'ne sundu. Projenin kabul edilmesiyle 1 milyon lira hibe alan Hanedar, köydeki 9 dönümlük arazi üzerine keçi yetiştiriciliği işletmesi kurdu. Hanedar, işletmesinde 2 oğlu ve 2 torunu ile birlikte keçi eti ve sütü üretimi yapıyor.
Erbaa ilçesine bağlı Akça Köyünde hayvancılık yapan evli ve 2 çocuk babası Fazıl Hanedar (60), 2015 yılında Tarım ve Kırsal Kalkınma Destekleme Kurumu Tokat İl Koordinatörlüğü'ne, 'Süt Üreten Tarımsal İşletmeler Sektörü'nde 1 milyon 670 bin liralık proje hazırladı. Hazırladığı proje kabul edilmesinin ardından Tarım ve Kırsal Kalkınma Destekleme Kurumu tarafından yüzde 60 hibe aldı. Fazıl Hanedar, köyde bulunan 5 dönümlük arazi üzerine 150 başlık anaç keçi hayvan işletmesini 2016 yılında kurdu. Hanedar kurduğu işletmede oğulları Ahmet Emin, Hilmi Hanedar ve torunları Emirhan ve Tunahan ile birlikte keçi eti ve sütü satıyor.
'DEVLET TEŞVİKİ OLMASAYDI YAPMAZDIM'
Köyde daha önce tarım ile uğraştığını söyleyen Fazıl Hanedar, "Keçi besliyordum, daha sonraları bu işi büyütmeyi düşündüm. Çevremde ki bazı arkadaşlarımızın aracılığıyla Tarım ve Kırsal Kalkınma Destekleme Kurumu'nda teşvik olduğunu duydum. Ben de kuruma giderek başvurdum. Sağ olsun oradakiler de çok iyi ilgilendiler. Ben buradan 1 milyon TL hibe aldım. Ben bu parayı tekrar geri ödemiyorum. Ben bunu 5 yıl boyunca yapmak zorundayım. Onların denetimi ve gözetimi altında devam ediyoruz. 5 dönüm üzerine 1200 metre kare kapalı alanım bulunuyor. Yem karma makinesi, traktör kepçesi, süt sağım makinem var. Ben bu işi yaparken bana hep hayalci dediler. Ama hayal etmezsen bu işi yapamazsın. Bana 'Bu işin içinden çıkamazsın' dediler. Hep bana bu pencereden baktılar. İlk buraya kazmayı vurduğum zaman, inşaatı ilk gördüklerinde 'hayalci' dediler. Ama devlet teşviki olmasaydı yapmazdım" dedi.
'OĞLUM TEKRAR KÖYE DÖNDÜ'
İşletmesinde iki oğlunun yanında çalıştığını kaydeden Fazıl Hanedar, "Bir tanesi İstanbul'da asgari ücretle çalışıyordu. O tekrar buraya döndü işinin başına, işin takipçisi de oğlum. Eski işimden daha kazançlı. Şöyle bir örnek veriyim. Eskiden bir çiftçi 100 tane koyun satardı, 1 traktör alamazdı. Şimdi 50 koyunu olsa 40'ını satsa bir traktör alabiliyor. Herkesin ben kendi işinin sahibi olmasını isterim. Elin işi ile uğraşacaklarına kendi işleriyle uğraşsınlar. Köylerine dönsünler. Eskisi gibi değil devlet bu işlere çok teşvik veriyor" diye konuştu.
7 YILDA 66 MİLYON HİBE ÖDEMESİ YAPILDI
İl Koordinatörü Fevzi Çiçek ise "Biz bu tür destekleri Tokat'ta vermeye devam ediyoruz. Sadece küçük baş değil. Hayvancılığın büyükbaş olarak ta, hayvanlardan elde edilen ürünlerin işlenmesinde ve meyve sebzede de paketlenmesinde soğuk hava deposu ile de desteklerimiz var. Şuanda da çağrı dönemindeyiz. Bunun yanında kırsal turizm, tıbbi aromatik bitkilerin ürünlerin yetiştirilmesi ve işlenmesi desteklerimiz var. Balıkçılığa yönelik desteklerimiz var. Kurumumuz 2011 yılında hibe çalışmalarına başladı. Tokat'ımızda şuana kadar, yaklaşık 66 milyon yıl sonuna kadar ise yine yaklaşık 75 milyon hibe vermeyi düşünüyoruz" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
--------------------------
-Çiflik genel görüntü
-Ahır içerisinden görüntü
-Keçi ve yavruları
-Tesis içindeki araçlar
-Keçilere yem verilmesi
-Süt sağım makinesinde keçiler
-Fazıl Hanedar röportaj
-İl Koordinatörü Fevzi Çiçek röportaj
-Genel Detay
Haber-Kamera: Fatih YILMAZ/ERBAA (Tokat), -
(490 MB HD Görüntü)
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-6 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?