Diyabetli Çocukların "Şeker Annesi" Oldu

TEZCAN İKİZLER - Çocukluğunda yakalandığı Tip 1 Diyabet hastalığıyla 47 yıldır yaşamaya çalışan Naciye Akbel, aynı mücadeleyi veren çocuklara ve ailelerine destek olmak için dernek kurdu. Diyabet hastalarının "karbonhidrat sayımı" yöntemiyle hayatta önemli başarılara imza atabileceğini göstermeye çalışan Akbel, yaptığı çalışmalar ve sevecen tavırlarıyla, diyabetli çocukların "Şeker Annesi" oldu.

Balıkesir'in Gönen ilçesine bağlı Sarıköy'de dünyaya gelen Akbel, diyabet hastası olduğunu 11 yaşında şeker komasına girdiğinde öğrendi. Tip 1 Diyabet hastası olduğu tespit edilen Akbel'e insülin tedavisi uygulanmaya başlandı. Kendisine insülin iğnesi yaparak yaşamına devam eden Akbel, diyabet hastalığına karşı oluşan olumsuz ön yargılarla da mücadele etti.

Çevresinde birçok kişinin hastalığı nedeniyle eğitim göremeyeceğini, evlenemeyeceğini ve çocuk sahibi olamayacağını söylemesine karşı Akbel, Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünü bitirerek evlendi ve bir çocuğu dünyaya geldi.

Akbel, "Tip 1 Diyabet" hastalığına yakalanan çocuklara destek olmak için dernek kurdu.

AA muhabirine açıklama yapan Akbel, çocukluk yıllarında ortaya çıkan Tip 1 Diyabet hastalığının bilinçli olunması halinde hayati engelleyici bir durum olmadığını belirtti.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'ndeki görevinden emekli olduktan sonra edindiği deneyimleri hasta çocuklarla paylaşmak, onların hayatlarını kolaylaştırmak için bir dernek kurmaya karar verdiğini ifade eden Akbel, doktoru Nesil Gören Atalay ile "Tip 1 Diyabetli Çocuklar ve Aileleri Derneği"ni kurduklarını anlattı.

Akbel, şöyle konuştu:

"47 yıldır diyabetle yaşam mücadelesi veriyorum. Hastalığa karşı temel felsefem 'diyabetle iyi geçinirsem o da bana iyi davranacak' oldu. Diyabet hastalığına karşı verdiğim ve başarılı olduğum mücadeleyi çocuklara anlatıyorum. Henüz yeni kurulan bir derneğiz ama ilgi oldukça yoğun. Çocuklar bana 'Şeker Anne' diyorlar. Bu beni çok mutlu ediyor. Dernek yoluyla ne kadar çok diyabetli çocuğa ve aileye ulaşırsak o kadar iyi. Benim ailelerden en büyük isteğim çocuklarını rahat bıraksınlar, üzerlerine fazla gitmesinler. Hem çocuklar hem de aileleri derneğe gelip Dr. Nesil ablalarını dinlesinler."

Karbonhidrat sayımı tedavide önemli

Tip 1 Diyabetli Çocuklar ve Aileleri Derneği'nin başkanlığını yapan Diyetisyen Dr. Nesil Gören Atalay ise vücudun bağışıklık sisteminin insülin üreten beta hücrelerine zarar vermesi sonucu ortaya çıkan hastalığın genelde çocukluk ve gençlik yaşlarında görüldüğünü, hastalığa karşı kontrollü ve bilinçli beslenmeyle mücadelenin mümkün olduğunu dile getirdi.

Besin planlama yönteminin de hastalıkla mücadelede büyük öneminin bulunduğuna işaret eden Atalay, şunları kaydetti:

"Vücudumuz için ihtiyacımız olan besinleri karbonhidrat, yağ ve proteinlerden alıyoruz. Karbonhidrat insülin ile bire bir eşleşen besin ögesi. Diyabetli hastalar hayatlarına sürekli insülin kullanarak devam edeceği için bu eşleşmenin doğru yapılıp kan şekeri ayarının hesaplanması çok önemli. Günlük alınması gereken karbonhidratı öğünlere dağıtıyoruz. 3 aşamalı bir çalışma. İlk önce çocuklarımız için menü planlaması yapıyoruz, ardından besinleri nasıl seçmeleri gerektiğini gösteriyoruz. Çocuklar burada yapmaları gereken fiziksel aktiviteleri de öğreniyor. Aldıkları eğitimle vücutlarındaki kan şekeri ayarını hesaplayabilen çocuklar ne kadar insülin alması gerektiğini anlayabiliyor. Bu sayede yasaklar ortadan kalkıyor. Çocuklar kısıtlanmadan vücut yapılarının ihtiyacı kadar her şeyi rahat rahat tüketebiliyorlar."

Bu hastalıkla her an herkesin karşılaşabileceğini, sadece hastaların ve ailelerin değil toplumun da bilinçlenmesi için böyle bir derneğe ihtiyaç olduğunu aktaran Atalay, "Bu hastalık, birlikte yaşamayı öğrendiğinizde hayatı kısıtlamaz. Akademik ve spor hayatlarında başarılı bir çok çocuğumuz var" dedi.

Sporda ve okulda başarılı çocuklar

Dernekte diyabetle birlikte yaşamayı öğrenen 9 yaşındaki Elif Su Kesici, yüzmede elde ettiği başarılarla dikkat çekiyor.

Hayatını vücuduna takılı insülin pompasıyla sürdüren Kesici, hastalığının spor yaşamını etkilemediğini, katıldığı şampiyonalarda elde ettiği madalyaların bunun bir göstergesi olduğunu söyledi.

12 yaşındaki Zeynep Alkınıç ise hastalığa rağmen hayata dört elle sarıldığını, derslerinde de başarılı olduğunu söyledi.

Dernek üyesi Mürşide Topaloğlu ise oğlunun hem diyabet hem de çölyak hastası olduğunu, dernekte aldıkları eğitim sayesinde oğlunun daha sağlıklı olduğunu hatta tenis ve tekvando sporuyla uğraştığını söyledi.

Topaloğlu, diyabetik çocukların kullandığı insülin pompası ve sensörlerin bedellerinin karşılanması gerektiğini belirterek, bu hastalığı taşıyan ancak ailelerinin ekonomik güçlük yaşadığı bir çok çocuğun yaşamının sıkıntılarla geçtiğini ifade etti.