Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, "İstanbul ve Ankara'da milyonlarca ağacın kesilmesiyle doruğa çıkan doğa katliamından, kıyılarımıza göz diken rant hırsından ve ekonominin yokuş aşağı gidişinden ülkemiz ve turizm sektörü adına büyük kaygı duyuyorum" dedi.
Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen "Ekmeğini Barıştan Çıkaran Sektör: Turizm" konulu konferans, Ramada Plaza Otel'de başladı.
Konferansın açılışında konuşan Akaydın, turizm kelimesinin oluşturduğu çağrışıma savaş, öfke, nefret, şiddet, doğa katliamı ve bağnazlık kavramlarının ters düştüğünü söyledi.
Savaşlar, şiddet veya doğa katliamının topluma, ekonomiye, turizm sektörüne yüksek bedeller ödettiğine değinen Akaydın, şöyle konuştu:
"Yakın geçmişte siyasi tarihimize 'One Minute' özgün deyişiyle anılan siyasi çıkış bile sadece Antalya'ya yılda 300 bin İsrailli turist kaybettirmiştir. Taksim Gezi olaylarıyla başlamış ve yurt sathına yayılmış polis şiddeti görüntüleri dünyaya yansımakta, büyük tepkiler toplamakta ve turizmi olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Savaş çığırtkanlığı, öfke, nefret, şiddet ve doğa katliamının yanına ekonomik çöküşü, sosyal patlamaları ve 'Büyük Usta'nın tüm bunlara yaptığı katkıları eklediğimizde ortaya çıkan yürekler acısı fotoğraf, Türkiye'nin bugünüdür. Öyle bir fotoğraf ki tarihimizde benzeri görülmemiştir. Dileğimiz ve umudumuz, yarınlarımızın böyle olmamasıdır."
Suriye'de yaşanan gelişmelere dikkati çeken Akaydın, Türkiye sınırında savaş tehditi bulunmasından kaygı duyduklarını dile getirdi. Akaydın, "Yurt savunması için olmayan tüm savaşları cinayet olarak görüyoruz" diye konuştu.
Akaydın, şunları söyledi:
"Bugün Türkiye'de olup bitenlerden, basınımızı, üniversitelerimizi, gençlerimizi ve hatta futbol takımlarımızı hedef alan şiddet manzaralarından, Suriye'ye asker göndermek için yanıp tutuşanlardan, İstanbul ve Ankara'da milyonlarca ağacın kesilmesiyle doruğa çıkan doğa katliamından, kıyılarımıza göz diken rant hırsından ve ekonominin yokuş aşağı gidişinden ülkemiz ve turizm sektörü adına büyük kaygı duyuyorum. Bizler barışın ve doğaya saygının egemen olduğu bir dünya ve Türkiye istiyoruz. 'Rant oluşmazsa ülke kalkınmaz' diyen Çevre ve Şehircilik Bakanımızın bu itirafı, kentleşme, çevre ve ekonomi tarihindeki ibret verici yerini almıştır. Bundan utanç duyuyoruz."
- Antalya Vali Vekili Yüksel
Antalya Vali Vekili Recep Yüksel ise turizmcilerin küresel sıkıntıların yanı sıra il düzeyinde de sıkıntılarla uğraştığını söyledi. Turizmcilerin belediyeler, kamu kurumları veya ulaşım esnafıyla sorunlar yaşayabildiğine değinen Yüksel, "Dolayısıyla bizim bunları da aşmaya ihtiyacımız var. Turizmci arkadaşlarımızı pek çok bakımdan eleştirebiliriz. 'Çevreye duyarsız yatırıp yapıyor, doğayı katlediyor' diyebiliriz. Yapıyorlar anlamında da söylemiyoruz bunu ama genel olarak onların işini kolaylaştırmalıyız. Onları rahatlatmalıyız" dedi.
Yerel seçimlerin yaklaştığını hatırlatan Yüksel, siyasi parti liderlerine belediye meclislerinde turizmcilere yer vermeleri ve onları karar organlarına almaları çağrısında bulundu.
"Turizm krizler karşısında artık daha güçlü"
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak, marka gücü kazanmanın zor, kaybetmenin ise çok kolay olduğunu vurguladı.
Ülke imajının birkaç saniyelik görüntü veya sözle bozulabildiğine işaret eden Budak, Gezi olaylarında ortaya çıkan görüntülerin Türkiye'de imaj kaybı yaşattığını ifade etti.
Budak, şöyle konuştu:
"Bütün bunlara rağmen performans beklenenin üzerinde olmuş, bu da büyük fedakarlıkla sağlanmıştır. Turizm sektörümüzün bu tip krizler karşısında daha güçlü bir forma ulaştığına inanıyorum ama bunun yanında Türkiye'nin bölgesinde barış, kardeşlik, demokrasi, insan hakları, kadın hakları, çevrenin korunması konularında imajını düzeltecek ciddi adımlar atması zorunludur. Türkiye bu konularda uluslararası standartların üzerine çıkma, yani çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkma hedefini siyaset üstü ulusal hedef olarak benimsemek zorundadır."
Antalya'ya başka kentleri de kullanarak yıllık 12 milyon yabancı, 3 milyondan fazla yerli turistin geldiğini kaydeden Budak, bakanlık verilerine göre geçen yıl Türkiye'deki toplam 90 milyon gecelemenin 60 milyonunun Antalya'da olduğuna dikkati çekti.
Budak, Antalya'nın başarıları kadar sorunlarının da büyük olduğunu söyledi. Bazı sorunların son 20 yılda halen çözüme kavuşturulmadığına değinen Budak, Antalya'da destinasyonun kırsal ve kent alanlarını dahil ederek bütün olarak yönetilmediğinin altını çizdi. Sezonun kısa olması nedeniyle mevsimlik işsizlik yaşandığını vurgulayan Budak, arz planlamasının ise yapılmadığını kaydetti.
Akaryakıt, gıda fiyatları veya vergilerin Türkiye'nin rekabet gücünü azalttığını belirten Budak, şunları söyledi:
"Sürdürülebilirlik sorunumuz ciddi bir sorun. Türkiye'de ve Antalya'da yalnızca çevre anlamında sürdürülebilirlik yok, aynı zamanda ekonomik ve sosyal anlamda da sürdürülebilirlik sorunumuz var. Bunların sonucu şudur: Bugün buraya 300 metre mesafede yani turizmin başkentinin tam merkezinde vitrinlere bakarsanız, 5 liraya taklit marka tişört, 3 liraya tavuk döner ayran, 9 liraya ayakkabı satıldığını görürsünüz. Antalya turizminde madalyonun dış tarafı 'Dışı eli, iç tarafı bizi yakar' durumdadır."
Budak, Antalya'daki betonlaşma ve çevre tahribatına da dikkati çekti. Budak, "Antalya gibi bir turizm cennetinde 980 maden ve taş ocağı ruhsatı olamaz" diye konuştu.
Konferans, öğleden sonraki oturumlarla devam edecek. - Antalya
Son Dakika › Güncel › Ekmeğini Barıştan Çıkaran Sektör: Turizm Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?